Giriş
(15)

Trafikte polemiğe giriyor musunuz?

2027
Arkadaşlar Merhaba, Aslında sb ama bir soru daha sorayım. Trafikte inatlaşmaktan, zıtlaşmaktan nasıl koruruz kendimizi? Psikologlar belki aydınlatır ama direksiyonda niye agresifleşiyoruz? Hiçbir faydası olmayan bu meretten nasıl kurtulabiliriz?
Arkadaşlar Merhaba,
Aslında sb ama bir soru daha sorayım. Trafikte inatlaşmaktan, zıtlaşmaktan nasıl koruruz kendimizi? Psikologlar belki aydınlatır ama direksiyonda niye agresifleşiyoruz? Hiçbir faydası olmayan bu meretten nasıl kurtulabiliriz?
0
2027
(06.10.21)
Trafikte agresifleşmenin temel nedenlerinden biri özgürlüğüm kısıtlanıyor duygusu, arananın birinin gelip önüne ççat diye kırması gibi. Ulaşacağın yere gidiş süreni 1 dakika bile değiştirmeyecek şeylere sinirlenmek, tartışmaya girmek veya bir kaza ihtimali sana çok daha fazla zaman veya başka şeyler kaybettirebilir. Bu düşünceyle hareket edince ne kadar anlamsız hareketler olduğunu görüyorsun.
0
ludwig boltzmann
(06.10.21)
Ben sesli kitap dinlediğim zaman insanlar canımı sıkmıyor trafikte. Tavsiye ederim.
0
beni sen öldürme
(06.10.21)
biraz insanın karakter yapısıyla da ilgili bir şey sanırım. ben trafikte ne yaşarsam yaşayayım eğer geçip gidersem on saniye sonra unutacağımı bilerek araba kullanıyorum. eğer durup tartışırsam hem bir yere varamayacağım hem de daha çok geç kalacağım.
0
rahip janick
(06.10.21)
Normal hayatımda çok sakin, çok uyumlu bir insan olmama rağmen trafikte tetikte ve her an birilerine kızıp söylenecek bir insana dönüşüyorum. Uzun zaman üzerine düşündükten ve kendi davranışlarımı analiz ettikten sonra ("normalde bu kadar sinirli bir insan değilim, bana ne oluyor") şunu fark ettim: Beni sinirlendiren şey, özgürlüğüm kısıtlanıyor duygusu değil, aptal yerine konulma duygusu. Türkiye'de trafikte herkesin "kendisi daha akıllı"ymış gibi davranması, kurallara uyanların zekalarının davranışlar aracılığıyla küçümsenmesi. Herkesin en akıllı kendisiymiş gibi kuralları eğip bükmeye çalışması.
0
silverleaf
(06.10.21)
silverleaf +1
kuralları hiçe sayıp, kurallara uyanların önüne en akıllı kendisiymiş gibi geçip hakkını gasp edenlere sinir oluyorum. korna polemiğine giriyorum. fena küfür ediyorum (arkada kızım varsa hariç) bazen de gülüp geçiyorum ama genelde küfür ve korna polemiğine girerim. bi gün sadece trafik kurallarına değil hayati kurallara da riayet etmeyen birisi gelip kurşunu basabilir düşüncesi de yok değil kafamın içinde ama katlanamıyorum abi daralıyorum, kabullenemiyorum.

şerit ihlalleri, en sağ şeritten bi anda sola dönmeye çalışmalar. bi yere döneceksin, karşı yoldan gelenin sinyal vermediğini görünce bekliyosun düz gidecek diye (hızlı da geliyor) bi bakmışsın çat dönüyor falan. yani anlamıyorum ya niye böyle. ben giriyorum arkadaş.. haksızlığa tahammül edemiyorum. yapı olarak her yerde böyleyim, banka sırası, market sırası vs.. bi şekilde yanlış yapıldığını belirtme gereği duyuyorum. arkada kızım varken daha sakinim, onu babasız bırakmama düşüncesiyle biraz da törpülemiş sayılırım bu polemikleri ama istemesem de oluyor, engel olamıyorum.

bundan kurtulmanın yolu bence yine bizimle alakalı, sabah trafiğinde mesela bazı araçlara yol verip bi teşekkür hareketi almak daha pozitif başlatıyor güne. böyle başlarsam geri kalan her şey benim kontrolüm altındaymış gibi geliyor ve daha sakin oluyorum. ama dk 1 gol 1 bomboş yolda antin kuntin hareketlere maruz kalarak başlarsam herkes öyleymiş gibi geliyor ve öyle devam ediyor.
0
Improbable
(06.10.21)
karşıdakinin cebinde bıçak var gibi düşün. biraz daha uzatırsan aileni bir daha göremeyeceksin çünkü öleceksin.

hiç değmez. on dakika geç kal. gerçekten insan gibi tartışılmaz bile kimseyle herkes o kadar sinirli ki aslında olmadıkları kişiliklere bürünüyorlar. çok sinirlenince bazı insanların gözü bir şey görmüyor ama maalesef birini öldürmek bazen çok anlık bir şey. o yüzden görmezden gelip tamam geç sen haklısın diye kapatmak lazım.

bir gün bu tarz kişiler zaten kendileri gibi biriyle karşılaşıyor, onlar onların dersini veriyor.
0
bohr atom modeli
(06.10.21)
Kimseyle tartışmam, kornaya basmam. Herkese yol veririm, böylece benim de yolum daha rahat açılır.

İnsanlar agresif, bazıları piskopat, bazıları sosyopat. Silahı mı var, bıçağı mı var?

Sopayla inip kafaya vursa ölür müsün sakat mı kalırsın belli değil. Sen ona vursan yaralansa mahkeme mahkeme anlat derdini Marko Paşa'ya.

Önünüze kıran, kural çiğneyen, agresif davranan adam normal medeni bir adam değildir zaten.

Böyle adamla tartışılır mı?
0
John Bloor
(06.10.21)
Eşimi de kardeşimi de kimseyle tartışılmayacağına ikna etmeye çalışıyorum.
Hiç aklımdan çıkmayan bir video var, adam ailesi ile arabada, farklı bir araçtaki iki maganda hareket halindeyken adama silah çekiyorlar, yol verme kavgası ile ilgili. Bir yandan jandarmaya dert anlatıp bir yandan kaçmaya çalışıyordu insanlar. Gerçekten millet psikopat, kimin silahı, kimin bıçağı, kimin jopu var bilmiyoruz.
Canımızı sokakta bulmadık, mümkün mertebe kimseyle muhattap olmamak lazım.
Daha bir hafta önce dedem yaşında adam 25 yaşında kardeşimin sağından solundan önüne geçmeye çalışıyordu, salak salak triplere, kendini ispat çabasına giriyor insanlar direksiyona geçince.
Mümkün olduğunda önüne bakıp yoluna devam etmek lazım.
0
hrvl
(06.10.21)
bu durum aslında o günkü ruh halimizle ilgili. düşün mutlu ve huzurlusun, güzel bir akşam yemeğine gidiyorsun. trafikte önüne kıran adama sinirlenir misin ? tam tersi kredi borçların birikmiş üstüne beklemediğin bir masaf çıkmış, işler de kötü gidiyor bu senaryoda önüne biri kırınca ne olur ?
0
orpheus
(06.10.21)
Girmememem lazım ama giriyorum.

Eşim pek hoşlanmıyor bu durumdan. Onu germemek için daha dikkatli olacağım diyorum, direksiyona geçince yine gözüm kararıyor. Bazen de sadece gülüyorum, Allah'ından bul diyorum, küfür ediyorum.
0
chicha_v2
(06.10.21)
trafikte kurallara uysam da uymasam da başka insanların olduğunun farkında bile değilim. Aslında farkındayım ama yoklarmış gibi yapıyorum. Bu bana kızanı daha da kızdırıyor aslında biliyorum ama muhatap olmak hiç istemiyorum tanımadığım bir davarla.
yani o kadar muhatap olmuyorum ki adamı sinirlendirecek bir şey yapsam da adamın bana kızma yada artislik yapma şansı olmuyor. çok genişim,hiç bir şey umrumda değil. adamlar zorla etrafımı sarsa araç camı kırılana kadar müzik dinlemeye devam edebilirim.arabamın kaskosu var ,ertesi gün ikame aracım gelir servise girer arabam, cebimden para çıkmaz.
bir araç istediği kadar korna çalsın telefonla konuşuyorum siklemeden yada müzik açıp şarkıya eşlik ediyorum kafamı bile çevirmiyorum ilgili araçlara.
hele akan trafikte adam gelip bir şey söylemeye çalışsa, öyle sorular soruyorum ki el hareketleri ile adamın kafası karışıyor basıyor gidiyor. mesela adam dıt dıt korna çalıyor ben ona bakmak zorunda kalırsam arabasının egzozudan su akıttığını işaret ediyorum yada bagaj kapağı açık galiba anlamına gelecek hareket yapıyorum . ağız dolusu küfür eden birisi olmuştu bir kere, gülerek şampiyon galatasaray diyerek dıt dıt korna çalıp basıp gitmiştim . adama adres te sorabilirsiniz tercih sizin .
insanlar size hakaret ederlerse ve siz artık önlemleriniz ile kaçamayıp maruz kalıyorsanız gülerek işaret parmak yapıp sen işini bilirsin sana helal olsun diye bağırın, bravo hoca iyi işti deyin ardından Süleyman abiye çok selam diye ekleyin.
trafiğe bu uçuk kafayla çıkamıyorsanız bir gün zor durumlara düşersiniz
0
taylor durden
(06.10.21)
Ben polemiğe girmeyi gerektirecek hatalar yapanların insan olmadığını, bir çeşit alt tür olduğunu düşünüyorum. Nasılsa kızsam da anlayamaz, neden kızıp da kendimi de sinirli bir ruh haline sokayım?
0
marla is in my head
(06.10.21)
+1 @taylor durden

tanimadigim insanlari gercekten insanlarmis gibi kabul etmiyorum baya uzuuun senelerdir. yoksa yasanmazdi zaten bu dunyada.

tanimadigim alakam olmayan insanlar oyunlardaki NPC benim icin, beni sinirlendirme ihtimalleri pek yok.
0
robokot
(06.10.21)
Bu kitle psikolojisiyle alakalı bir durum.
Şimdi memleketteki çoğu insan birçok alanda haksızlığa uğradığını hissediyor. İş yerinde, okulda, evde, aile arasında... Genelde sorunlarımızı konuşarak çözemediğimiz sürekli imalarda bulunduğumuz için derdimizi de anlatamıyoruz.

Trafikte işler değişiyor. Karşındakiyle aranda bir bağ olmayınca (seni işten kovamaz, boşayamaz, küsemez) burada korkusuzca tüm birikmiş isyanını kusuyor insanlar.

Ama gerek yok. Yani trafikte zorla yol isteyene verin gitsin. Yana yakıla yanımdan geçen kekoların çoğunu 10 dk sonra sıkışık trafikte 2 araba önümde görüyorum zaten. Ortalama 20-30 km ile seyreden bir trafikte büyük şehirlerde ne kazanabilirsin?

Ha ama yandan kaynak yapanlara gıcığım var o ayrı.
0
anten
(06.10.21)
Pek küfürlü konuşan birisi değilim. Trafikte çok küfür ediyorum. Epey bir çirkinleşiyorum. Ama asla cam açmam, kornaya basmam. Arabanın içinde kendi kendime küfürümü eder sinirimi atmaya çalışırım.

İnatlaşmak ve zıtlaşmak çok tehlikeli. Trafikteki diğer tüm unsurların sizi öldürmeye çalıştığını düşünerek hareket etmek yerinde olur (bunu trafiğin doğal akışı için de düşünebilirsiniz, yalnızca kavgalar için değil)
0
pispinti
(06.10.21)
(10)

Radikal bir karar almam lazım, siz olsanız ne yapardınız?

dora
Merhabalar mutsuz bir işim var yükselmeye açık fakat hiçbir para ve pozisyonun beni tatmin etmeyeceğini düşünüyorum.Bu sebeple yazılıma yönelmeye karar verdim, daha önceden az biraz alakam vardı; yazarken çok keyif alıyordum. Kanada'da 15 bin CAD ücretle 2 senelik yazılım college'ı buldum, hem bu sa
Merhabalar mutsuz bir işim var yükselmeye açık fakat hiçbir para ve pozisyonun beni tatmin etmeyeceğini düşünüyorum.
Bu sebeple yazılıma yönelmeye karar verdim, daha önceden az biraz alakam vardı; yazarken çok keyif alıyordum. Kanada'da 15 bin CAD ücretle 2 senelik yazılım college'ı buldum, hem bu sayede Kanada'da yaşama şansı elde edeceğim, hem çalışma iznim olacak(part-time) hem de yazılım tittle'na sahip olacağım.
Siz olsanız ne yapardınız, yurt dışında yaşamanın zorluklarının farkında olarak bu aksiyonu alacağım.

Yaş:26 Üretim Mühendisliği
0
dora
(04.10.21)
iyi güzel insanlar tabii ki sevdikleri işi yapsınlar ama öte yandan da para kazanmadığın işin de bir anlamı yok. yazılımcılar para kazanmıyor demiyorum ama "hiçbir para ve pozisyonun beni tatmin etmeyeceğini düşünüyorum." demek de manasız bence.

en nihayetinde hepimiz para için çalışıyoruz.
0
co2s2
(04.10.21)
telefonu kapatmam lazım uçaktayım. :)

saniye durmazdım gördüğün üzere
0
erty_ksk
(04.10.21)
ingilizce problemi yoksa sana şimdiden iyi yolculuklar.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(04.10.21)
Daha önce de alakanız varsa, iş çıkarabiliyorsanız ortaya, mevcut işinizle birlikte freelance başlayabilir, kendinizi deneyebilirsiniz. Birlikte İhracat diye bir komünite var, özellikle hizmet ihraç edenler için büyük bir kaynak. Aynı zamanda yurt dışında yaşayan, buradan göçenler de mevcut. En azından içerideki havayı solumak bile fikirlerinizin çeşitlenmesini sağlayabilir www.birlikteihracat.com
0
d0RuK
(04.10.21)
türkiye de geçirdiğin her saniye haramdır
0
taylor durden
(04.10.21)
Express Entry sırasında olan biri olarak, ben de B planı olarak okul seçeneğini düşünüyorum. En kolay gidilen yol o ve eşin/birlikte yaşadığın partnerin varsa ona da çalışma izni veriyor aklında olsun.

www.canada.ca
okulun burada var mı iyi bak ama. (PGWP eligible olsun bir de, sonrasında kalabilmen için)

Yıllık 15 bin cad'dır tahminen benim baktıklarım öyleydi, öyle birikimin varsa git. Bana çok geliyor bu miktar ama gemileri yakarsam düşüneceğim. 2 yıllık okul + 3 yıl post graduate work permit, o aralar PR alabilsen, zaten 1095 gün orada oturduğunu kanıtlarsan vatandaşlığa da başvurabiliyorsun. (eğitim yarım sayılıyor) Müthiş.

git kesinlikle. Tek sıkıntı olabilecek şey para ve eğer Akdeniz insanıysan (çok yakın ilişkilerin varsa) onları özleyebilecek olman. Soğuk introvert biriyim diyorsan bence çok keyif alırsın ama yalnız başına ders çalışıp okul çıkışı uber yapmak veya kafede çalışmak yorabilir. Gördüğüm kadarıyla çift olarak gidenler daha rahat tutunuyor (hem diğer kişi fulltime çalışıp daha çok para getirmiş oluyor vs.)

edit: yaşın da express entry için ideal. 29'a kadar master yapsan keşke, bi de kanadada okuyunca (şu an okuyacağın program bile gerçi) kanadada okumak ve yaşamaktan dolayı puanın yükselebilir ve çıkma ihtimali daha yüksek olabilir.
0
nhk ni youkosu
(04.10.21)
yurt dışında yaşayacağınız zorluklar: arkadaşlara özlem, aileye özlem, gezen takılan biriyseniz bunlara özlem.
tr'de karşılaşılan genel zorluklar: özgürlük diye bir şeyin olmaması, adalet olmaması, kontrolsüz göçmen alımı, ölüm korkusu, işsizlik korkusu, alım gücü zayıflığı, her geçen gün kötüye giden eğitim sistemi, her şeyin her geçen gün kötüye gitmesi.

özlem ve işin psikolojik tarafını halledebilirseniz hemen yarın gidin. ama halledemem diyorsanız da gidin en azından çabalayın. türkiye'de kalmak için herhangi bir sebep göremiyorum.
0
golgi aygıtı
(04.10.21)
Ben de gidin derim ama ekstra birkaç şey yazayım.

Ben de üretimde çalışmış bir mühendisim. Üretim sevmeden zor. Bu alanı sevmiyorsanız satış, satın alma gibi alanlarda da çalışma şansınız olabileceğini unutmayın. Bir kere üretimde çalıştınız diye ömür boyu üretimde çalışmak zorunda değilsiniz.

Bir de 2 yıllık yazılım eğitimi gerçekte ne kadar para kazandırır, iş bulmayı sağlar mı, bunu da araştırmak lazım. Bence yazılım bir noktadan sonra keyif alıyorum'un ötesine geçiyor. Bunun her meslekte olduğunu düşünüyorum.

Gidilecekse bence yaşama şansı için gidilir.
0
dissendium
(04.10.21)
Kanada overrated bir ulke oldugu icin benim tavsiyem oncelikle Avrupa'yi dene, yok olmuyor ise ABD'ye git olur. Ben olsam mumkun oldugunca Kanada'ya bulasmam.

Yok illa bulasacam kendime eziyet edesim var diyorsan, gocmenlik acisindan gelip isletme masteri ile sisteme girmen buyuk ihtimal daha kolaylasir. Sonra muhendislikten kovalayabilirsin ama maaslar hukuk/tip haric tatmin edici degil. Muhendis maasiyla orta direk bile olmak zor. IT konusunda kimisi cok iyi durumda kimisi surunuyor o yuzden IT sektoru super demem zor.
0
cooperr
(09.10.21)
express entry ile gidebiliyordum gitmedim, ben 6-7 ay kar altinda kalmayi sevmiyorum, yaz insaniyim.

ama tam yasin ve fiyat da fena gelmedi. senelik olsa bile pahali degil kanada standartlarinda. sirf 2 sene biraz sosyal hayattan( 2 gun okula gidersin 4 gun calisirsin yani aslinda komple de kismiyorsun, okul tatilleri de coktur ve yogundur) ve belki luksumsu aliskanlarindan kissan cogu donemin parasini orada calisarak cikarabilirsin. olmadi begenmedin, yazilimci olarak baska bir ulkeye gidersin veya turkiye'ye donersin.
0
baldur2
(09.10.21)
(14)

kira konusu

egokalp
2019 yılında kiraya verdiğimiz bir evimiz var. yaklaşık 2 sene evvel oturup anlaşmıştık konuşurken de her sene yüzde 10 zam yaparız dedi tamam demiştim.ilk sene 1700 ikinci sene 1840 derken şimdi 3. seneye gireceğiz. bizim kira 2000 lira olacakken sitedeki diğer daireler 3500'den gitmeye başlamışkir
2019 yılında kiraya verdiğimiz bir evimiz var. yaklaşık 2 sene evvel oturup anlaşmıştık konuşurken de her sene yüzde 10 zam yaparız dedi tamam demiştim.

ilk sene 1700 ikinci sene 1840 derken şimdi 3. seneye gireceğiz. bizim kira 2000 lira olacakken sitedeki diğer daireler 3500'den gitmeye başlamış

kiracıyı arayıp 3. yılın başında sitedeki diğer daire fiyatlarını göstererek extra zam istemeli miyim? yoksa bu ayıp mı olur fikirlerinize ihtiyacım var.
0
egokalp
(02.09.21)
ekstra zam istemek hakkın. ama diğer daire kiralarına çıkmanın hoş olacağını düşünmüyorum. ikisi arasında bir denge bulmaya çalışın. karşının durumu çok iyise oldukça yukarı çıkın derim. hem sizin aşırı ihtiyacınız yok ve karşı tarafta maddi durumu pek iyi olmayan biriyse daha az da tutabilirsiniz. konuşarak halletmenizi öneririm
0
avatar is back
(02.09.21)
isteyebilirsin ama kiracı açısından pek bir şey ifade edeceğini sanmam.
0
reanarchy
(02.09.21)
bunu yasal olarak ancak kontratin 5. senesinden itibaren yapabilirsin. Yani 5. sene kiraci enflasyon uzeri zammi reddederse ama cevredeki kiralar cok yukseldiyse kira tespit davasi acilabilir.
0
robokot
(02.09.21)
bu ayıp olmaz bence kötülük olur
0
taylor durden
(02.09.21)
en fazla %15.15 yapabilirsin yasal olarak.
0
glamdr1ng
(02.09.21)
kiracı maksimum tüfe oranında zam yaptığı sürece yapabileceğin bir şey yok ama konuşarak arayı bulmayı denesen o da belki okey diyebilir.
0
nhk ni youkosu
(02.09.21)
bunu istemeye hakkınız var. ama kiracının da kabul etmeme hakkı var. ve yasal olarak da kiracıyı oradan çıkartmanız çok çok zor bir iş. hani %10 yerine, %15 istemeyi deneseniz hayır demez belki kiracınız ama ilk baştan anlaşılmış %10 olarak. mevzuat bu konuda haklı olarak kiracının yanında. bu arada zaten diğer cevaplardan birinde söylenmiş. 5 yıl sonrasında kirayı bölgedeki rayiçe göre belirleme hakkınız var.

bir de işin öbür boyutu var. şu anda aklıma örneği gelmeyen bazı olaylar sonrasında, evin bulunduğu sokağın - mahallenin itibarında ve bunun sonucu olarak da kirasında düşüş yaşandı. sizin kiracı 2000 liraya otururken, aynı ev yanda 1250 lira. indirir misiniz kirayı?
0
co2s2
(02.09.21)
Kendisini ara, muhitteki benzer daire fiyatlarını göster, extra zam iste.
Kabul ederse iyi. Huzuru kaçmaz, orta bir yerde buluşursunuz, aynen devam eder. Uğraşmaz.
Kabul etmezse, yasal olarak kabul etmeme hakkı var. İki sene daha tüfe ile artış yaparsınız. Ama 5. senesine de az kalmış zaten, ona göre şimdiden hazırlığını yapar. Biraz huzurunu kaçırıp bunu çıtlatmadığınız sürece 3500 liralık yere 2000 lira kira almaya devam edersiniz. Hayırseverlik de lazım, o da iyi bir şey, ben pek hayırsever değilim büyük şehir şartlarında. Satmayı düşünüyorum kartını da mutlaka oyna derim.

Kiracı akıllıysa ve evden memnunsa ekstra zammı kabul eder zaten. 5. senesinde o muhitteki kiralar belki 8000 olacak, 2 kira depozito, emlakçı komisyonu, bir kira peşin ile birlikte 32 bin lira taşınma parası hariç vermesi gerekecek. 30-40 bin tl verene kadar, iki seneye yayılmış bir şekilde ayda ekstra 500-1000 lira ödemek çok daha mantıklı.
0
roket adam
(02.09.21)
ayıp olur tabiki bi de bunu soruyormusun
0
mysql34
(02.09.21)
Gününde oduyorsa iki yüz lira için hiç uğraşmazdim
0
sanguine
(02.09.21)
bunlar hep enflasyonun çarpıtılmasından kaynaklanıyor. gerçek enflasyon açıklansa o evin kirası enflasyon zammı ile piyasa değerine ulaşırdı.

evet ayıp olur biraz ama piyasa değeri 3500 ise o evde 2000 liraya oturmaktan rahatsız olmayan kiracı da ayıp ediyordur. ölücüdür. ev sahiplerine gereksiz bir tavır var sözlükte. sorunlu ev sahipleri var ancak sorunlu kiracılar da çok. mesela bir beyaz yakalının maaşı zamlarla birlikte 5000 lira oldu. o yıl işe başlayan aynı işi yapan biri 8000 lira maaş alıyor. rahatsız olmaz mı 5000 lira alan kişi? yok ben eskiden beri çalışıyorum 5000 e fitim der misiniz? demezseniz ev sahibini suçlayamazsınız. kötülük falan yapmıyorsun. insanlar hakkı oan parayı isterken bile çekiniyor artık.

yapabileceğin şu var. evi satabilirsin. 240 kira çarpanı dersek 2000*240 = 480.000 , 3500*240=840.000. evin fiyatı 480 binden 840 bine çıkmış. evin manevi bir değeri yoksa, düzgün ve fiyata uygun bir yer de bulursam ve evdeki hesap çarşıya uyarsa 3 yıl %50'den daha düşük kira almaktansa evi satıp hemen başka bir ev alırım.
0
black mamba
(02.09.21)
Kira kontratında yazandan daha fazla bi şey isteme

Eski kiracı her zaman avantajlıdır
3500 verem zorlanır istikrarlı ödemeyez daha ucuz yer bulur gider
Böyle riskler de var
0
bir soru sorcam
(02.09.21)
Oyun oynanırken kural değiştirmek istiyorsunuz. Bence etik değil.
5 yıl dolunca yukarıda bahsedilen davayı açar güncel fiyata getirirsiniz. Bu daha olması gereken bir seçenek bence.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(02.09.21)
Ben de şuan bir kiracı olarak garip garip düşünüyorum eylül ayı bitince 1500 lira olan kiramı ne yapacak ev sahibi diye.. Bence tüfe oranındaki fiyatı söyleyin karşınzıdaki insanların yerinde bizler de olabilir.
0
denizmaniaherif
(03.09.21)
(5)

Tadilat hatta tadilatlar.. tavsiyelerinizi alırım

haksizfil
Yeni taşınacagım evde parkelere sistre cila, banyo tadilatı (fayans ve duşakabin ve eskiler de sökülecek), elektrik düğmelerinin değişimi ve bir odada priz çekme/avize takma, tüm ev badana boya, eve eşya taşıma yani nakliye, gibi bir dizi işim var. Her biri için ayrı usta tutsam keşifi işlemi vs çok
Yeni taşınacagım evde parkelere sistre cila, banyo tadilatı (fayans ve duşakabin ve eskiler de sökülecek), elektrik düğmelerinin değişimi ve bir odada priz çekme/avize takma, tüm ev badana boya, eve eşya taşıma yani nakliye, gibi bir dizi işim var.

Her biri için ayrı usta tutsam keşifi işlemi vs çok zaman alacak ve yoğun çalışıyorum. Bu işleri organize edevek biri var mı memnun kaldıgınız?

Ya da ayrı ayrı da olur yaptırdık iyi iş çıkardı dürüsttü dediğiniz?

Ve işten anlayanlara ek soru, bunlar hangi sırayla yapılmalı?

1 aya yeni eve geçmek istiyoruz.
0
haksizfil
(24.08.21)
mükemmel bir boyacı var istersen tavsiye edebileceğim
0
taylor durden
(24.08.21)
artik yeni makineler cikmistir illaki ama sistre cila asamasinda cok toz olabilir. yeni boyanmis duvarlara o toz gitmesin. o yuzden en son boya yapilacak. zaten priz cekme asamasinda da duvara kanal acilacak. kirma dokme isleri olacagi icin boya en son yani. ama ciladan sonra da uzerinde yurunebilecek, naylon ortu serilebilecek kadar zamanin gecmesi lazim.

banyo tadilatinin zamani cok onemli degil. o her zaman yapilir.

elektrik, parke, boya diyorum ben.

kendi ustalari olan insaat firmalari var, gelip hepsini yapiyorlar.
0
chezidek
(24.08.21)
İsterim tabiki. Bu arada en önemli şeyi unutmuşum: yer İstanbul Anadolu Yakası, finans merkezi civarı.
0
🌸haksizfil
(24.08.21)
bu işleri komple olarak ekipleri olan tadilatçılar var ama senin tek tek bulup yaptıracağın fiyatın 2 katına mal olur o iş.

o yüzden hangi işlere/ustalara ihtiyacın olduğunu belirle ve fiyat almaya başla.

bir ikinci olarak da malzemeli fiyat alma işçilik olarak anlaşmaya çalış.

bu da hem kendi beğendiğin aldığın kalitesini bildiğin mal olmuş olacak hem de extradan kazıklanmayacaksın.

normalde 3 birime çıkacak iş bu şekilde 1 birime mal edilir.

ha benim için para önemli değil zamanım daha kıymetli ben bu işe ayıracağımdan daha fazlasını çalıştığım sürede elde ederim diyorsan bi tane tadilat dekorasyon işi yapılır diyen adam bulcan. o kendi ekibiyle anahtar teslim iş yapar sana.
0
jugador
(24.08.21)
Para önemli:)
0
🌸haksizfil
(24.08.21)
(7)

uzay/evren/tanrı hakkında bir soru?

kahve45
diyelim ki bir uzay gemisi sizi bir yolculuğa çıkarmak üzere dünyaya geldi.bu yolculukta, tanrı var mı yok mu, paralel evrenler var mı, big bang gerçekten oluştu mu,bunlar ve vs. her istediğiniz sorunun cevabını bulacaksınız.ama gittiğinizden kimsenin haberi olmayacak, hatta sevdikleriniz sizi öldü
diyelim ki bir uzay gemisi sizi bir yolculuğa çıkarmak üzere dünyaya geldi.
bu yolculukta, tanrı var mı yok mu, paralel evrenler var mı, big bang gerçekten oluştu mu,
bunlar ve vs. her istediğiniz sorunun cevabını bulacaksınız.
ama gittiğinizden kimsenin haberi olmayacak, hatta sevdikleriniz sizi öldü bilecek.
kabul eder miydiniz?
0
kahve45
(17.08.21)
Hayır. Bunları düşünmek bile bende panik atak yapıyor. Bir de böyle bir yolculuğa çıksam iyice deliririm. Ayrıca sevdiklerimin beni öldü bilmesini istemezdim.
0
sta
(17.08.21)
insan bu soruların cevabını neden arar ki? cevabı bilse ne olur ki ?
tabi ki hayır!
0
taylor durden
(17.08.21)
Gerçekten Rama'yı okuyup gelmiş gibisiniz. Rama'yı okuyun +1

Hayatımdan memnun olmadığım depresif dönemlerimden birinde olsaydı bu soruya "tabi lan, hemen gidelim" derdim. (Bir ara Mars'a insanlı yolculuk için başvuru topluyorlardı. Başvurmayı ciddi ciddi düşünüp aman nasıl olsa beni almazlar diye başvurmamıştım.)

Şimdi gitmem, cevabı bilsem ne olacak. Geri dönsem de bilime katkım olsa, hatta geri dönmeden bulguları ve kanıtları gönderebilecek olsam hadi neyse.
0
kobuzchu kiz
(17.08.21)
bu soruların cevabı zaten beni tatmin edecek kadar net kafamda. Ya da şuan bilimsel olarak net olmayanların da zamanla teknoloji geliştikçe netleşeceğini biliyorum.

Bu nedenle sevdiklerimi bırakıp gitmezdim. Bir tane hayatımız var. Onu da sevdiklerimle yaşamak isterim.
0
zimbirik
(17.08.21)
Tanrı var mı yok mu sorusunun cevabını uzayda aramam açıkçası. O cevabı aramak için de uzaya çıkmam. Diğer soruların cevapları da benim hayatımda hiçbir şeyi değiştirmeyeceği için de o yolculuğa çıkmam.
0
1bir1bir1
(17.08.21)
Cevap olarak verilecek bilgilerin dogruluğunun kanıtı ne olacak? Inan bu durumlarda ben cevaptan çok cevabın dogruluğundan nasıl emin olacağımi düşünuyorum. Fena kandırılacak olabilirim.
0
velvetmorning
(17.08.21)
hayır kabul etmem.
bu soruların cevabı bilsem ne olur bilmesem ne olur
0
dafuq
(17.08.21)
(3)

15 yaş üstüne aşı

Filinta61
Cikmis dediler. Benim cocuk 2007 mart dogumlu. Herhangi bir rahatsizligi ve hastaligi yok ama ona da su an randevu alabiliyorum. Hak cikmis.15 yasinda olmuyor daha ama neden hak görundü. ?
Cikmis dediler. Benim cocuk 2007 mart dogumlu. Herhangi bir rahatsizligi ve hastaligi yok ama ona da su an randevu alabiliyorum. Hak cikmis.
15 yasinda olmuyor daha ama neden hak görundü. ?
0
Filinta61
(16.08.21)
15ten gün almaya başlamış ondandır ya da belki daha da küçük yaşa açmışlardır
0
jelly bear
(16.08.21)
12 yas ve uzerine acildi.
0
invictae
(16.08.21)
bakanlığımızın ne yaptığını bildiğini sanmıyorum. bugünkü fatih altaylı köşe yazısını okumanda fayda var ..
0
taylor durden
(17.08.21)
(43)

evlilikte ekonomi

alex_pearson
yakın bir zamanda evleniyoruz. süreç şöyle gelişti. gelinliği, damatlığı ben aldım, düğün yerinin ücretini (yemekli) ben ödedim. bugün müzik işini konuştuk, caz grubu istedi. onu da ödedim. fotoğraf çekimini ben ödedim. nişanlım için unutulmaz ve keyifli bir hatıra olsun diye elimden geleni yapıyoru
yakın bir zamanda evleniyoruz. süreç şöyle gelişti. gelinliği, damatlığı ben aldım, düğün yerinin ücretini (yemekli) ben ödedim. bugün müzik işini konuştuk, caz grubu istedi. onu da ödedim. fotoğraf çekimini ben ödedim. nişanlım için unutulmaz ve keyifli bir hatıra olsun diye elimden geleni yapıyorum. kredi kartı borcum bu ay maaşımın 1,5 katı geldi. bütün birikimlerimi bu düğün için sonuna kadar kullandım. ama davetli sayısı anlaştığımız sayının üzerine çıktı. ek ödeme yapacağız. araba kiralama, düğün çiçeği, bahşişler falan gibi masraflar da olunca acaba kredi mi çeksem dedim. sonra sordum, kredi çeksem geri ödemede bana şu kadar destek olur musun diye. sorduğum rakam maaşının 1/10’u bu arada. suratını astı bana. çok bozuldum. bir yanım, bunu sorun ettiğim için beni suçluyor, diğer yanımsa para mevzusunu konuşmak ayıp değil, bunlar hayatın gerçekleri diyor. ne yapacağım bilemiyorum.

not: nişanlım balayı için uçak biletletini aldı ve kalacak yeri ayarladı. hiç masraf yapmamış gibi algılansın istemem. ama benim iki yıllık birikimim tamamen bitti. o ise bir aylık maaşının sadece bir kısmını harcadı.
0
alex_pearson
(16.08.21)
Hâlâ geç değil. Kıps. 1/10 için şimdiden surat asıyorsa evlendikten sonra da böyle devam eder.
0
dissendium
(16.08.21)
Yerler o işi, kimse kusura bakmasın valla ben bunu sorun ederdim
0
olaylar olaylar
(16.08.21)
ben de ediyorum, üzerine bir de sorun ettiğim için suçluluk hissediyorum
0
🌸alex_pearson
(16.08.21)
Hiç bir şey için geç değil kardeş.
0
lion de la Turquie
(16.08.21)
Destek olur musun dersen surat asar tabi.

Bende para bitti haci bundan sonrasi finito diyeceksin. Oyle her seyi al al diyemeyecek.
Dugun isinin sonu yok ki, sonsuza kadar ekleme yapabiliyorsun durmasinu istiyorsan ona odeteceksin.

Mesela damatligi ona aldiracaktin, kendi alyansini, cicegini...

Davetli sayisi mi cok mu geldi 5 benden 5 senden kesiyoruz de.
0
divit
(16.08.21)
Geç değil +1

Bu kadar borcun altına sırf o istediği için girdin ve hesaplar tutmadığı için fazladan ödeme gerekti. Maaşını vermeyecekse takılacakları versin, ama bunu sormaya bile çekinirsin eminim.
0
1bir1bir1
(16.08.21)
Neden herşey yarı yarıya yapılmıyor? O kız diye mi?

Caz grubu ha?

Geç değil+1
0
sorularimicinfeykhesap
(16.08.21)
Düğün masrafını erkeğin yapması gayet normal. Yarın siz kredi öderken o da mutfak masrafını ödeyecek zaten
0
photo85
(16.08.21)
Düğünü siz yapıyorsanız siz ödeyeceksiniz burada sıkıntı yok. Sıkıntı bütçeniz neyse orada duramamanızda. Para bitti bunu aşmayalım dersiniz. Ayrıca bu hatun maaşı müzeye koymayacak ya :) kredi ödenirken o da eve harcama yapacak elbet.
Kendi ailesi nişan yaptı da sizin aileniz düğünde elini cebine atmıyorsa benden isteyene kadar ailenden iste de demiş olabilir içinden.
0
cilekli pasta
(16.08.21)
Olay evlilik sürecinde ekonomi değilki? Hele bir dur soluklan yeğenim. Gereksiz kaygı yapmışsınız paralar azalınca (muhtemelen şimdiye kadar hiçbişeye -kendiniz için bile- bu kadar para harcamadınız diye iyice stres oldunuz)

1. Her şeyi yaparım ona da koşarım bunu da alırım modunda bütçenizin çok üstüne açıldıysanız böyle olur tabi. Ne kadar fakir veya zengin olduğunuzu karşı tarafa net hissettirmelisiniz. Siz benim birikimim var düğünü de yaparım krallar gibi yaparım bi tanem diye hava atarken kimse ayy yazık kredi kartı esktresi noldu acaba, telefon faturasını ödeyebilecek mi bu ay diye düşünmez. Bu kadar açılmadan önde konuşsanız daha iyiydi. Hayatım müzik istiyorsun da bizim veya “benim” maaşım belli bunu yaparsak şundan kısmanız şart gibi..

2. Açık iletişimin (hem siz hem karşı tarafı kastediyorum) olmadığı ilişkiler zorluk yaşar. Ayrıca sizin şu aşamada eşlerden biri olarak finansal dengeyi/planlamayı tutturamadığınız görünüyor. İleride ne olacak? Hep böyle kötü finansal yönetimler mi yapacaksanız siz veya eşiniz?

3.canım destek olur musun yanlış. Ben bu kadar harcadık, gelecek altınlardan da şu kadarını öderiz artık daha doğru. Veya en baştan bu düğün bütçesi beni çok aşıyor şimdi veririm ancak ve ancak düğün sonrası şu kadar krediyi şöyle şöyle öderiz demek en doğrusu idi.

Sakin olup empati yapın belki o da sizi tahmin ettiğinden daha beceriksiz daha çulsuz buldu ve buna kırıldı?
Yani olduğunuz gibi görünün, gerçekçi olun ikiniz de.
Mutluluklar.
0
rewlack
(16.08.21)
+1 rewlack adam her şeyi özetlemiş zaten. Yalnız arkadaşlar iyimser yaklaşmış. Sen bu kafayla devam edersen o kız ev geçim masrafına filan da katılmaz, maaştan koklatmaz; trendyol alışverişini de senin karttan geçer.
Durumunu anlat, planlamalarını açık bir şekilde yap o da bilsin. Böyle kredilerle filan başlarsan patlar o iş. Kızın bunlardan haberi yok bence. Bu ekonomi işi senin darmadağın eder, ne cazdan ne balayından zevk alamazsın.
Şimdi duygu yoğunluğu yüksek tamam ama gerçekte her evlilik bir proje gibi. Böyle değerlendir lütfen.
0
adivar
(16.08.21)
Düğün için çekilen krediye destek olmayacaksa evlendikten sonra da elini cebine atmayacak mı geçinmek için? Sordunuz mu?
0
elorelia
(16.08.21)
Hiçbir şey için geç değil. +1
0
allah yazdiysa bozsun
(16.08.21)
Nişanlınız, nişan için harcama yaptı mı?
0
buffy de vampir sayılır
(16.08.21)
sonradan senelerin gittikten sonra ağlamaktansa şimdiden üzülmek daha iyidir, kaç.
0
orpheus
(16.08.21)
maaşlardan bahsetmemişsiniz?
kız 15 bin alırken siz 3k alıyorsunuz belki biz ne bilelim?

maaşınızdan ve birikiminizin tutarından haberi var mıydı kız arkadaşınızın?
yoksa yiğitlik yapıp hallederim dediniz ve sonra da içiniz mi acıdı harcadığınız paraya? yani neye söz verdiniz? davetli sayısını arttıramayız deyin açıkça. son param buydu deyin yani ne var?

siz söz verdiniz ve asla destek talep etmediniz de sonradan kredi çekecem bana maaşından verirsin artık diye emrivaki yaptıysanız çok haklı sayılmazsınız. gidin ailenizden isteyin+1 ama yok her şey açık herkes herkesin bütçesini biliyor da kız arkadaşınız bunu da isterim şunu da isterim diyorsa o haksız.

yani nasıl söz verdiniz kim sözünden caydı? davetli sayısı sizin aileden dolayı mı çıktı mesela? bütün bunlar belirsiz..

bu işler veya bu kızın dünyası size uygun değilse bence de ayrılmayı düşünün. o da belki istemez çünkü.

bi de son olarak düğün sanki sizin düğününüz değilmiş, müzisyenler sizi neşelendirmeyecekmiş gibi bir tavırda yazmışsınız. ha eğer öyleyse daha kötü. yani sanki sırf o istiyor diye yapıyorsunuz gibi. bu sonradan işler yolunda gitse bile onun kafasına kakacağınız sinyalini veriyor. balayını falan da e sen istedin benim için hava hoştu gitmezdim diyecek gibi yani.

zorlamıyorlar yani, ayrılın o zaman.
0
jimjim
(16.08.21)
of içim sıkıldı okurken, iki yetişkin insan evleniyor ama evlilik masraflarına ilişkin aralarında konuşmuyor (en azından biz o izlenimi ediniyoruz) sonra da her üç evlilikten biri boşanmayla sonuçlanıyor. kardeş, evlilik her şeyden öte tek bir ev ortak bir bütçe demek, siz ve nişanlınız bunun farkına varamıyorsanız gerçekten mutsuz olursunuz bak. en kısa zamanda konuşun, düğün unutulmaz bir hatıra olsun diye beraber bir yaşam ziyan edilmez.
0
evde liyakat kalmamis
(16.08.21)
tüm parayı tüketmişsin. evlenince taş mı yiyeceksiniz? hayat arkadaşı olacak insanlar birbirlerini bütçeyi aşan masraflara sokmamalı. bencillik yapıyorsa onunla hayat arkadaşı olunmaz.
0
lazpalle
(16.08.21)
Birbirinizi ne zamandır tanımıyorsunuz siz?
0
ckgoneforawhile
(16.08.21)
Güven,özveri, samimiyet uoksa diğer ilişkilerin de bir anlamı yok.
Neden evlilik için büyük masraf yapılır spor yük altına girilir hiç anlamam. Başkasını taklit etmek ve özenmek bize yaramaz yaramıyor.

Anladığım kadarıyla karşı tarafın, yakın zamanda ailesinden birinin kredi borcuna destek olma zamanı da yaklaşıyor gibi.
Hani hiç sözü edilmesiyle ben etmiş olayım yine de.

Bu arada ayrıca eşi olacak kimse maaşlı diye evlenen erkek hata yapar.
Geçim yükü erkeğe aittir.
Kadının kazandığı kadınındır.
Hayat müşterek dendiğinde de kadının ömürlük nafaka konusunda diretmesi çok anlamsız kalıyor.
0
Erva
(16.08.21)
öncelikle bence sen kadının maaşına göz dikmişsin. nasılsa onun maaşı var, onun maaşının şu kadarı gibi hesaplamaları kadın yapsa onun yaptığı da göz dikmek olurdu. fakat sana sürpriz son: evleneceğin kişi maaşına seni ortak etmek istemeyecek. bana kalırsa para konusunda tartışmalı olacaksınız evlilikte. ayrıca kafın hiçbir şey yapmamış da değil, her şeyi erkek yapar kafasında olsaydı balayını halletmezdi. şu an düşünüyor ki “düğün için bile benden istiyor”.
0
anais
(16.08.21)
yanıtları okudum, jimjim +1
düğün ikinizin düğünü, istemiyorsanız açıkça istemiyorum diyecektiniz. damdan düşer gibi krediye ortak edilmek herkesi rahatsız eder.
0
anais
(16.08.21)
üstad kusura bakma da hata sende. kendi boyunu ölçünü bilmeden fazla açılmışsın, sonra da senin karşılaman gereken bir şey için para istemişsin. düğün gibi şov bir şey için kredi çekmek zaten saçma bir hareket. kızın bunu paylaşmak istememesi de ofsayt ama ilk baştakiler daha büyük problem. yeterince paranız yoksa caz grubu, araba kiralama, ıvır zıvır işlere girmeyecektiniz bu kadar basit. düğünü baştan sona erkek tarafı yapar, yani düğün gibi şov bir şey yapacaksan ben düğün yerinin ücretini ödedim gibi bir lafın anlamı yok çünkü zaten ödemen gerekiyor.

daha evlenmeden kızın maaşına ipotek koydurmak saçma bence, ve senin bu parayı yönetememe durumunun evlilikte problem olacağı %100 kesin. iki yıllık birikimini şova harcayıp, yeni evli olarak eşine kredi borcu yükleyen bir adam birkaç seneye ya iflas eder ya da boşanır.
0
roket adam
(16.08.21)
jimjim +1
anais +1
roket adam +1

paranız her şeye yetiyor, artıyor ve evi de geçindirebiliyorsa parayı konuşmazsınız.
ama borç harç, kredi, kredi kartı işlerine girecekseniz parayı konuşmalısınız.
şu anda sizin birikiminizin sıfırlandığından ve kredi borcuna girmeye bir anlamda mecbur kaldığınızdan haberi var mı?
çünkü bu durumda borçlar bitinceye kadar evi kadın geçindirecek demektir zaten.
bence haberdar olması lazım bu durumdan.
belki de muhtemelen bozuluğu şey bu ve buna bozulmakta da sonuna kadar haklı.

benim de karşımdaki adam her şeye tamam dese, karşılanabiliyor demek ki sorun yok diye düşünür ve sonra birden bire bana kredi borcu falan derse "ne yapıyor bu adam?" diye tedirgin olur, bozulurum.
iletişiminiz yok gibi.

bence bu konuyu oturup etraflıca konuşun ve geri alabileceğiniz ödemeler varsa alıp, masrafları biraz kısmaya ve yeniden düzenlemeye çalışın.
0
blatta hiberna
(16.08.21)
divit gibi düşünüyorum.

yani yancı gibi değilde doğrudan söylemeniz daha iyi olur.

ayrıca herkesi olduğu gibi kabul etmek lazım, bazı kadınlar bu tip para muhabbetlerini sevmez, yapabiliyorsan yaparsın yapamıyorsan benden bu kadar dersin.

kafaya takacak bir şey yok. bir sonrakinde daha net olun.
0
nuisance
(16.08.21)
yol yakınken +1
0
lcha
(16.08.21)
Adam düğün için bütün masraflara göğüs gelmiş zaten. Ekstra çıkan misafir sayısı için destek istemiş. Bu ekstra misafirler gerçekten ekstra ise ve kız tarafındansa adam tabi ki soracak nişanlısına bunu. Yahu evlenecek iki insan bunu konuşmayacaksa zaten neyi konuşacak. Eve giren para da ortak değil mi zaten.
0
bigcaptain
(16.08.21)
evlilik krediye "yardımcı olmak" değil, o krediyi "birlikte ödemek"tir.

evlilik eşim çektiği krediyi nasıl öderse ödesin demek değil, o krediyi nasıl ödeyeceğini dert edinmektir.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(16.08.21)
evlenmeden böyleyse evlendikten sonrasını sen düşün..

hala geç değil + 100
0
foolrules
(16.08.21)
Senden ders alıp , benimde bu işi halledip bırakmam gerekiyor.
0
kleider
(16.08.21)
ayrıl coco.

evlendikten sonra daha da boka batabilirsin.bir de çektiğin kredi de üstüne kalır.

ya da benden bu kadar de çekil.ben okurken sinir oldum.
0
drako
(16.08.21)
ben anlamıyorum ki, insanlar birbirleri hakkında hiç bir şey bilmeden mi evlenmeye karar veriyorlar. nişan, düğün mevzuları açılınca herkes bir şoklara giriyor. birinin gelirini, gösterişle lüksle olan ilişkisini, para harcama eğilimlerini, geleneklere bağlılığını vs ilişki sırasında anlarsınız.

düğün kadının delicesine şımardığı, adamın tokat manyağı olduğu, paraların anlamsızca saçıldığı saçma sapan bir etkinliğe dönüyor herkeste. yazık valla.

okurken fenalık geldi. aranızda çok büyük bir iletişimsizlik var bence. kadın sizi çok zengin sanıyor olabilir, istiyordur da istiyordur etraftan ne duyduysa. yine de kredi çekeceğinizi duyunca mahcup olmasını beklerdim ben zorlandığınızı anlayıp. siz de son ana kadar hiç bir şey çaktırmayıp birden destek istediyseniz o da acayip. niye konuşmuyorsunuz her şeyi açık açık. ben şiştim valla.
0
şarkı güzel ama ingilicce
(16.08.21)
Çoğu kişi aynı şeyi söylemiş zaten; maddi durumunuz konusunda müstakbel eşinize açık olun. Biz nişanı evde yapmıştık, hali,yle düğünü de ortak bütçeyle yaptık. Benim (kız tarafı) düğün davetli sayımız biraz daha fazla olunca sadece o kısmı benim ailem ödedi. Anne-babama dedik ki bizim bütçe 100 kişilik, 120 kişi istersen davetli başına şu kadar ilave. Onlar da buna uydu.
Eşim benim gelinliğimi aldı, ben onun damatlığını. Sınır belirtmeyip hesabı sonradan çıkartırsanız güven kırıcı olur. Ancak yine de geç değil. Evlilik öncesi bu gibi gerginlikler maalesef hep olur. Beraber çıkıp oturun bir yerde, konuşun bu durumu. Ama sakın "senin maaşının bu kadarı, benim maaşımın şu kadarı karşılaştırmasına girmeyin.
0
SiyamkedisiZorro
(16.08.21)
nasıl boyun eğiyorsunuz anlamıyorum. bu kız ilerde paran olmazsa seni bırakır başını ağrıtır ben söylim. sen sormadan teklif etmesi lazımdı. maaşının 1/10unu vermeyen evlilikte her şeyi sana harcattırır. şimdi de nerdeyse her şeyi harcatmış zaten.
0
jelly bear
(16.08.21)
kaç yaşındasın?
madem paran yok niçin bu kadar açılıyorsun, niçin bu kadar gereksiz harcama yapıyorsun?
para mevzusu konuşmak niçin ayıp olsun?
böyle davranman çok yanlış.
0
dafuq
(16.08.21)
yol yakınken +1
0
since1907
(16.08.21)
Vazgeçerim.
0
hayirsiz
(16.08.21)
Millete nasıl kocalar rastlıyor, ben benim nişanlıma asla böyle uçan kaçan şeylerin masrafını yaptırmazdım yaptıramazdım. Yemekli düğündür caz grubudur abi ben anlamıyorum herkes mi milyoner biz mi fakiriz. Özellikle klipli fotoğraf albümü aşırı komik oluyor inş yaptırmamışsınızdır. Annem gelinliğini zamanında sattığı için kayınvalidemin gelinliğini yaptırıp giyeceğim. Düz nikah yapıp geçmeyi düşünüyorum Türk Japon vakfında. İkimizde kariyer memuruyuz ailelerimizin de durumu iyi sayılır bu arada.

Nişanlımla ikimiz şimdiden ekonominin birliğini uyguluyoruz bazı zamanlarda. Yeni evli çifte en büyük zulümdür kredi borç ödemek. İkiniz tekrar her şeyi konuşun kimse olmadan iletişim çok önemli bu zamanlarda. Yoksa Trendyol masraflarını da size ödetir +1
0
Hallegadola
(16.08.21)
ayrıl, çekilecek çile değil, yakma geleceğini.
0
bugisme
(17.08.21)
Evlilik oncesi mali islerin nasil yurutulecegini cok detayli konusmak gerekir. Bir felakete suruklenmeden mali isleri nasil halledeceginizi iyi planlayin.
0
cleric
(17.08.21)
muhtemelen evlenir evlenmez nişanlının kredi borçları olduğu ortaya çıkacak. muhtemelen ufak ev aletleri senetleri ödemeye başlayacaksın ..
yüz ekşitme varsa bu işe girmeden bir caz kulube git ve biraz viski iç .. bu saçmalığı bitir
0
taylor durden
(24.08.21)
Öncelikle yorum yazan herkese teşekkür ederim. Çok geç yazdığımın farkındayım ama cevapsız kalmasını istemediğim için yine de bir şeyler yazmak istedim.

Bir anlık moral bozukluğu ile yazdığım entrye dönüp tekrar baktığımda kendimi haklı çıkarmaya çalıştığımı ve birçok detayı aktarmadığımı görüyorum. Sanıyorum hafif bir sırt sıvazlaması ve "para mevzusunun canını sıkması seni kötü biri yapmaz" gibi bir onay bekliyordum bu mesajı yazarken. Ama bugün bu mesajı yazmış olmaktan utanıyorum. Para mevzusunun can sıkmasının sebebi, birçok yazarın belirtiği gibi para planlamasını iyi yapmamış olmak. Bu işin altına ben girdim, yaparım dedim ve sonra panikledim. Oysa para ve maddi meseleler, kolay çözülebilecek meseleler, yeter ki sağlıklı olalım, çalışıp ayaklarımızın üzerinde durabilelim. Gerekirse kredi çekerim ve paşa paşa öderim. Benim hatam ben bu düğünü yaparım dedikten sonra hesabım şaşınca bundan şikayet etmek oldu.

Nişanlımla daha sonra oturup konuştuk. Hesabım şaştığı için paniklediğimi söyledim. O da gece gösterdiği tavır için özür diledi. Bu meseleyi unutup birlikte iyi vakit geçirmeye odaklanmaya karar verdik.

Herkese sevgiler...
0
🌸alex_pearson
(29.08.21)
sizin adınıza sevindim, bazen iç dökmek te gerekiyor. sonuç iyi olmuş önemli olan bu.
0
nuisance
(01.09.21)
(4)

sarma sipariş

dynamico
internetten sarma sipariş verip memnun kalanınız var mı? varsa neresi
internetten sarma sipariş verip memnun kalanınız var mı?
varsa neresi
0
dynamico
(15.08.21)
Dionysos'tan söylüyorum arada. Annemin yaptığı gibi olmasa da iş görüyor.
0
birmilyonunvarmi
(15.08.21)
Maslak bolgesinde yan mutfak diye bir yer var, tum urunleri mukemmel. Yakinsan deneyebilirsin.
0
hasansabbah
(15.08.21)
Çok yerden söyledim, Aslı börek'in sarmaları güzel oluyor, bir de Suadiye civarındaysanız AUM fena değil.
0
SiyamkedisiZorro
(16.08.21)
esentepe çeşni börek 10 numara
0
taylor durden
(17.08.21)
(3)

veliefendi 101

hjarteblod
seyirci alimina baslamislar en yakin zamanda gideyim diyorum. yalniz daha once veliefendi'ye hic gitmedim, ankara hipodromuna gitmistim cok onceden.veliefendi'de nerede oturalim? anladigim kadariyla bi standard tribun var bir de loca. bagiris cagirisin icinde olmak keyifli ama salonda oturup bisiler
seyirci alimina baslamislar en yakin zamanda gideyim diyorum. yalniz daha once veliefendi'ye hic gitmedim, ankara hipodromuna gitmistim cok onceden.
veliefendi'de nerede oturalim? anladigim kadariyla bi standard tribun var bir de loca. bagiris cagirisin icinde olmak keyifli ama salonda oturup bisiler icerek izlemek harika olur. locada masalar 2 kisilik gorunuyor, mesela 5-10 kisi gitsek oturabilecegimiz buyuk masalar da var mi yoksa standard 2 kisilik mi? hem kizla date'e gitmek hem arkadaslarla topluca gitmek istiyorum ayri ayri. var mi oneriniz?
bir de locadayken kalkip padokta atlara bakip donebiliyo muyuz rahatca, her giriste loca ucreti almasinlar :d locada bi bilet/rezervasyon sistemi falan var midir
0
hjarteblod
(15.08.21)
içerden biranı alıp tribünden izleyebiliyordun. biz arkadaş grubuyla öyle yapmıştık. görüş olarak da gayet güzeldi. loca olayını ben de merak ettim, nasıl cevaplar gelecek bakayım.
0
xaloc
(16.08.21)
Padoka gidip gelirsiniz, sorun yok.
0
goklerdengelenkarar
(16.08.21)
geçen hafta iki kere gittim. iki tip loca var .
birincisi masaya sadece 60 tl ödüyorsun, orta kat gayet güzel . 60 ı verdikten sonra ister rakı açtır meze söyle ister sadece su iç, adisyon açılıyor ve kalkarken hesabı alıyorsun . hesaplar makul..
ikinci loca lüks sınıf dedikleri loca, en üst katta .. girişi kişi başı 200 tl ..
fakat masana oturduğunda yediğin içtiğin her şey bu 200 den düşülüyor .eğer fazlan varsa hesabın geri kalanını ödüyorsun tersi durumda iade yok ..
rakı içen bir adamsan üst taraf çok mantıklı, bir 35 lik kavun beyaz peynir dil söğüş 200 tl .. süper bir görüş ve daha elit bir ortam diyebilirim . ayrıca 6 da başlayan gece koşularında da süper oluyor ortam .
kredi kartı geçerli
0
taylor durden
(17.08.21)
(1)

Ormanda yürüyüş yapmak yasak mı?

sos fistik olsun mu
Atiyorum polenezkoy, şile saklı göl falan tarafina gidip ormanda yürümek yasak mı?Yanginlardan sonra tabiat parklarinin onunde jandarmanin nobet bekledigi fotolar yayinlanmisti o nedenle merak ettim.
Atiyorum polenezkoy, şile saklı göl falan tarafina gidip ormanda yürümek yasak mı?
Yanginlardan sonra tabiat parklarinin onunde jandarmanin nobet bekledigi fotolar yayinlanmisti o nedenle merak ettim.
0
sos fistik olsun mu
(15.08.21)
değil hafta sonu milyon insan vardı, hem ata binen hem yürüyen hem de off road yapan
0
taylor durden
(17.08.21)
(4)

kasık fıtığı ameliyatı askerliğe engel olur mu?

sehirbezgini
2 yıl önce açık kasık fıtığı ameliyatı oldum. o bölgeye tension free yöntemiyle yama yapıldı. hala ağrılarım devam ediyor sınav çekerken vs zorlanıyorum. Askerlikten muaf olur muyum? yönetmelikte diyor kiA) 1. Ameliyatla tedavi edilebilen her çeşit fıtıklar ve fıtık eğilimi gösteren karın duvarı za
2 yıl önce açık kasık fıtığı ameliyatı oldum. o bölgeye tension free yöntemiyle yama yapıldı. hala ağrılarım devam ediyor sınav çekerken vs zorlanıyorum. Askerlikten muaf olur muyum? yönetmelikte diyor ki

A) 1. Ameliyatla tedavi edilebilen her çeşit fıtıklar ve fıtık eğilimi gösteren karın duvarı zayıflıkları (Ameliyat olmuş ve nüks etme olasılığı bulunmayan fıtık, apandisit gibi küçük ameliyat nedbeleri sağlam kabul edilir.).
B) 1. Sadece protez materyalleri ile tamir edilebilecek veya edilmiş olan komplike karın duvarı fıtıkları (inguinal bölge fıtıklarının laparoskopik veya tension free yöntemlerle tamiri hariç).

Tension free yöntemlerle tamir hariç nr demek oluyor? yani muaf olunmaz mi demek istiyor lütfen yardımcı olur musunuz
0
sehirbezgini
(30.06.21)
yönetmeliğe bakma... ölümcül hasta olmadığın sürece askere alıyorlar. bi ihtimal askere gider doktora çıkar belki oradan çürüğe çıkarsın. çok düşük ihtimal.
0
yuyu
(30.06.21)
muaf olabilirsin. muayene ol seni hastaneye sevk edecekler.
0
sizofren06
(30.06.21)
engel değil
0
sizofren06
(30.07.21)
olmaz
0
taylor durden
(22.09.22)
(6)

ilk kez kasko yapacaklara tavsiyeler

anti-kahraman
merhaba,şimdi ilk kez araba aldım kasko yapacğım ama hepsi birbirine benziyor. neye dikkat etmek lazım burada. sizin önerebileceğiniz şirket var mı?
merhaba,

şimdi ilk kez araba aldım kasko yapacğım ama hepsi birbirine benziyor. neye dikkat etmek lazım burada.

sizin önerebileceğiniz şirket var mı?
0
anti-kahraman
(15.03.21)
şirketten ziyade içerik önemli.
aracın yeniyse kasko yetkili servisleri mutlaka kapsasın
ikame aracı da en az 14 gün ayarla derim.
0
roket adam
(15.03.21)
On cam degisikliginde orjinal cam taksinlar, kaza durumunda ikame aracin verilecegi sure kafana yatsin,arabayi istedigin ozel/yetkili serviste de tamir ettirebil.

On cam
Ikame arac
servis.

Hatirladigim bunlar. Sigortam.net'ten filan fiyat alabilirsin. Uygun oluyo genelde
0
fakyoras
(15.03.21)
ölümlü kaza klozu ekletin.

örnek vermek gerekirse ölümlü bir kazaya karıştığınızda karşı taraf tazminat isterse bunun ödemesini sigorta yapıyor. davayla uğraşmak zorunda kalmıyorsunuz.

ucuz diye şirket seçmeyin. büyük ve bilinen şirketleri seçin. mesela anadolu sigorta. ben çok insan gördüm, kaza yaptıktan sonra ödemesini aylar sonra yapan şirketler.
0
false pretension
(16.03.21)
kasko hangi yetkili servisleri kapsıyor
0
bir soru sorcam
(16.03.21)
Mali mesuliyet sigorta miktarı yüksek olsun.

Trafik sigortası karşı tarafın zararını (genelde) 43.000 TL'ye kadar karşılıyor.
Karşı tarafın zararı daha yüksek olursa sizin cebinizden çıkar.

Kasko'daki mali mesuliyet klozunuz, üstünü öder. Bunun limitine dikkat edin. Yolda 500.000'den aşağı yeni araç kalmadı, trafik sigortasının limiti şaka gibi.
0
burfak
(16.03.21)
bana ulaş, bizim teknikçi arkadaşlar sana yardımcı olsun ..
ben bir sigorta brokerinde gmy'lik yapıyorum ..
en iyi içeriği ve fiyatı bulurlar sana, tüm sigorta şirketleri ile çalışıyoruz hali hazırda ..
0
taylor durden
(16.03.21)
(6)

Ben oturacağım diye evden çıkartan ev sahibi

glore
Ev sahibim ben oturucam diyerek beni evden çıkarttı. Bununla ilgili noterden ihtarname çekmesini istedim. Çektim dedi. İhtarnamenin fotoğraflarını taratıp bana gönderdi. Ben de ihtarnamenin gelmesini beklemeden evden taşındım. Muhtemelen muhtara gitmiştir diye düşünüyorum ama emin değilim, muhtara u
Ev sahibim ben oturucam diyerek beni evden çıkarttı. Bununla ilgili noterden ihtarname çekmesini istedim. Çektim dedi. İhtarnamenin fotoğraflarını taratıp bana gönderdi. Ben de ihtarnamenin gelmesini beklemeden evden taşındım. Muhtemelen muhtara gitmiştir diye düşünüyorum ama emin değilim, muhtara uğrayıp bakacağım. İhtarname'de Mesken ihtiyacı sebebiyle kendim oturacağım şeklinde yazıyor.

Bugün öğrendim ki evi başkasına kiralamış. Bu şartlar altında benim izlemem gereken yol nedir?

1. İhtarnameyi bulamazsam mail olarak gönderilen (üzerinde kayıt numarası yer alan) ihtarnameyi kanıt olarak sunabilir miyim?
2. İhtarname gerçek değilse (photoshop vs..) ise evrakta sahtecilikten dava açabilir miyim?
3. 1. sorunun cevabı evet ise evde kendi oturmayıp, başkasına kiraladığı için ne yapabilirim bu konuyla ilgili?

Bu işi almak isteyen avukat arkadaş varsa özel mesaj atarsa birlikte çalışabiliriz.

Düzeltme: Şimdi farkettim ki Muhattap adı soyadı doğru, TC'de bir rakam fazla koymuşlar, bu yüzden ulaşmamış olabilir ihtarname.
0
glore
(18.08.20)
avukat değilim ama evden çıkmışsın artık. o işler ev sahibini kafasına göre kiracıyı evden çıkarmasın diye. ihtar çekse bile size tebliğ edildi mi. ondan sonra belli süre içinde çıkma zamanınız oluyordu. yine çıkmasanız mahkeme vs

şimdi çıkmışsınız tekrar girmeniz için içindeki kiracının çıkması lazım vs.
0
efruz
(18.08.20)
amaç eve tekrar geri girmek değil. Yeni evimin kirası Eski kiramdan %50 daha fazla ve buradaki problem yeni evimin kirasından ziyade haksız yere tahliye.

Ev sahibi yeni birine evi kiralayıp daha fazla para almak için dolandırıcılık yapıyor. Bunu normal karşılamam.
0
🌸glore
(18.08.20)
Anladım Şöyle birşey buldum internette. Ama siz tahliye olmamışsınız kendiniz çıkmışsınız.

"Türk Borçlar Kanunu’nun 355. Maddesi ile ; kiraya verenin kendisi, eşi, altsoyu veya üstsoyu veya kanunen bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ihtiyacı nedeniyle kiraya verilen yerin boşaltılmasının sağlandığı durumlarda (Borçlar Kanunu md. 350 ve devamı) , bu taşınmaz haklı bir sebep olmaksızın 3 yıl süre ile bir başkasına kiraya verilemez. Kiraya veren tarafından kiralama yasağına uyulmaması halinde, eski kiracının son kira döneminde ödemiş olduğu 1 yıllık kira bedelinden az olmamak üzere tazminat ödemesi gerektiği düzenlenmiştir.

Bu düzenleme uyarınca; kiracıların haksız yere evlerinden veya işyerlerinden çıkartılarak buranın başka kişilere kiraya verilmesi ile kiracı zarar ederken kiraya verenin kar elde etmesinin önü kapatılmıştır.

Bu düzenlemeden önceki dönemde, 6570 Sayılı Kanunda cezai yaptırım düzenlenmekteydi. Yeni yasal düzenlemede ise; herhangi bir cezai yaptırım söz konusu olmamakta, sadece kiracıya tazminat talep hakkı tanınmıştır.



Peki, bahsi geçen haklı sebepler nelerdir?

Haklı nedenler yasada tek tek belirlenmemiş, her olayda haklı nedenlerin hakim tarafından belirleneceği kabul edilmiştir.

Yargıtay’ın bir kararında haklı nedenler (mücbir sebep) arasında ihtiyaç iddiasında bulunan kişinin ölmesi, askerlik, işyeri ihtiyacı ile tahliyeden sonra ihtiyaç sahibinin sağlığının bozulması gibi haller sayılmıştır. (Yargıtay 4. HD. 22/02/2001, E. 2000/10728 K. 2001/1869) Bu gibi haklı sebeplerin varlığı halinde ev veya işyerinin başkasına kiraya verilmesine ilişkin yasak ortadan kalkmaktadır.

Yasanın gerekçesinde “haklı sebep” şu şekilde açıklanmıştır:

“Kiraya verenin kanunda öngörülen sebeplerden birine dayanarak aldığı mahkeme kararını uygulatmak suretiyle, kiracının kiralanandan tahliyesini sağladıktan sonra, üç yıl süreyle kiralananı başkalarına kiraya verme yasağının bir istisnasını oluşturmaktadır.”



Söz konusu madde her durumda uygulanabilir mi?

Kanunda herhangi bir açıklık bulunmamakla birlikte; gerekçeden, söz konusu maddenin uygulanabilirliği açısından tahliyeye ilişkin bir mahkeme kararı olması ve bu kararın uygulattırılması – yani icra yolu ile tahliye edilmesi gerektiği gibi bir anlam çıkmaktadır. 6570 Sayılı Yasanın uygulandığı dönemde; mahkemeden tahliye kararı alınması ve tahliyenin cebri icra yolu ile (icra müdürlükleri vasıtasıyla) yapılması gerektiği genel kabul görmüş bir görüştü. Ancak; Yargıtay’ın aksi kararları da bulunmaktaydı. Örneğin; bir Yargıtay kararında “ ..bu nitelikteki davalarda sorumluluk için icra yolunun varlığının öngörülmesi usul ve yasaya aykırı olup..” demekle icrai işlemin bir şart olmadığı belirtilmiştir. (Yargıtay 4. HD. 20/03/2003 E. 2002/11390 K. 2003/3230)

Yukarıdaki hususları birlikte değerlendirdiğimizde; uygulamada tam bir görüş ve uygulama birliği bulunmadığını görüyoruz. Sanıyoruz ki; mahkeme kararı ve cebri icra ile tahliye şartlarının birlikte varlığı yeni kanunun maddesinde de genel olarak aranmaktadır. Bu demektedir ki; işyerini veya evini kendisi terk etmeye razı gelen kiracılar, buranın yeniden kiraya verilmesi halinde elde edecekleri tazminat talep haklarını kaybetme riski ile karşı karşıya kalabilecektir.



Tazminat miktarı nasıl belirlenecektir?

Kiraya veren tarafından evin/işyerinin haklı neden olmaksızın 3 yıl içerisinde bir başkasına kiraya verilmiş olması nedeniyle eski kiracının uğradığı tüm zararlar kiraya verenden talep edilebilir. Söz konusu tazminat bedeli en az bir yıllık kira bedeli olarak yasada kararlaştırılmıştır.

Burada önemli olan hususların başında illiyet bağı gelmektedir. Talep edilecek zararın oluşması tahliyeden kaynaklı olmalıdır.

Talep edilebilecek hususlara örnek olarak; yeni yer kiralama komisyoncu gideri, nakliye masrafları, o yörede başkaca işyeri bulamayıp işkolunu değiştirmek zorunda kalan kişinin bu nedenle uğradığı zarar, daha düşük imkânlara sahip bir yer kiralaması gereken eski kiracının, yeni yere ödediği kira bedeli ile tahliye ettiği konutun emsal kiraları arasındaki zararı gibi zararların, belgelendirilmek suretiyle talep edilebileceği kabul edilmektedir.



Av. Müge UYGUN GÜN
0
efruz
(18.08.20)
İhtarname'de xx tarihine kadar evden çıkmazsanız İHTİYAÇ NEDENİYLE TAHLİYE davası açacağımızı bildiririz diyor.

Bu durum zaten tahliye için bir sebep. Ben de bu nedenle tahliye ediyorum, kendi kararım ve isteğimle ihtiyacım doğrultusunda tahliye etmiyorum.
0
🌸glore
(18.08.20)
Ev sahibi kendisi veya 1. dereceden yakını (oğlu, kızı vs.) oturması için sizi evden çıkartabilir. Ancak bu durumda mutlaka kendisi geçip oturmalı, başkasına kiraya veremez.

Dava ettiğiniz zaman, 1 senelik kirayı tazminat olarak alabiliyorsunuz. Ancak yöntemi nedir tam bilemiyorum. Bir avukat ile görüşün...


.
0
kartallar yuksek ucar
(19.08.20)
hocam ev seni değil,çık dedi mi çıkman lazım bence .. her ne kadar bununla ilgili yas a yönetmelik cart curt ne olursa olsun ,adamın evi bence çıkmalısın .. istediğine kiraya verir,istediğine vermez . kendi oturur oturmaz bence böyle
0
taylor durden
(19.08.20)
(2)

sigorta kapsam dışı bırakılma

sting
merhabalar. sağlık sigortasında kapsam dışı bırakılan bir tanım var. aslında bu madde artık ağırlığını kaybetti bana göre ve halihazırda doktorum 3 farklı tanı ile de ifade edebiliyor. sorun şu ki ilk tanıyı yazarsa sigorta şirketi karşılamıyor. acaba hocam ilk tanıyı yazmadan diğerlerini yazsanız d
merhabalar. sağlık sigortasında kapsam dışı bırakılan bir tanım var. aslında bu madde artık ağırlığını kaybetti bana göre ve halihazırda doktorum 3 farklı tanı ile de ifade edebiliyor. sorun şu ki ilk tanıyı yazarsa sigorta şirketi karşılamıyor. acaba hocam ilk tanıyı yazmadan diğerlerini yazsanız desem doktor anlayışla karşılar mı? suç mudur bu? (özel hastane)
0
sting
(17.08.20)
sigortacıyım yardımcı olayım ..
konuyu netleştirmeniz gerekiyor şöyle;
poliçenizde bir rahatsızlığınızla ilgili ilgili giderlerin ödenmeyeceğine dair bir ek şart mı var ?
yoksa poliçe genel ve özel şartlarına bağlı tüm sigortalılar için geçerli genel bir kapsam dışı tutulmuş rahatsızlıktan mı bahsediyorsunuz ?
0
taylor durden
(17.08.20)
poliçenizde bir rahatsızlığınızla ilgili ilgili giderlerin ödenmeyeceğine dair bir ek şart mı var ? evet
0
🌸sting
(17.08.20)
(4)

Boşanma yokken çocuk verilmezse nereye başvurulabilir?

kamerarkasi
arkadaşlar selam.eşimle ayrıyız ve daha boşanma davası açılmadı.2 çocuğumuz varbiri 6 aylık diğeri 2.5 yaşında.şu an velayet her ikimizde olduğu için hazır yasaklar da kalkıyorken ben büyük çocuğu alıp 1 aylığına tatile gitmek istiyorum ama çocuğu vermiyorlar.tatil dediğim aslında farklı ilde buluna
arkadaşlar selam.
eşimle ayrıyız ve daha boşanma davası açılmadı.
2 çocuğumuz var
biri 6 aylık diğeri 2.5 yaşında.
şu an velayet her ikimizde olduğu için hazır yasaklar da kalkıyorken ben büyük çocuğu alıp 1 aylığına tatile gitmek istiyorum ama çocuğu vermiyorlar.
tatil dediğim aslında farklı ilde bulunan babaannesinin,amcasının, halasının çocuğu özlemesine, görmek istemesine binaen yapılacak bir ziyaret.
çocuğu şu aşamada nasıl alabilirim?
polise mi gitmeliyim yoksa adliyeye mi?
0
kamerarkasi
(29.05.20)
1 ay yerine daha kisa bir sure uzerine anlasmayi denediniz mi esinizle?
0
kuehles blondes
(29.05.20)
Zaten 2 yıldır onda.
0
🌸kamerarkasi
(29.05.20)
Erkek olduğunuzu varsayarak, O yaşta çocuk için başvursanız bile boşanmış olup, mahkeme kararı olmadan olumlu sonuç alamazsınız. Yaşları çok ufak.

Anlaşma yoluna bakmalısınız.

Annesi 2.5 yaşındaki çocuğu 1 ay annesiz bırakamam demesi haklı bulunur.

Türk hukumuna göre 0-3 yaş arası çocukların anne bakım ve şefkatine mutlak olarak muhtaç oldukları kabul edilir. 3-7 arası daha az muhtaç kabul ediliyor. 7-12 den sonra duruma göre bakılıyor.
0
ihanet kac kisilik
(29.05.20)
özleyen babaanne dede hala kardeş her kimse gelip çocuğun olduğu yerde görecek çocuğu. o yaşta çocuk oyuncak değil ki anne yanında olmalı ..
0
taylor durden
(24.10.22)
(11)

neden genç insanlarda boşanma oranı arttı?

Kamyoncunun vitesi
soru başlıkta, ilişkiler bölümüne yazmak istemedim, daha genel bir soru gibi düşünün, psikolojik, sosyal açıdan veya mahalle ağzıyla cevaplar kabulümdür. cidden meraktan soruyorum.
soru başlıkta, ilişkiler bölümüne yazmak istemedim, daha genel bir soru gibi düşünün, psikolojik, sosyal açıdan veya mahalle ağzıyla cevaplar kabulümdür. cidden meraktan soruyorum.
0
Kamyoncunun vitesi
(23.06.19)
Tüketim toplumu işte. Bir eşyayı tüketir gibi birbirimizi de tüketiyoruz. Alternatif de çok.
0
msb
(23.06.19)
herkesin aklı başına geldi, evlenmenin nasıl dandik bi durum olduğunu farkettiler. bazıları daha hızlı farketti tabi
0
vladimirdökümov
(23.06.19)
Kadınlar maddi özgürlük elde etti. Onun dışında yukarıdaki cevaba da katılıyorum.
0
mg3929
(23.06.19)
eskiden ozellikle kadinlarin ekonomik ozgurlugu yoktu, ayrica elalem ne der baskisi vardi,

ama simdi kadinlarin da ekonomik ozgurluge sahip olmasiyla beraber kimse cok fazla katlanmiyor, basiyor g*tune tekmeyi
0
exlibris
(23.06.19)
birey ön plana çıktı
0
sameidiot
(23.06.19)
Eskiden insanlar çeşitli sebeplerden boşanamıyordu:

— kadın erkeğe muhtaçtı
— aileler ne der
— çocuklar ortada kalacak
— kadın, anne evine gidemezdi

vs. vs.

Günümüzde kadınlar iş hayatına daha rahat girebiliyor, çalışıyor ve erkeğe muhtaç kalmadığı için de boşanabiliyor. Aileler boşanmaya eskisi gibi yabancı değil. Kadın aile evine gitmese bile çocuğuyla yeni bir eve çıkabiliyor.
0
cemallamec
(23.06.19)
İnsan saçma sapan sebeplerden değil, doğru insanı bulduğundan emin olduktan sonra evlenmeli.

Sonrasında ortaya çıkabilecek aksaklıklara da sonuna kadar göğüs germeli.

Ama insanlar, aşk meşk vesaire saçma sapan nedenlerden evlenip, yukarıda sayılan sebeplerden tahammül eşiği düşüklüğü ile ileriyi görememe sonucu boşanıyorlar.

Sonraki hayatlarında, hele de bir ya da birkaç çocuk var ise asla hiçbir şey olması gerektiği gibi olmuyor ve son pişmanlık fayda etmiyor.
0
Mirket
(24.06.19)
cause they can diyerek üstteki arkadaşlara katılıyorum.

@sameidiot'a katılarak; toplumlardaki-batıda çok daha fazla-bireysellik ön plana çıktığından dolayı herkes kendi menfaatini düşünür hale geldi. fakat bunda yanlış/kötü bir şey yok, sosyolojik olarak bu kavrama doğru bir yönelim mevcut.
bunun sebebi de çocukların yetiştiriliş tarzıyla alakalı. sürekli sen çok önemlisin, istesen her şeyi yapabilirsin, sen özelsin, sen muhteşemsin, prensessin, kralsın, adamsın, dibisin diye diye çocuklarda altyapılar böyle kuruldu.-batının ahlaksızlığını aldık lol-
e böyle olunca başlarım böyle işe en çok ben önemliyim lan diyince hem tartışmalar artıyor, hem tahammül sınırları asgariye düşüyor. evlilik kurumunun bağlayıcı kavramı olan "aile" kavramı da değerli bir şey olarak gözükmüyor. kazancının kaybından daha çok olduğunu düşünen insan gidiyor.
aşk, tutku, bağlılık evlilik için temel alınacak şeyler olmuyor-insanın doğası itibariyle duyguların geçiciliği prensibi- herkesin etrafında en az bir tane büyük aşkla evlenip ayrılan, ya da o aşktan eser kalmayan çiftler vardır.
evlilik ekonomik bir birliktir.
take it or leave it.
eyyorlamam bu kadar.
0
ilkot
(24.06.19)
gerçekten severek evlenmiyor bi çoğu. ailelerin birbirlerine karşı entrikalarıda etkili olabilir
0
HasanK
(24.06.19)
eskiden evlilik bir erkeğe yamanma sanatı idi .. şimdi kadınların ekonomik özgürlüğü var ,seçim yapıp değerlendirme özgürlüğüne ve sonra karar verip karar değiştirebilme lüksüne sahipler .. evlilik artık denenebilecek bir şey , yani her insan deneyebileceğini ve sonrasında uymazsa ayrılabileceğini düşünüyor .. bu noktadan hareketle diğer alternatiflere de hep açık oluyorlar evlilik boyunca . sonrasında bir kere daha deneme hakkını kendilerinde görüyorlar..
artık kız babaları da eskiye göre daha medeni, kızım mutlu olsun fikrine daha açıklar..
eskiden kız boşanmak istediğinde kocasından değil kendi ailesinden çekinirdi önce şimdi öyle değil ..ekonomisin düşünürdü artık parası var. iphone nasıl eskiyorsa evliliker de eskiyor ve yenisi ile değiştirilebiliyor, bu da kültür etkisi
0
taylor durden
(24.10.22)
İnsanların aklı başına geldi +1

İnsan ana babasına aynı çatı altında tahammül edemiyor. Ele nasıl etsin? İnsan en yorucu varlık.
0
ruhen hastayim ben
(24.10.22)
(15)

orkestra şefi?

Tears of Devil
benim konuyla alakalı aklıma yatmayan bir durum var. bu denli işinin ehli profesyonel müzisyenler, duayenler falan orkestra şefi olmadan şarkıyı çalamıyorlar mı? yani adam elini yukarı kaldırmasa hangi notayı basacağını bilmiyor mu adamlar? binlerce müzik grubu var, şarkıları zerre sıkıntı olmadan ç
benim konuyla alakalı aklıma yatmayan bir durum var. bu denli işinin ehli profesyonel müzisyenler, duayenler falan orkestra şefi olmadan şarkıyı çalamıyorlar mı? yani adam elini yukarı kaldırmasa hangi notayı basacağını bilmiyor mu adamlar? binlerce müzik grubu var, şarkıları zerre sıkıntı olmadan çalıyorlar ortada orkestra şefi vb mestre olmadan. saksafoncuyu ele alalım, çalacağı eseri hayatında ilk defa mı duyuyor? ilk defa duyuyor bile olsa önündeki notalarda neyi ne zaman basacağı zaten belli. bu elemanın işi tam olarak nedir?
0
Tears of Devil
(06.08.18)
Orkestra şefi sadece "Sen çal sen çal" diye direktif vermiyor ki; 100 kişilik bir grubu yönetirken kendi temposunu belirliyor, yani notalar var ama eserin hangi tonda hangi hızda hangi tempoda çalınacağını şef belirliyor, onun dışında prova yaptırıyor kendi yorumuna göre eseri icra ettiriyor. Yani bir eseri A kişisinden dinler farklı duyarsın B kişisinden dinler farklı duyarsın, halbuki eser aynı eserdir ama eserin icra edilişi farklı olur. Yani bu biraz futbolcular futbol oynamayı bilmiyor mu, teknik direktöre ne gerek var gibi bir şey oluyor.
0
angelus
(06.08.18)
veritaslibertas
(06.08.18)
abi teknik direktör örneği yanlış oldu ya :( futbolcuların göremedikleri açıklar vb oluyor, teknik direktör dışarıdan oyunu gözlemleyip direktif veriyor. ben hiç bir teknik direktörün "ayağına top gelince vur" dediğini görmedim. futbolcunun işi topa vurmak (basit manada) bunu zaten yapıyor evet. ama eserin hangi hızda çalınacağını da müzisyenler biliyordur ya? muse konserinde şarkının hangi hızda çalınacağı da bilinmiyor böyle düşündüğünde. ama işte bu orkestra şefi provalarda zaten neyin nasıl icra edileceğinin eğitimini veriyor. ben orkestra şefinin mal mal kolunu sallasa da eserin düzgün icra edileceğini düşünüyorum. mal mal'dan kastım cidden mal mal sağa sola sallasa zıplasa falan. adam neyi nasıl çalacağını biliyor, çıkmadan önce en az 10 defa prova yapılmıştır.
0
🌸Tears of Devil
(06.08.18)
@veritaslibertas, senin verdiğin örnekte de tüm müzisyenleri gömmüş adam. müzisyenler cidden sabah uyanıyor. kalk bi şarkı çalcaz deyip çağırıyorlar ve hayatlarında hiç duymadıkları bir şeyi çalmak zorunda bırakılıyor gibi bir şey olmuş o. inandırıcılığı yok benim gözümde. onlarca defa provası yapılmış bir şeyi başka türlü çaldıramaz. zaten çaldıracağı türde prova yaptırmıştır?
0
🌸Tears of Devil
(06.08.18)
Muse çıkıyor konsere 4 kişiyle İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası çıkıyor 100 kişiyle, sen bu 100 kişinin sırf notalara bakarak uyumu tempoyu ritmi bozmadan kendi kendilerine çalabileceklerini düşünüyor musun, böyle bir şey mümkün olabilir mi?
0
angelus
(06.08.18)
@tears, ben ilgili yazıdan senin çıkardığın sonucu çıkarmadım, nerede gömmüş müzisyenleri?

şurada özetlemiş aslında yaptığı işi;

"orkestra şefinin de çalgısı orkestradır. şef temel olarak eserdeki giriş çıkışları, nüansları ve artikülasyonları, zaman içinde belli bir çerçeveye oturmuş hareketlerle belirtir. şef, orkestraya önceden ne yapması gerektiğini göstermelidir. örneğin son derece dingin bir ölçünün sonunda ani ve çok sert bir vurgu varsa, orkestradan önce şef hareketleriyle bunu gösterir, ardından orkestra icra eder."
0
veritaslibertas
(06.08.18)
@veritaslibertas

gömmüş işte abi daha ne yapsın?

"örneğin son derece dingin bir ölçünün sonunda ani ve çok sert bir vurgu varsa, orkestradan önce şef hareketleriyle bunu gösterir, ardından orkestra icra eder."

orkestra orada çok sert bir vurgu olduğunu önceki provalardan hatırlamayacak kadar moron mu cidden? veya şey mi; orkestra şefinin canı o an orada vurgu istedi (tamamen gelişigüzel) hadi şurda bi vurgu yapiyim vb dedi ve yaptı? bak bunu desen inandırıcılığı yüksek olurdu.

@angelus 100 değil 1000 kişiyle yapılmış örnekler var orkestra şefi olmadan. örneğin www.youtube.com linkli videoda 1000 davulcu orkestra şefleri olmadan sadece kulaklarıyla ve önceden hep birlikte prova yapmadan, bir çoğu amatör müzisyen olmak suretiyle ve bu da yetmezmiş gibi mekanın akustiği bile olmadan aynı şarkıyı nispeten dört dörtlük çalabiliyor. bu adamlar efsane adamlar mı? tabiki hayır, bir çoğu amatör garage band davulcuları. orkestra elemanlarından belki milyonlarca kat daha deneyimsiz adamlar. şarkı bazında da müzikalite bazında da enstrüman bazında da böyle.


@jackinkırıkkalbi ben de eski müzisyenim yaptığımı kayıtları dönemin popüler sistemine göre yani hücum kayıt olarak alırdık. kanal kayıt yoktu bizim zamanımızda, daha doğrusu ulaşılabilir değildi. kayıtlar gayet düzgün, şarkılar gayet düzgün icra ediliyordu yani.

beyler böyle inandırmak zorunda değilsiniz yav. verdiğiniz örnekler falan cidden tırt yani. orkestra şefinin bir işe yaradığını biliyorum, ne işe yaradığını anlamıyorum sadece. dediğim gibi ben de eski müzisyenim. olmayınca olmuyor işte.
0
🌸Tears of Devil
(06.08.18)
selamlar, benim bildiğim kadarıyla bir orkestranın şefi konser sırasında çok da bir etki yaratmıyor. çünkü yapması gereken her şeyi öncesinde provalarda yapıyor.

neler yaptığına gelirsek: müzikal açıdan tüm enstrüman gruplarıyla teker teker çalışıp en ince nüansları ve o enstrümanın o kısımdaki önemini, yerini anlatıyor.
nerde kim girecek, nasıl girecek, en çok hangi enstrümanlar duyulmalı, enstrümanlar doğru çalıyor mu(nota olarak değil de teknik ve farklı metotlar olarak düşünülebilir), çalan müzisyenler birbiri ile uyum içinde mi, parçanın hissiyatını verebiliyor mu bunları gözlemleyen, düzelten, öğreten ve bir araya getiren kişi.

tüm bunları konser öncesinde yaptığı için de konserde pek bir olayı yok şefin. zaten şefler de kendileri bunu şöyle dile getiriyor: şef ne yaparsa yapsın konser sırasında "kemanlar burayı forte çalın" diye bir mesaj veremez çünkü şef onu kemanlara anlatana kadar zaten o nota çoktan bitmiş olur. şefin yapması gereken şey provalarda bunu kemanlara hali hazırda söylemiş olması ve konserde de tek bir bakışı ile ya da orada bulunması ile kemancılara bu mesajı hatırlatması.

benim eyyorlamam bu kadar
0
azeriturku
(06.08.18)
@azeriturku, aynı kanaatteyim. adamların müdürü olduğu için sahneye çıkıyor gibi düşünüyorum. yoksa orada bir sk yapacağı yok afedersin. 2 numaralı kemana biraz yüksel diyene kadar nota geçer vb... gel gelelim, oturmuş ve yaygın bir "fikir" olduğu için herkes orkestra şefini o an şarkıyı değiştiriyor, sanki mustafa keser gibi az sonra başka parçaya geçirecek vb gibi düşünüyor hep. halbuki adam sadece "maestro" öğretmen, şef. asıl olayı sahne arkasında. muhtemelen sahne önündeki görevi de göz boyamaktan ibaret.
0
🌸Tears of Devil
(06.08.18)
Abi sen çılgın mısın? Biz tabi hata yapıyorduk, ama kayıt sırasında değiş prova sırasında. Prova zaten kayıtta konserde vb hata yapılmaması için eser tam anlamıyla öğrenilene kadar yapılıyor. Kaldı ki herifler master pro... şarkıyı çalarken bir anda şurasını şöyle çalalım dersen çaldığın eserin anasını bellersin, prova bunun için var zaten. Hayatım boyunca konserde vb hadi şurayı şöyle çalalım gibi bir şey duymadım, orkestra şefinin de böyle yapacağını sanmıyorum, sen sanıyorsan bence büyük sıkıntı var. Eser bellidir, binlerce kez provası yapılır ve aynı şekilde icra edilir. Bunun aksi mümkün değil. Şurasını şöyle çalalım falan sence de çok komik değil mi :)))
0
🌸Tears of Devil
(06.08.18)
Hiç anlamam ama mantığı şu yönde sanırım, bahsettiğiniz gibi müzisyenler o eseri daha önce defalarca çalmış olabilirler. Her bir müzisyen tek başına o eseri mükemmel de çalıyor olabilir, ama orkestra kalabalıklaştıkça işler karışıyor ve bir yönetmene ihtiyaç duyuluyor.
0
John Bloor
(06.08.18)
@tears of devil, verdiğin linkteki Nirvana cover'ı çalışmasında orkestra şefi var, 00:50'de, 04.01'de birkaç yerde görünüyor. Hatta videonun sonunda da ismi veriliyor; Marco Sabiu imiş.

Müzisyen değilim, tamamen mantık yürüterek yorumum şöyle: o kadar müzisyenin bir araya toplanıp başlarında yöneten biri olmadan çalışmaları çok zor. Konserlerden önce şef ile defalarca çalışıyorlar ve artık her notayı ezbere biliyorlardır doğru ama konser esnasında ritm bozulabilir, notayı kaçıran olabilir, bir sürü sorun çıkabilir, şefler de müzisyenleri ve eseri kontrol altında tutmak için oradalar diye düşünüyorum.
0
peggy
(06.08.18)
sef dediğin adam mozart ın binlerce kez binlerce orkestra tarafından calınmış bir eser için bence de gereksiz .
fakat şef'in yazdığı bir eserse onu bestelerken düşündüklerine göre orkestrayı eğip bükebilir .
herşey mükemmelse bir yerden sonra şef e de gerek kalmaz,kalmamalı .
sonuçta hiç duymadıkları bir şeyleri çalmaz oradaki müzisyenler.
şef daha çok lojistikçidir aslında. çalgıcıları seçer,adedini seçer,solistler seçer,eserleri seçer . tüm tribiyle de o orkestranın başına geçip el sallar. adettendir,teamül gereğidir aslında orada olması. bir anlamda gelenekseldir günümüz klasik müziği icrasında . çünkü koyarsın metronom otomatik herkes ona uyar .
0
taylor durden
(06.08.18)
Uzun zamandır ilk kez işim hakkında soru gördüm, elimden geldiğince cevaplayayım. Hayır şef değil, orkestrada çalıyorum. İstanbul opera, borusan, crr senfoni vs vs şu andada yurt dışında bir orkestrada hayatıma devam ediyorum.

Şefin tek bir işi değil işleri vardır ve bunları iyi yapıp yapmaması nasıl bir şef olduğunu ortaya koyar. Müzik çok komplike/sofistike bir iş olduğundan şeflerinde gayet zor bir görevi ve hayatı vardır.

İlk iş hiyerarşi. Her ne kadar orkestra profesyonel müzisyenler grubu gibi görünse de kaynamaya/kaynatmaya çok müsait bir ortamdır. Disiplin konusunda örnek olmalı.

Sonra tekniği ve bilgisi. Eli kolu başı ayrı oynayan şef olmaz. Nasıl enstruman çalmada teknik varsa şeflerde de var. Girişleri, tempo değişikliklerini, o an öne çıkması gereken partileri, nüansları iyi gösterebilmeli, gösterebilmek içinde eser hakkında muazzam bilgiye sahip olmalı. Bunun üstüne genel geçerden farklı görgüsü ve bilgisi varsa bunu orkestraya iletmede bu tip teknik ve bilgi yönleri çok önemli.

Konserden önce genelde 4-5 gün çalışılıyor klasik müzik dünyasında. Bu çalışmalarda “çalıştırmayı bilmek” diye bir kavram var ve şeften şefe göre değişiyor. Bilgi ve tecrübeye göre birisi sizi yorgunluktan öldürebilir, bir başkası pamuk şeker çıkar ancak müziği ve nasıl çalınması gerektiğini size öyle güzel aktarır ki ortaya daha iyi bir iş bile çıkabilir. Bu da genelde yaş, bilgi, görgü ve tecrübe ile alakalı. Mesela genç şefler he şeyi daha hızlı çaldırabilirken, yaşça geçkin olanlar daha sakin tempo aldırabiliyor. Mesela gençler provada sizi çok daha fazla yoraken, yaş almış şefler daha az sürede daha çok iş yapabilir.

Bu konuda orkestraya düşen payı kimse yadsıyamaz. Şef ne kadar iyiyse orkestranında o kadar iyi olması veya çok iyi orkestrayı çok iyi şeflerin yönetmesi beklenir. Karşılıklı profesyonelizm bu işin anahtarı. Yoksa tüm potansiyeli yok edebilirsiniz.

Ne şefin sopasından bir ses çıkar, nede o koca orkestra şefsiz bir iş yapabilir. Ancak karşılıklı savaş bir ömür sürer gider.
0
herospower
(06.08.18)
Tekrar okuyunca bir şey daha eklemek istedim: şefin bir diğer ana görevi de orkestradan alınabilecek maksimum verimi alabilmektir. O orkestrayı zorlayabilmelidir. Bize kalsa biz kendimizi yormadan o konseri bitirebiliriz ancak bende daha potansiyel var mesela. Atıyorum, bir orkestrayı alıp dünya çapında iş yaptırabilecek insan şeftir. İşte bunu ortaya çıkarmada, işlemede ve yönetmede şefin rolü çok önemli.

Bundan dolayı bir orkestrada en fazla parayı haliyle şefler alır.
0
herospower
(06.08.18)
(2)

Donmuş midye ne kadar sağlam kalır?

tey tey
Merhaba duyuru,2.5 ay önce poşeti açılmış ama halen donuk, 2019 son kullanım tarihli midye hala yenebilir mi? Yoksa adamı öldürür mü?Not: kokusunda sorun yok ama midyeler hep karlanmış.
Merhaba duyuru,

2.5 ay önce poşeti açılmış ama halen donuk, 2019 son kullanım tarihli midye hala yenebilir mi? Yoksa adamı öldürür mü?

Not: kokusunda sorun yok ama midyeler hep karlanmış.
0
tey tey
(18.07.18)
E tabiki yenir, poşetle ne alakası var.
0
hipopotamus
(18.07.18)
midye balıkçıdan alıp eve götürürken bile bozulabilen bir şey . o yüzde salla çöpe gitsin
0
taylor durden
(19.07.18)
(10)

bebek sonrası ilişkiyi toparlama

tripanasoma
herkese merhaba, sevgiliyken bir yıla 60-70 seyahat sığdırdık, bir haftasonumuz bile evde geçmedi. ilişkimizin en önemli dinamiğini seyahatler ve birbiriyle yeni yerler keşfetme oluşturuyordu. şimdi bebek oldu 6 aydır doğru düzgün kımıldayamadık. ilişki tekdüzeleşti. şimdiyse yine eski heyecanımızı
herkese merhaba,
sevgiliyken bir yıla 60-70 seyahat sığdırdık, bir haftasonumuz bile evde geçmedi. ilişkimizin en önemli dinamiğini seyahatler ve birbiriyle yeni yerler keşfetme oluşturuyordu. şimdi bebek oldu 6 aydır doğru düzgün kımıldayamadık. ilişki tekdüzeleşti. şimdiyse yine eski heyecanımızı yakalamak için bu haftasonu 2 gün bebeği anneannesine bırakıp ona sürpriz hazırlamak istiyorum..

fikirlerinize ihtiyacım var.. schengenimiz yok şu an ama vize gerektirmiyorsa yurtdısı da olabilir. cuma öğleden sonra gidip en geç pazar akşam döneceğimiz için zamanı çok da uzun yolda geçiren uçuşlar aktarmalar gerektirmeyen bir yerler olsa cok iyi olur.
bir de gittiğimiz yerde bir etkinlik falan olabilir. araba da var ama yurtici kesmeyebilir bizi
0
tripanasoma
(07.05.18)
Bence bebekle gezmeyi ogrenmelisiniz. Onu da dahil edin, hatirlamaz demeyin.

Ha aklima ilk gelen yer belgrad oldu haftasonu ve vizesiz diyince. Arnavutluk da kesfedilebikir biraz.
0
kuehles blondes
(07.05.18)
bence keskinlike bebegi almayin. zira seyahatleriniz de monotonlasir tipki ev hayatiniz gibi.
0
hot potato
(07.05.18)
6 aylık bebekten çok da uzağa gitmeyin bence ilk seferde kaş falan güzel olabilir bu dönemde hem tenha olur.
0
condom kurşunu
(07.05.18)
kucuk baslayin. bir yilda 60-70 seyahat yapabilme psikolojisiyle 40 yilda bir evdeki bebekten endise duyarak yapilacak kisa seyahatin damakta biraktigi tad ne yaparsaniz yapin ayni olmaz (daha kotu olur demek istemiyorum, temelden farklidir sadece). birinde istedigin zaman her seyi yapabilecek olmanin ozgurlugu kafasiyla yapilan seylerden alinan bir tad var, digeri daha zorlama ve suni. o yuzden o gunlerin tadini almayi beklemek yerine yeni bir tecrube gibi dusunmek daha yerinde olur. demek istedigim "oyle bir yer - tecrube olsun ki eski gunlerdeki gibi olsun bir yerde" ön fikri ile tatil yeri / plani yapmayin sartlariniza uygun olsun.
0
robokot
(07.05.18)
bebekle seyahat edin yazanlar acaba bebekle bir saat zaman geçirebilir mi merak ediyorum. sürekli ilgi isteyen, rüzgarda yürüyünce üşüyen, ek gıdaya geçtiği için yemeklerinin özel hazırlanması gereken, bebek arabasıyla her yeri gezemeyen, oradayken sık sık bebek pışpışlama, besleme, alt değiştirme ve bunları yapacak yer arayacak olmamız. karı koca başbaşa bir yemek bile yenmiyor bebekleyken rahatça. üstelik oyuncağından bebek bezine, kıyafetlerine, diş kaşıyıcılarına, şapkası, güneş kremi, battaniyeleri, bebek bakım çantası, araba ya da kangurusu... dünya kadar eşya alma hazırlama ve hatta bazen birini unutma stresi... davulun sesi uzaktan hoş geliyor galiba
0
🌸tripanasoma
(08.05.18)
Bebeği hayatınıza adapte edin +1

Bebek artık sizin yani o hayatınızın bir parçası motoru sorunlu araba muamelesi yapmayın bence :D
0
gozu acik sevisen yahudi
(08.05.18)
merhabalar, bebeği hayatınıza adapte etmeyin. belli ki bu şekilde olmamış, siz de biraz kafa dinleyin ve onun varlığını unutun. ne güzel bırakacak bir yer bulmuşsunuz, bunun keyfini çıkarın. ukrayna'ya gidebilirsiniz, ikiniz için de değişiklik olur. yurt içinde kamp yapmayı da deneyebilirsiniz. doğayla iç içe kafanız biraz huzura kavuşur. umarım çok eğlenirsiniz.
0
fragile lady
(08.05.18)
Selam, ben de benzer bir ilişki içerisindeydim, tanıştıktan sonra abartısız 1 sene her hafta farklı bir yerde kaldık. Sonra beraber yerleşik hayata geçince çok monotonlaştı gibi geldi ama hayatın normalinin bu olduğunu şu lafı okuduktan sonra öğrendim: "Instead of wondering when your next vacation is, maybe you should set up a life you don't need to escape from."

Dolayısıyla bence heyecanı böyle bir girişimle yakalamaya çalışmak yerine farklı ve yeni heyecanlar aramanız daha mantıklı diye düşünüyorum, zira artık böyle yaşayamıyorsunuz ve bu noktadaki tüm çabalarınız "eskiden ne güzeldi"'yi düşündürmek dışında bir işe yaramayacak.
0
roket adam
(08.05.18)
Bebekle seyahat eden bir cift ornegi icin,

Maxime around the world sayfasina bakin facebooktan derim. Bebe ekvator cizgisini gecti, macchu picchu ya bile cikti. Elbette zorlaniyorlar ama sevdikleri insanla, yani bebekleriyle bu anilari paylasmayi daha onemli goruyorlar.

Ha su anda cok gelmistir, gercekten bir kacmaniz gerekiyordur vs. tabi ki her dk yaniniza alin demiyorum ama dafaisss +1 cocugu hayatinizi engelleyen bir sey olarak gormek yerine onla birlikte daha farkli challengelar olacagini dusunun bence.
0
kuehles blondes
(08.05.18)
bebekli seyahat yapan bir anneden daha kötüsü bebeğini götürmediği halde sürekli bebekle ilgili kaygılarını hatırlatan paylaşan annedir .
yani demem o ki artık herşeyinizi bebekle planlamalısınız . başka çare yok .
çünkü bebeği olan bebeksiz anne baba daha çekilmez olur her zaman.. asıl yapay olan o dur .
zevkli olan ona ragmen gezebilmek,içebilmek ,yiyebilmek,sevişebilmektir. bebekten önce yaptıklarınızı bebekten sonra aynı sıklılkla aynı umarsızlıkla yapamıyorsanız eğer öncesinde hep sahte davranmışsınız birbirinize . yaşadığınız sıkıntı aslında özünde bu ..
tıpkı evlenmeden önce marjinal gözüken kızın evlenme aşamasında kına yapmam lazım demesi gibi
0
taylor durden
(08.05.18)
(11)

bu durumda kıskanır mısınız?

lavie
Sevgilinizin kardeşi/leri, annesi babası filan sevgilinizin eski sevgilisiyle kanka modunda takılsa, instagramda birbirlerine yorumlar, gülücükler filan atsa bu durumda kendi içinizde kıskançlık yaşar mısınız, yaşamak normal midir?
Sevgilinizin kardeşi/leri, annesi babası filan sevgilinizin eski sevgilisiyle kanka modunda takılsa, instagramda birbirlerine yorumlar, gülücükler filan atsa bu durumda kendi içinizde kıskançlık yaşar mısınız, yaşamak normal midir?
0
lavie
(12.04.18)
Aşırı sinirlenirim, ve asla ailesiyle ilişkilerim normal olmazdı sanırım. Ancak eski sevgili kişisini bu ilişkiden önce tanıyorlarsa, mesela aile dostunun kızı, komşu vs gibi , bir nebze daha sakin olabilirdim. Ama içten içe bilenirdim. evet çok kıskancım :)
0
i am a legal alien
(12.04.18)
benimle olan iletişimlerine göre değişir. eğer bana üvey evlat muamelesi varsa sıkıntı çıkarabilirdim.

Eski erkek arkadaşımın ailesiyle orta halli bi muhabbetim var. Kendisiyle yok ailesiyle var ve biri bu yüzden rahatsız olsun istemezdim doğrusu. (Ama herkes ben değil tabi o ayrı)
0
lcha
(12.04.18)
Kudururum.
0
i m cool with that
(12.04.18)
Kıskanmak ne kelime. Gerisini yazamıyorum buraya
0
gozu acik sevisen yahudi
(12.04.18)
Aileyle aramdaki samimiyete bağlı değişir aslında, kıskanma hakkını kendimde görmeyebilir ama kesinlikle rahatsızlık duyardım. Dile getirmezdim herhalde.
0
haykorsamdunyaya
(12.04.18)
Ben bu durumda kıskanmam, olabilir der geçerim, instagram'dan yorum, gülücük atmanın bir sakıncası yok bana göre.
Ama normal hayatta da sıklıkla görüşüyorlarsa nedenini sorgulardım.
0
peggy
(12.04.18)
kıskançlık değil de rahatsızlık duyarım. ailesinin yaptığı bir şey kıskançlık uyandırmaz.
0
aquarium
(12.04.18)
kiskanirim. soylemem.
0
jimicik
(12.04.18)
sevgilim yapsa kiskanmam ama sevgilimin annesi babasi falan oyle ergen takiliyorsa kesinlikle evlilik falan dusunmezdim oyle bir aileyle.
0
hot potato
(12.04.18)
kıskanmak ne kelime,gerçekten çocukluğundan beri tanıdıkları,ailecek görüştükleri birinin kızıysa dahi mesafeli olsunlar isterim,aksi taktirde ben de onlara mesafe koyarım.
0
pushing up the daisies
(12.04.18)
kıskanılmaz tabi ki .. ama gülünebilir ve saçma olduğu vurgulanabilir her yeri geldiğinde
0
taylor durden
(13.04.18)
(6)

Zarrab/Halkbank Davası

6 yasimdan beri metal dinliyorum
Selam,Sizce ne olacak sonu? Zarrab'a mı yoksa Halkbank'a mı zararı olacak? Avukatı ulaşamıyormuş 5 gündür.
Selam,

Sizce ne olacak sonu? Zarrab'a mı yoksa Halkbank'a mı zararı olacak? Avukatı ulaşamıyormuş 5 gündür.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(15.11.17)
Zarrab'a zararının olacağını sanmıyorum.
Ayrıca buradaki avukatının da doğruyu söyleme zorunluluğu yok.
0
kayranin kedisi
(15.11.17)
topyekün memlekete zararı olacak. ambargo deldik, siktik attık. şimdi yediğimiz boku nasıl temizleriz diye binali başkan amerikaya gidiyor. memlekete güzel cezalar gelebilir şöyle 30-40- milyar dolarlık. bu dava kurşununu atarlarsa bize dolar euro falan kalmaz paramız çöpe döner. sonumuz hayrolsun.
0
hemsta
(15.11.17)
halkbank'a yani sana bana, sağlam bir ceza gelir.

zarrab tanık koruma programına alınır. estetik ameliyat olur vs. türkiye'ye yerleştirilir bir şekilde. siyasete girer, cumhurbaşkanı olur!
0
runagain
(15.11.17)
zarrab, g.tü İran'dan kurtarmak için amerikaya kaçtı. yargılanma falan hava civa.. Ortağı İran'da yargılandı ve idam cezasına çarptırıldı. Zarrab amerikanın istediği bütün bilgileri ötecek teker teker. Sonrasında tnık koruma vb. bi şeyle hayatına amerikada devam eder. Gerek bizim, gerek İran'ın kirli çamaşırlarını filan her boku biliyor adam
0
silah taciri
(15.11.17)
Türk bankaları ceza yiyecek, bizim politikacılar atarlanıp "eeey amerika" diyecekler ama paşa paşa ödenecek, dolar zaten bu beklenti ile yükseldiği için çok yükselmeyecek ama az daha yolu var. Ceza yeni vergilerle çalışan kesimin cebinden çıkacak.
0
cleric
(15.11.17)
bu da milli mesele diye yutturulmaya çalışılacak halka eğer Amerika davanın seyrini ve tüm bilgileri açık ederse tabi ..
sonrasında şimdiye kadarki tüm goy goy la ,faiz lobisi laflarıyla kapatılan olaylardan farklı olarak (gezi,usd nin yükselmesi,kriz lafları,fetönün siyasi ayağı gibi )maddi bir faturası olacak .
işte bu fatura halka yansıyacağı için başta milli duruş sergileyen halk sonrasında kasaları atmaya,grevlere vb şeylere kalkışacak.
haliyle iktidar kanadında götü yiyip yönetime eleştiri getiremeyenler yavaş yavaş dava içinde fakat türkiyede aklanan bakanlara atıp tutmaya,kuruluş felsefemizden saptık goy goylarına başlayacak .. zaten abd o sırada iyi partiyi iyice parlatıyor olacak . falan filan öyle gider bu iş.

he reza zarar görmez diyenlere gelsin ; kesinlikle görecek çünkü kendisi artık bakanlara karı ayarlayan,kutular içinde 500 bin usd gönderebilen birinden ziyede nevada çöllerinde bir kuru temizliyicide yada bir halı yıkama şirketinde saati 6-9 usd ye çalışıyor ve hiçbir tanığı ile bağlantıya geçemiyor olacak . zengine en koyacak şey görüp tadamamaktır.. bakınız;cem uzan (kendisi helikopterle işine gider gelirdi)
0
taylor durden
(15.11.17)
(5)

spotify soruları

icim urperiyor
merhaba. spotify üyeliği 1 çeşit mi? premium, aile falan da diyor arkadaşlar. farkları var mı?bir aile üyeliğine katılsam, sonradan beni atabilirler mi? üye olunca şarkıları indirme şansımız varmış sanırım, bunları offline dinlemek sadece uygulama aracılığı ile mi mümkün? yoksa mp3 gibi bir formatta
merhaba.

spotify üyeliği 1 çeşit mi? premium, aile falan da diyor arkadaşlar. farkları var mı?

bir aile üyeliğine katılsam, sonradan beni atabilirler mi?

üye olunca şarkıları indirme şansımız varmış sanırım, bunları offline dinlemek sadece uygulama aracılığı ile mi mümkün? yoksa mp3 gibi bir formatta mı iniyor, yani ipod'a veya bilgisayara atıp da dinleyebiliyor muyuz?

ailesinde boş yer olan var mı?
0
icim urperiyor
(03.09.17)
Premium para ödenen. Tek alırsan bireysel, ailede sanırım 6 kişiye kadar oluyor daha hesaplı. Kullanım olarak fark yok.

Atabilirler diye biliyorum.

Uygulama içinde iniyor, kendin ulaşamıyorsun dosyalara sadece uygulama ile dinleyebilirsin offline olarak.
Ipod a app kuruluyorsa bilgisayara da programı kurarsan dinleyebilirsin. Hatta tel ve bilgisayar açıkken cihazlar arasında kontrol var. Bilgisayarda dinlerken telefonla ses ve şarkılara müdahale edebiliyorsun. Bilgisayara uzaksan çok işlevsel.
0
senolll
(03.09.17)
ailede kişi başı 3,5 lira düşüyor sanırım 6 kişi olursa. boş yeri olan varsa ben de gelebilirim.
0
mehmed resad
(03.09.17)
@icinurperiyor @mehmed resad maillerinizi atın yarın eklerim sizi
0
passion rules the game
(03.09.17)
Spotify da indirdigim sarkilari dinleyemiyorum offline Modda. Net baglantiniz yok diyor. Sorun nerede acaba?
0
baldur2
(04.09.17)
aile üyeliği için adres aynı olmadığı için bir dönem sonra - yaklaşık 2 ay sonra- spotify üyelikten çıkarıyor
0
taylor durden
(06.09.17)
(2)

spotify aile

cokponcik
boş yeri olan var mı beni de alsanız?
boş yeri olan var mı beni de alsanız?
0
cokponcik
(03.09.17)
yolla e-postanı
tüh erkekmiş :P
6 ay tutarım, sonrası için garanti veremem :)
0
passion rules the game
(03.09.17)
bir iyilik de bana yapınız lütfen
0
taylor durden
(06.09.17)
(3)

bulunamayan bluetooth

neynep
Telefonun gördüğü bluetooth kulaklığı bilgisayar neden görmüyor olabilir?
Telefonun gördüğü bluetooth kulaklığı bilgisayar neden görmüyor olabilir?
0
neynep
(30.06.17)
bilgisayarla uyumlu olmayabilir. belgelerini falan bir yoklayın uyumlu mu değil mi oradan öğrenebilirsiniz.
0
golgi aygıtı
(30.06.17)
Kulaklığı eşleştirme moduna aldığınıza emin misiniz? Sadece açık olması yetmez.

Söylendiği gibi bilgisayardaki bluetooth sürümü sanırım a2dp desteklemez ise görmeyebilir sanırım.
0
atom karincanin torunu
(30.06.17)
windiows un sürümü ile uygun değildir,aynı sorun bende de var .
bilgisayayar için drive ını bulmalısın falan filan
0
taylor durden
(30.06.17)
(5)

İspanya veya İtalya'da Yaz Tatili

dave87
Beklentimiz güzel plajlar, temiz deniz/okyanus, bol bol yüzmek, güzel yemek ve içki. Sakin, keyifli, renkli bir tatil. Ancak club, parti peşinde değiliz. Nereyi önerirsiniz?(İspanya ve İtalya dedim ama benzer başka ülkeler de olabilir. Portekiz, Yunanistan vs.)
Beklentimiz güzel plajlar, temiz deniz/okyanus, bol bol yüzmek, güzel yemek ve içki. Sakin, keyifli, renkli bir tatil. Ancak club, parti peşinde değiliz.

Nereyi önerirsiniz?

(İspanya ve İtalya dedim ama benzer başka ülkeler de olabilir. Portekiz, Yunanistan vs.)
0
dave87
(27.06.17)
Itqlyada pisanin cok yakininda viaggerio muydu neydi oyle bi yer var plaji milaji var bi bakin bence
0
condom kurşunu
(27.06.17)
Portekiz - Bölge olarak tüm Algavre aslinda. Lagos mesela.
Fransa sinirina yakin tüm Ispanyol kiyi seridi. San Sebastian.
0
buf-e kür
(27.06.17)
portekiz'de bol yuzme yapamazsiniz.
ispanya'nin kuzeyini, asturias vs. tavsiye ederim, muhtesem guzellikte yerler.
italya'da da sicilya adasinin muhtesem plajlari var veya sardegna'ya da bakabilirsiniz.
ayrica karadag ve hirvatistan'i da dusunebilirsiniz.
0
kassiopeia
(27.06.17)
Ben Ispanya Nigran'da bir haftasonu gecirdim. Galiçya'da. Okyanusu cok hosuma gitmisti. Ancak yemek ve icki konusunu bilemiyorum.
0
dusunemedim
(27.06.17)
paros adasıdır .. yunandır net
0
taylor durden
(30.06.17)
(12)

300-400 bin tl. arası yatırımlık daire nerden alınmalı?

ekaterina
İstanbul'da bu fiyatlar arasında ev alınabilecek, ilerde değerlenecek+güzel kira getirisi (1700-2000 tl) olan semt neresidir? Bi de nokta atışı site önerisi de yapabilirsiniz hatta bu daha süper olur. Teşekkürler.
İstanbul'da bu fiyatlar arasında ev alınabilecek, ilerde değerlenecek+güzel kira getirisi (1700-2000 tl) olan semt neresidir? Bi de nokta atışı site önerisi de yapabilirsiniz hatta bu daha süper olur. Teşekkürler.
0
ekaterina
(26.06.17)
duyuruda pek anlasamiyoruz seninle ama burada her zaman yazdim, bir kere daha yaziyorum bunu, türkiyeden ev mev almam.

yatirim icin ev alinmaz bunu gectim ama diyelim akliniza yatti, türkiye her an krizin olabilecek, ekonomik stabilitenin düsük oldugu ve bunlardan daha ciddi olarak deprem riski ve daha sonrasinda ekonomik krizin tetiklenebilecegi bir ülke.

ben salliyorum 400 binim olsa, bununla almanya ya da avusturyadan 30 metrekarelik ev alirdim, kira geliri 350-500€ arasinda bu evlerin. hem riski sifira yakin hem de düzenli euro geliri olur.

eger parayi biraz daha arttirabilirseniz 150-200 bin euro civarina cikabilirseniz aylik 800€ geliri olan evlere girebilirsiniz ama bu islerden biraz anliyor ve sansli olmak gerekli elbette.

bunlar disinda yatirimlik ev alinmaz dedigim gibi, arsa alinabilir ya da is kurulabilir. is kurmak oldukca riskli tabii ki.
0
kurnaz
(26.06.17)
Gayrimenkulcu ayağınıza geldi.

Şimdi sıkıntı şu ki, senin alacağın 300-400 bin TL lik daire asla 1700-2000 TL getirmez. İlerde de getirmez.

Ha bi 10-20 yıl sonra belki. Hem getirse ne olur? 10-20 yıl sonraki 1700TL den ne hayır gelir. O para bugünün 1000 TL si gibi, veya daha düşük.

Yani diyorum ki büyük oyna büyük kazan. Bu meblayı yükselt. Hem daha bilindik yerlerden ev almış olursun.

Bu parayla anca Beylikdüzü, Çekmeköy vs civarı maalesef. 1+1 gelir bi de
0
MaNOfTheYear
(26.06.17)
@kurnaz güzel diyorsun ama tanıdık falan lazım böyle işler için, avusturyada kimsemiz yok, ben o evi kiraya vermek istesem onu bile yapamam. İlgilenebilmek lazım böyle şeyler için. Seninle de bi anlaşmazlığımız yok genel olarak geçen gün biraz sinirlenmiş olabilirim de her gördüğümde off kurnaz mı bu demiyorum.

@manoftheyear abi istanbul'da yaşamıyorsun heralde, diyeceğim başka bi şey yok.
0
🌸ekaterina
(26.06.17)
Istanbul'da yaşıyorum. Bu yüzden acımasızım.
0
MaNOfTheYear
(26.06.17)
Bu parayla Sisli gibi merkezi bir yerden bile daire bulunabilecegi bir sahibinden.com aramasiyla gorulebilir aslinda. ManOfTheYear gercek bir gayrimenkulcu olsa gerek, onlar gibi guzel ayak yapiyor.

Bence metrobus guzergahina veyahut gelecekte tamamlanacak metro guzergahlarina vs bakilabilir. Nokta atisi yapamasam da yardimci olur umarim.

Onun disinda deprem ve kriz konusunda kurnaz'a katiliyorum ama cozum onerisi veremiyorum.
0
yuzır
(26.06.17)
Yalovada al yilda yuzde otuz prim yapiyor evler.araplar deli gibi gayrimenkul aliyor yalovadan.
0
a r a m i s
(26.06.17)
ben olsam istanbulun gelişen ilçesi kadıköyün yanı olan maltepeden alırdım. chp lilik seviyesi olsun hayır oyları olsun kalitesi yüksek bi ilçe. küçükyalı taraflarından metroya yakın kentsel dönüşümle sıfırlanmış 0-5 yaş arası bi daire önerebilirim.
0
error522
(26.06.17)
@manoftheyear yuzır haklı, ayrıca bütçem 750 bin lira olsa kira beklentim de 3000-4000 olur. Maltepe'de yaşadım aslında ama orda e-5'in denize doğru olan tarafı güzel orda da yeni evler çok pahalı, arkadaşım 3 sene önce 375 bin liraya aldı. Şimdi baya artmıştır.
0
🌸ekaterina
(26.06.17)
şu sıra emlak fiyatları düşüşe geçmeye meyilli gibi geliyo bana, illa alacaksam 1-2 sene sonra alırdım ben olsam
0
yuto
(26.06.17)
300-400 bin liraya 1700 tl kira nası olmuyor la? 400 bine siteden ev alırsın en kötü 2000 tl getirisi olur. bizim kiracılar 2000 veriyor.
0
xu
(26.06.17)
400 bin liralık evin kirası resmi olarak minimum 1667 lira olabiliyor. Burada birbirinizi yemeyin.
0
Lim5
(26.06.17)
tuzla aydınlı dan alınır
0
taylor durden
(30.06.17)
(27)

Doğum gününü unutan sevgili

turuncu sufle
İlişki 9 aylık, yaşlar 24 ben kadın tarafıyım diyerek başlıyorum. 2 gün önce doğum günümdü ve insan sevgilisinden bir şeyler bekliyor tabi. Büyük bir kutlama vs degil, hatırlasa ve kutlasa yeterdi. Unuttu. Ertesi gün söyledim unuttun diye. Çok özür dilerim diyip durdu. Öküzlük yaptım diyor ama bence
İlişki 9 aylık, yaşlar 24 ben kadın tarafıyım diyerek başlıyorum. 2 gün önce doğum günümdü ve insan sevgilisinden bir şeyler bekliyor tabi. Büyük bir kutlama vs degil, hatırlasa ve kutlasa yeterdi. Unuttu. Ertesi gün söyledim unuttun diye. Çok özür dilerim diyip durdu. Öküzlük yaptım diyor ama bence önemsemediği için unuttu. Çok değersiz hissettim kendimi. 2 gündür doğru düzgün konuşmuyoruz zaten. Siz ne diyorsunuz öküzlük mü önemsememek mi? Ne yapayım ben?
0
turuncu sufle
(06.06.17)
Çok öküzlük hiç öyle nolcak insanlık hali falan diyemeyeceğim. İnsan sevgilisinin doğum gününü haftalar önceden düşünür. Ama gerçekten samimi olduğuna inanıyorsan affet yapacak bir şey yok. Zaten samimi ve mahcupsa o telafi eder.
0
pastörizesüt
(06.06.17)
Boyle gunleri önemsemeyin yaa tarzında biri olmadigim icin bence hoş olmamış. Insan sevgilisinin, kaldı ki 9 aylik sevgilisinin dogum gunu icin heyecanlanır bile. bir seyler organize etmeye gerek yok. Bir pasta bir kutlu olsun yeterli. Aşırı yoğun calisan ya da cok kotu bir donemden gecen biri degilse bence unutmamaliydi. (ki insan yogun bile olsa telefona bir hatirlatma birakir gercekten onemsiyor olsa) telafi etme çabası olmalı en azından. Bir de genel durumunu göz önünde bulundurmalısın. Normalde de bu tarz degersiz hissettiren hareketleri var mi yoksa bu ilk mi ona gore düşün.
0
aquarium
(06.06.17)
Ben ilişkimi bitirmiştim bu sebeple. İnsanı acayip değersiz hissettiriyor.
0
bir nick var benden iceri
(06.06.17)
Facebook olmasa hatırlamak zor. Ben kimsenin doğum gününü bilmiyorum. 9 aylık sevgili diyorsun üstelik. Adam daha ilk defa denk geliyor senin doğum gününe. Süpriz beklemiyorsan söyleseydin bişeyler yapalım diye. Milletin tek derdi o sanki
0
hasmetizm 2046
(06.06.17)
Unutmuştur olabilir, bazen adımı bile unutacak seviyeye geliyorum ben. İnsanlık hali olarak görüyorum.

Ama bundan sonrası için, kendini nasıl affettireceğine, telafi edip etmemesine göre bakarım ben duruma. Telafi ederse ok. Telafiden kasıt büyük şeyler yapması/alması değil, içtenlikle bir özür dileyip, güzel şeyler söyleyerek kendimi iyi hissetmemi sağlaması.
Ama umursamamaya devam ederse kavga çıkarırım sanırım.
0
peggy
(06.06.17)
Yoğun bir dönemi değil. Doğum günlerimizin arası çok yakın yani biliyor olması gerekir tarihi.

@aquarium kesinlikle küçük bir pasta güzel bir söz yeterdi. Normalde de önemsiz hissettiren şeyler olduğu için iyice kafam karıştı. Sadece doğum gününü unutma meselesi değil, önemsiz hissettirmesi sorun.
0
🌸turuncu sufle
(06.06.17)
insanların içinde bulunduğu dönem çok belirleyici olabiliyor, direkt öküzlük olarak adlandırmadan önce bir düşünmek lazım; acaba bu aralar stresli bir dönem mi geçiriyor, çok mu yoğun vs diye.

benim 7 senelik sevgilimin doğum gününü unutmuşluğum var, kadınım ve önemsiz de görmüyordum. fakat o aralar iş hayatım o kadar karışıktı ki bir gece öncesinde "şöyle kutlayayım" diye düşünmüş olsam dahi o gün içerisinde komple unutmuştum.

insanız. olabilir böyle şeyler.

edit: ben cevabı yollayana kadar yoğun olmadığını belirtmişsiniz. o zaman ruh halini hesaba katın, belki canı sıkkındır, depresyondadır vs? cevap hiçbiri ise bilemiyorum altan /:
0
treamorg
(06.06.17)
Bunun yüzünden değersiz hissetmen, iki gündür doğru düzgün konuşmaman falan bana süper saçma geldi. Defalarca özür dilemiş, "öküzlük yaptım" demiş daha ne yapacak mesela bu adam?

Gördüğünüz değer bu kadar mı ki "doğum günümü unuttu" diye "tamam demek ki değer vermiyor bana" diye düşünüyosunuz anlamadım ki.
0
cay koy geliyorum
(06.06.17)
Ya ben bir de şunu ekleyeceğim. Öküzlük mü onemsememek mi demişsin ama öküzlük, arkasina sığınılacak bir marifet degil ki. Kadınlar aman da öküzlük yapmis benim sevgilim seklinde yaklastikca, önemsemeyen düşüncesiz erkekler öküzlük yaptim deyip geçiyor işte böyle. Dogum gunu dışında baska "öküzlüğü" yok deseydin bu seferlik affet derdim ama genel hali buysa otur düşün derim.
0
aquarium
(06.06.17)
Fikir belirten herkese tesekkur ederim. Baskasini bulur diye bi dusunce yok kesinlikle. Iliskide yeterince mutlu olamama durumu var.

Sevgilisinden surekli pahali hediyeler isteyen, sevgilisine soforlugunu yaptiran kadinlar mutluyken ben mutsuz olmayi kabullenemiyorum. Kucuk bi kutlama bekledim sadece. Zaman zaman degersiz hissettiren seyler oluyo ama bu patlama noktasi oldu galiba.
0
🌸turuncu sufle
(06.06.17)
bir kere kaç yıllık sevgilim unutmuştu.
ve o süreçte kavgalıydık.

herhalde hayatımda ilk ve tek defa bir kadın olarak dırdır etme deneyimini yaşadım, hatta öyle bir dırdır ettim, öyle bir konuştum ve öyle bir hayatı zindan ettim ki adama, sonraki yıllarda "blatta'nın doğum günü haftası şenlikleri" falan gibi bir hafta önceden kutlamaya başlamıştı garibim.
hediyeler, pastalar falan, ne yapacağını şaşırıyordu.

dediğim gibi, kavgalı olduğumuz dönemdi ve insan hakikaten kendini çok değersiz hissediyor.
sonra doğum gününü unuttuğum insanları düşündüm, hakikaten değer vermediğim ve umursamadığım insanlarınkini unutuyorum.
bir de yüzlü yüzlü bana, "sana çok kızgındım, unutmam doğal" demişti, çıldırmıştım. :)

ama bunun ilişki dinamiğiyle ilgisi var.
ilişkide genel olarak mutsuzsan, sevilmediğini hissediyorsan, genel olarak ilgisizlik varsa, duygusal tatmin yoksa, o zaman "eh tamam artık" denecek bir noktaya taşıyabilir.
o zaman zaten durum, "doğum günümü kutlamadı diye ayrıldım" olmaz.

asla kabul edilebilir bir şey değil doğum gününün unutulması.
yoğunluk, bilmem ne, hiç önemi yok.
ama bunun karşılığında verilecek tepkiyi, ilişkinin genel durumu belirler.
0
blatta hiberna
(06.06.17)
Önemli olan kutlama, hediye, yemeğe çıkarılması falan değil; insanın hatırlandığını, önemsendiğini hissetmesi.

İki dk. telefon açıp kutlayabilirmiş yoğun değilse.
Ben böyle şeyleri hep karşı tarafın sizi önemsemediğine yorarım ki hepi topu 9 ay çıkmışsınız. İlk doğumgünün senin.
Bunu önemsememek için çok erken bir süre.
0
chitosan
(06.06.17)
Böyle erkekleri çok mu arıyorsunuz cidden?

Ayrıl.
0
MaNOfTheYear
(06.06.17)
Bikac sene once tam boyle bir iliskim oldu, dogumgunu unutmalar, ameliyattan sonra nasil oldun diye aramayi unutmalar... "ay yogun donemden geciyor anlayis gostereyim", "cok stresli biraz alttan alayim", "insanlik hali, cok buyutmemek lazim" deyip durdum kendi kendime tam 1 bucuk sene. Sonra o iliski benim kicimda patladi.

Hayir efendim, seven insan dogumgunu unutmaz, apple ceo'su falan olmadigini farzederek soruyorum, ne stresi ne isi gucu varmis bu kadar onemli, sevgilisinin dogumgununu unutacak kadar? Tek bir tarihi aklinda tutamayan adam ya agir morondur, ya zerre deger vermiyordur. Kendi adima konusacak olursam su saatten sonra kimsenin nazini, kaprisini cekmem, eski iliskim bana cok guzel ders oldu. Beyefendi cok stresliyse, cok mesgul zor donemlerden geciyorsa buyursun bekar halde o donemden gecsin. Sen alttan aldikca tepene biniyor bu tipler, tavsiyem alttan almaman ve burnundan getirmen yonunde. Bu tip erkekler anlayisli hosgorulu olgun kadin haketmiyor, ama kezbanlik yaparsan pesinde kul kole oluyor. Biraz it cekersen hemen kendine gelir, lutfen taviz verme, yoksa seneye yine unutur hatta daha kotu unutur. Ay eski sevgilim olacak okuzu hatirlayip cok pis kin doldum seninkine de :D
0
duru arsnova
(06.06.17)
unutamaz.

burada unutanları görünce biraz empati yaptım ancak @blatta hiberna güzel açıklamış. geçmişten gelen bir birikim olduğu belli, dolayısı ile bu konunun bardağı taşıran son damla olması gayet doğal. eğer böyleyse evet, yeterince değer vermiyor.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(06.06.17)
İnsanlık hali olabilir de, olmayabilir de. Geçen sene kendiminkini unuttum ben. Doğum günümden önceki gün 'Yarın doğum günüm' diye yattım, uyandıktan 1-2 sonra Facebook'ta 20 küsur bildirimi görünce aklıma gelen şey 'Galiba bir yer patladı ve insanlar güvende olduğunu bildiriyorlar. Eyvah, deprem mi oldu acaba, neresi patladı' idi. O bildirimlerin açıldığı 10 saniye var ya, hayatımda o kadar telaşlandığım azdır. Doğum günüm olduğunu görünce nasıl rahatladığımı anlatamam. Kendi doğum günüme alınmıyorum ama insanlar hatırlamayınca alındıkları için doğum günü stres kaynağı bana. Bir kere iki gün öncesine kadar 'Unutmayacağım, unutmayacağım' diye kasarken erkek arkadaşımın doğumgününü unutmuştum. Sağ olsun 'Doğum günüm bugün' diye hatırlatmıştı. Öyle bir kötü geçmişimiz de yoktu ya da değer vermiyor da değildim. Birlikte çok gülmüştük. Tam tersine iki gün öncesine kadar çok stresliydim unutmayayım diye, çok gerilmiştim. Sanırım biriyle birlikte olmanın en zor gelen yanı bu, keşke eskiler gibi 'Domatesler olgunlaştığında doğmuşum, nüfus memuru 1 Ocak yazmış' döneminde olsam.

Öküzlük mü, önemsememek mi olduğu kişiye göre çok değişir. Normal zamanda önemsediğini hissettiriyorsa ve hatta 'şımartılmış' hissediyorsan, unutulmuş bir doğum gününün lafı bile edilmeyebilir ama normal zamanda da o kadar ilgili değilse, önemsemiyor da olabilir. Kendisi için çok önemsiyorsa, kutlu doğum haftasına çeviriyorsa ve benimkini es geçip gitmişse o zaman kızardım. O durumda bardağı taşıran son damla da olabilirdi ama benim gibi kendininkini bile zor hatırlayan biri ise ben pastamı alıp giderdim 'Hadi, gel kutluyoruz. Kaçamazsın, bugün doğum günüm. Gel buraya, sırnaşacağım. Hadi şımart beni. Elmyra mode on' diye. Tabii hatırlarsam.
0
aychovsky
(06.06.17)
@duru+11111, duru gerçekten söyleyeceğim ne varsa yazmışsın arkadaş olalım mı <3

benim de 3 farklı tarihte doğumgünümü kutlayan ama esas tarihte kutlamayı unutup ehe mehe diye geçiştiren bi sevgilim olmuştu. Umursamıyordu evet. Bence çok haklısın, ben en yakın arkadaşlarımınkini bile unutmuyorum, sevgilliyi unutmak ne demek. Bu yüzden ayrıl diyemem ama ilişkideki diğer şeyleri iyi bi gözden geçir derim.
0
ekaterina
(06.06.17)
Ne öküzlük ne de önemsememek. İnsan önemsediği şeyi de unutabilir ve unutmak sadece öküzlere ait bir özellik değil. Buradan ancak bir ihtimal doğum günlerini önemsemediği çıkarılabilir ki o da eleştirilecek bir şey olmasa gerek.
0
harvey
(06.06.17)
benim kız arkadaşım art arda 2 kez mi 3 kez mi ne unuttu doğum günümü. artık unutsun da taşak geçeyim diye bekliyodum. bi keresinde ertesi gün ağlayarak aradı ben yarılıyodum telefonda gülmekten.

doğum günü falan takmam ama hayatında pek bi önemi sahip değildim, olsam kutlardı
0
klar
(06.06.17)
Sallamıyor seni.
0
arnold schwarzeneger
(07.06.17)
sallamıyor valla, üzgünüm.
0
piremses
(07.06.17)
kadınlar bayağı takıyor bildiğim ve buradan da gördüğüm kadarıyla. yaptığı özensizlik keşke yapmasaydı ama benim için de doğum günleri bir şey ifade etmediği için hiç önemsemezdim kendim için böyle durum olursa.

ama senin özelinde kötü olmuş, bir insana ne olursa olsun değersiz hissettirmek bayağı kötü bir durum.
0
Apocalypse
(07.06.17)
sadece bu olaydan onun sizi önemsemediğini çıkaramazsınız. belki öküzlük, bir nebze... türlü sebepleri olabilir. basitçe "unutmuş" olabilir.

kutlasa daha iyiydi. ama büyütmeyin. iki gündür trip havası varmış zaten. özel günlere önem verdiğinizi ve bu olayın sizi kötü hissettirdiğini söyleyin yeter.
0
dahinnotha
(07.06.17)
saçma suçlamalar görüyorum, üzülüyorum ..
yahu adam daha önce hiç kutlamadığı bir şeyi nasıl hatırlasın, asıl garip olan o.
sanki 5 yıllık ilişki, adam 4 yıl hepsinde kutlamış etmiş ama 5. yılı unutmuş gibi bir tavır var ..
adam özel günleri kafasında tutmak istemiyordur , senin kadar önem vermiyordur falan filan ..
sen de onunkini hatırlama böylece yıllar boyu birbirinize trip atacak sebebi ortadan kaldırmış olursunuz..
0
taylor durden
(07.06.17)
Doğum günü denen şeyin hiç bir anlamı yok.Miladi takvim kullandığımızdan 365 günde bir denk geliyor başka bir takvim kullansak belki 700 yada 300 günde bir denk gelecekti.

Kutlanması bile saçma.Tam tersi insanlar doğum günlerinde üzülmeliler. Yaşlanıyoruz neyin kutlaması bu.Neyine bu kadar anlam yüklüyoruz.
0
turkuaz
(07.06.17)
ayril hakkaten.
0
gizli vezne
(07.06.17)
burdaki saçma sapan kezban tripleri atanları unut. Herşeyden önce sevgiliniz insan hayatın doğal akışı iş yaşamı stres ve sorumluluklar insanların sosyal ve özel hayatına yansıyor, bakma burda ahkam kesen öğrencilere ve ergenlere. bir zamanlar sevgilim şimdiki müstakbel eşimin doğum günü bende unuttum ama o hafta iş yogunlugu maddi meseleler vs derken aklıma bile gelmedi ve geçen sene turkcell dogum günümü kutlayana kadar dogum günüm oldugunun farkında degildim. kısacası özür dilemiş pişman olmuş hayat filmlerde ki gibi çılgın partiler süpriz dogum günleri yada bir kaç tane görgüsüzün sosyal medyada dikta ettigi gibi şen şakrak mükemmmel toz pempe degil.
0
Fritz-X
(07.06.17)
(14)

alman mahkemesi sizlerce bu çok zor konuda ne karar vermelidir

sonsuz88
alman mahkemesi sizlerce bu çok zor konuda ne karar vermelidir18 yaşından küçük bir çocuk ölüyor facebook hesabı facebook yönetimince anı şekline getiriliyor ailesi şifreyi istiyor çocuk bizimdi öldü şifreyi verin hesap da bizim olsun diyor facebook o zaman siz çocuğun başkası ile mesajlaşmalarını o
alman mahkemesi sizlerce bu çok zor konuda ne karar vermelidir

18 yaşından küçük bir çocuk ölüyor facebook hesabı facebook yönetimince anı şekline getiriliyor ailesi şifreyi istiyor çocuk bizimdi öldü şifreyi verin hesap da bizim olsun diyor facebook o zaman siz çocuğun başkası ile mesajlaşmalarını okursunuz o kişilerin gizlilik hakları ihlal olur diyor aile ölen çocuklarının facebook hesaplarının şifresini alabilmek için facebooku mahkemeye veriyor almanyada olan bu olayın karar günü yarın Berlin'de salı günü verilmesi beklenen mahkeme kararının bu konuda yön gösterici olması bekleniyor

sizlerce mahkeme çocuğun facebook şifresini aileye vermeli mi vermemeli mi fikirleriniz nelerdir bence verilmesi gerekir.

finans.mynet.com
0
sonsuz88
(30.05.17)
Merhaba Oguz Atay,

Verilmemeli bence de.
0
buf-e kür
(30.05.17)
18 yaşından küçük olduğu için hayatının gizliliği yoktur gibi geliyor bana,
Hukukçu değilim, sadece okuma-yazma biliyorum :)

Verilmeli bence,
0
michael_knight
(30.05.17)
bence verilmemeli. 18 yaş diyoruz. gençliğinin baharı başlangıcı. o çocuğun kim bilir ne mesajlaşmaları vardır. facebuk2un anı haline getirmersi de bence çok güzelmiş.

5 yaşındaki bir çocuğun bile kendince gizliliği vardır. gizlilikle aile sorumluluğunu karıştırmamak gerek.
0
mahone
(30.05.17)
Ölüm şaibeli olduğu için yetkili makamlarla paylaşılmalı bence.
0
Ufuk
(30.05.17)
eğer kızın ölümünde cinayet şüphesi varsa, 18'İnden büyük olsa bile verilmeli. Doğal yollardan ölmüşse, bence verilmemeli. Çocukcağız öldü diye, tüm sırlarının ve onunla mesajlaşan insanların da sırlarının ortaya saçılmasına gerek yok.
0
agluna
(30.05.17)
Ölüm şaibeli olmadığı müddetçe 3. kişilerle paylaşılmamalı.
0
chitosan
(30.05.17)
verilmemeli bence. ya verilmesini bırak, ailenin şifreyi istemesi bile tuhaf bence. ne yapacaklar çocuğun hesabını? bizim de yakınlarımız öldü, biliyoruz az çok o acıyı, aklımıza hiç de böyle tuhaf şeyler gelmedi. hakikaten çok tuhaf değil mi bu? bir de mahkemeye vermişler. acayip.

ha ölüm sebebini falan bilemiyorum tabii. normal şartlarda verilmemeli.

edit: ah be intihar mı başka bir şey mi diye bakıyorlarmış. okumadan yazdım. bu bilgiyi de eklemek lazımdı. verilmeli o zaman tabii ki.
0
soso
(30.05.17)
Ölüm sebebi belirsiz oldugu icin verilmeli.
0
terlik yutan canavar
(30.05.17)
ölüden kalan herşey mirasçısına aittir.
çocuğun günlüğü varsa mirasçısına okutmayacaklar mı?
ya da çocuğun bilgisayarına, telefonuna format atıp mı verecekler özel hayat ihlalı olmasın diye?
0
supermatik
(30.05.17)
Bence vermelidir. 2 ay once teyze oglu rahmetli oldu belcikada. Oradan supheli ölüm raporuyla buraya gonderildi.burada adli tip kalp krizi olduguna karar verdi. Dolayisiyla suphe olustu.bu islerden anladigim icin aldim telefonu yaziciogluna götürdüm. Butun hesaplari gorebildigimiz gibi son ekran pencerelerine dahi ulasabildik. Neyse ki kötü bir sey yoktu. Bu durumda da keske aile legal degil de illegal yoldan cozseydi de bu kadar ugrasmasiydi.
0
goodman
(30.05.17)
Ben mahkeme reyizi olsam saygın bir meslekten birine hesabı verir mesajları okuturdum, çocuğun özel hayatını inceletirdim ona buna yürüyüp ailesinden filan bahsettiyse o mesajları silip hesabı aileye verirdim. İyi incelenmeli ama. Hatta bu incelemenin kriterleri falan belirlenebilir. Ben öleceğimi bilsem mesela hesaplarımın aileme verilmesinden kesinlikle rahatsız olurdum. Yemin ediyom bunu bilsem döner gelirim ahsjhsj Düşünsenize kızlara yürüyorsunuz sonra ölüp gidiyorsunuz aileniz hesabı alıyo tüm özel hayatınız belki aileniz hakkında ne düşündüğünüz ortaya çıkıyor. Neyse uzun lafın kısası birine inceletip verirdim.
0
freetakilir
(30.05.17)
Facebook hesabının olması için belli bir yaş olması gerekmiyor mu? Biliyorum bebeye bile FB hesabı açıyorlar ama bir yaş sınırı vardı sanki.
0
SiyamkedisiZorro
(30.05.17)
tabi ki veremez . kişiye özeldir . çocuğun paylaşımları zaten ailece görülebilir .
0
taylor durden
(30.05.17)
sonucu da yazalım bari. mahkeme kabul etmemiş, şifre verilmiyor.

www.dw.com
0
soso
(31.05.17)
(7)

Şenol Güneş neden mutsuz? Ya da mutsuzmuş algısı mı yaratılıyor?

grrrrrrrrrr
2 sene üst üste şampiyon olmuş, takım aile gibi, her şey yolunda görünüyor peki bu adam neden mutsuz? Ya da başkanın dediği gibi medyadaki bazı kişiler böyle bir algı yaratmaya mı çalışıyor?
2 sene üst üste şampiyon olmuş, takım aile gibi, her şey yolunda görünüyor peki bu adam neden mutsuz? Ya da başkanın dediği gibi medyadaki bazı kişiler böyle bir algı yaratmaya mı çalışıyor?
0
grrrrrrrrrr
(29.05.17)
medya cok ugrasiyor bu adamla. tahminimce bu yuzden.
0
hopeless
(29.05.17)
Her şey göründüğü gibi değil.
Sporla iç içeyim küçüklüğümden beri.
Neler döndüğünü tahmin edemezsiniz. Şampiyon olmak kolay iş değil, her anlamda sorumluluklar artıyor. Şampiyon olduktan sonra okey ama şampiyonluğa giden yolda sıkıntılar çok olur, zıtlıklar vs. En basitinden sporcularla, yönetimle arası kötü olabilir. Ayrıca çok fazla göz önünde olmakta iyi değildir ne yaparsan yap beğenmeyenler yargılayanlar olur. Bir de futbolu kutsallaştıran bir ülkede siz düşünün.
0
powerpufgirl
(29.05.17)
Adam profesyonel. Kendisi Trabzonspor taraftarı ve her ortamda göğsünü gere gere de söylüyor. Hatta adına stat yapmışlar nan :)
Profesyonelce işini yaptı hepsi bu. Köprüye çıkıp fener bayrağı mı yaksın ne bekliyosunuz? Bi de onun kuşağı çok göz önünde olmayı sevmez, gizli sevinir, gizli sinirlenir. Ayıplarlar ;)
Not: Beşiktaşlıyım.
0
rastinon
(29.05.17)
Bence kendisi aşırı idealist. Hep daha fazlasını istiyor, mesela şampiyonlar ligi'nden Avrupa ligi'ne düşmek bile bayağı moralini bozmuştu. Kısacası bence hedefleri çok yüksek, zaten şampiyon olmamıza rağmen takımın istediği seviyede olmadığını söylüyor.
0
birkibirkibirkibirkiuc
(29.05.17)
Neler dondugunu tahmin edemezseniz +1

Ben de ozellikle yonetici tarafindan epey kisi taniyorum. Bjk'nin su anki haliyle ilgili bir bilgim yok ancak ego manyagi yoneticiler, komisyoncu hatta santajci menajerler, besleme medya vs.. Derken futbolda aktor hayli fazla.

Yemek masasindan kalkarken yuzune bakarak izin istemedi diye yardimci antrenor kovan yonetici biliyorum mesela, arkadasimin babasi. :)

Senol Gunes'le ilgili bir sey bilemiyorum ama ciddi seviyede olmasa da pr8blemlernolabilir. En basarili ortamlarda bile her sey gulluk gulistanlik olmuyor. Cilginca paralarin ve egolarin dondugu bir ekonomiden bahsediyoeuz,
0
kint
(29.05.17)
öncelikle pek bildiğimden değil de hissettiklerimi söyleceğim
Senol Güneş ve Mustafa Denizli pek bu ülkenin adamı değiller sanki
Yılmaz Vural, Fatih Terim mesela, onlar bu ülkenin adamı işte.
kısaca böyle.
0
niye ama
(29.05.17)
şenol güreş o makamın adamı değil, bunu en iyi kendisi biliyor bence ..onda tıpkı bir Galatasaray ın başındaki hamza görüntüsü var .
o Trabzon ve 2-3 çıt altı takımların adamı,bunu inkar etmeyin
0
taylor durden
(30.05.17)
(16)

Nasıl bol bol geziyorsunuz?

fraise
Biz 'aman ya o tarihler yaklaştığında bir işimiz çıkar da iptal edersek' korkusuyla 1 ay öncesinden ancak ayarlayabiliyoruz. Hal böyle olunca kısa kısa tatiller yapmak bizim için hayal zira son dakikaya kalınca hiçbir şey ayarlanmiyor. yurtdışına gidilecekse bilet fiyatları tavan yapıyor, yurtiçi ge
Biz 'aman ya o tarihler yaklaştığında bir işimiz çıkar da iptal edersek' korkusuyla 1 ay öncesinden ancak ayarlayabiliyoruz. Hal böyle olunca kısa kısa tatiller yapmak bizim için hayal zira son dakikaya kalınca hiçbir şey ayarlanmiyor. yurtdışına gidilecekse bilet fiyatları tavan yapıyor, yurtiçi gezileri için de 1 2 günlük de olsa izin almak gerekiyor vs vs

Gitmek istediğimiz onlarca ülke, şehir var. Artık bu sene sistemli bir şekilde ayarlama yapıp güzel güzel gezmek istiyoruz. Erkek arkadaşımın 2 yıllık schengen vizesi var; 6 ayı gecti bile, daha bir kere yurtdışı tatili yapamadık bu ayarlama yapamama yüzünden.

Siz programlarınızı nasıl yapıyorsunuz? Maddi hazırlık (bilet, otel ve gezide harcanan para gibi) ve zaman ayarını nasıl ayarliyorsunuz? Kalacak yerleri nasıl seçiyorsunuz? Kısacası güzel güzel nasıl geziyorsunuz? Her türlü öneriye açığım efendim. Teşekkür ederim şimdiden herkese.
0
fraise
(29.05.17)
Resmi tatillere denk getiriyoruz. Biryerlerden kısmak gerekiyor. Mesela işten 1 gün izin alıp resmi tatille birleştirip daha yzun bir taril yapıyoruz. Ya da izinleri kullanmıyoruz tur ayarlıyoruz tur tarihinde izin alıp öyle gidiyoruz. Önemli olan istemek biz 2-3 ay öncesinden ayarlıyoruz öyle gidiyoruz. Şimdiye kadarda bi aksilik çıkmadı hiç.
0
powerpufgirl
(29.05.17)
Üç dört ay öncesinden ayarlıyorum ben. İşim çıkarsa diye düşünmüyorum, zira işlerimi de o süre boyunca ona göre ayarlıyorum. Gerekirse önceden daha çok çalışıyorum, toplantıları ona göre düzenliyorum. Dürüstçe söylüyorum insanlara o tarihlerde müsait olmayacağımı.
0
fotrsapka
(29.05.17)
yaz tatilinde eşimin izni oluyor bende işyerinden izin alıp çıkıyoruz.
1 ay sürüyor yada sürmüyor bizim planımız çok uzat tarihlere yapmıyoruz.
otel olarak otelde öde seçenekli otelleri seçiyoruz pahalı oluyor ama elden bişey gelmez.
0
basond
(29.05.17)
pegasus kampanya yapıyo bakıyom fiyatlara, haftasonuna denk getirerek işte. eylülde aldığım biletle martta seyahat ettim. atla deve değil yani. booking'ten de otele bakıyosun rez hallediyorsun. denk getirememekten kastın ne anlamadım.

mesela açtım eurolig fikstürünü, baktımi pao-olympiakos maçı vardı ona mı gitsem pao-fener mi dedim. sonra fener maçına gideyim de söveyim fenere diye o haftasonuna aldım bileti ve gittim.

zor olan ne anlamadı ben :)
0
cekilmis gayfe
(29.05.17)
Cekilmis gayfe, biz öyle rahat insanlar değiliz, özellikle de ben. Yapacağım şey net değilse kaşıntı basıyor beni. Bir de erkek arkadaşım cat diye hafta başı Almanya'ya gidiyorum deyip 4 gün iş için gidebiliyor mesela, o hafta sonu iptal (gerçi bu senede birkaç kere oluyor en fazla). Benim de epey hareketli bir ailem var. Bir anda kendimi kuzen düğününde bulabiliyorum ya da isim çıktığı için ailemin yaşadığı ülkeye gidebiliyorum.

Tüm bunlar birleşince planlı bir şekilde tatilimi ayarlamazsam ya hiç gitmiyoruz ya da gideceğim güne kadar stresli oluyorum. Son dakika tatili bana göre değil yani.

Ayrıca pegasus'tan da nefret ederim, hostel bana göre değil mesela :)
0
🌸fraise
(29.05.17)
o zaman erken plan sana göre değil, heveslenmemen gerek :)
hostel demedim ki booking'ten otel bak dedim :) ve pegasus candır ^^
0
cekilmis gayfe
(29.05.17)
Ben de böyleydim kırk kez düşünürdüm önceden ya işim çıkarsa ya şöyle olursa diye, ki gidemediğim olmadıysa bile bu yüzden tartıştığım oldu iştekilerle. Ama kilit nokta bu; ayarlayıp gidemediğim hiç olmadı. Hep bi şekilde ayarladım kendimi. Sonra fark ettim ki planlamayı iyi yapınca sıkıntı ortadan kalkıyor. Ucuz bilet de bu işin olmazsa olmazı ama. Bazen alıyorum bileti yanarsa yanar diye atıyorum kenara. Sonra o gün gelince mutlu oluyorum iyi ki almışım diye.
0
bartman
(29.05.17)
Allah'a sığınıyorum biraz planlamada. Pegasustan kampanya maili gelince şeytan dürtüyor. Cuma veya pazartesiye sarkan haftasonu planları şeklinde ilerliyoruz ufak ufak. Öyle uzun tatillerimiz olmuyor iş değişikligidir izinlerin sıfırlanmasıdır derken. Aile baskısı yoksa bayramda aldığımız da oldu. Hostelleri bookingten iptal edilebilir şekilde ayarlıyorum. Yine de stres oluyor inşallah gideriz diye, o paraya yanabilir gözüyle bakıyorum.
O strese girmesek hiç gidemeyeceğiz.
0
Sulfoxaflor
(29.05.17)
İptal riskini unut. İptal ihtimali zaten çok sık doğmaz. Doğarsa da bir şekilde planı uydurmaya çalışma şansın olabilir.
0
arnold schwarzeneger
(30.05.17)
uçak şirketleri geçtiğimiz eylül'de, kasım'da ve bir de şubat'ta çok deli kampanya yaptı bu sene. tabi pegasus ve onur air'den bahsediyorum ama siz tercih etmiyorsunuz sanırım. gene de ucuzluk arıyorsanız bu kampanyaları takip etmeniz lazım.

neyse, o kampanyaların olduğu tarihlerde arkadaşlarla nerelere gidilir diye bakıyoruz, birkaç yer seçiyoruz, işlerimizden 2-3 günlük izinler alıyoruz ve herkes de planını ona göre yapıyor. bütün senenin tatil biletlerini o kampanya dönemlerinde alıyoruz. her sene böyle yaptık ve şimdiye kadar da hiç gidemediğimiz olmadı. allah korusun bir sağlık sorunu olmadığı sürece de gitmemek için bir sebep göremiyorum. örneğin bir tatilim kuzenimin düğününe denk geldi ama "kusura bakma tatil ayarlamıştım, gelemicem" dedim. gelmişim 27 yaşıma kırk yılın başı bir tatilim var, düğününlerine gitmem de evlerine ziyarete giderim, daha bile samimi hatta.

ücret konusu da şöyle. kampanyayla aldığın için normal fiyatların yarısına bilet almış oluyorsun. bir de biz yurtiçinde genelde çadırlı kamplı tatilleri, yurtdışında da hostelleri ya da airbnbyi tercih ettiğimiz için zaten gittiğimizde kalmaya ya para ödemiyoruz ya da üç kuruş bir şey veriyoruz. e böyle olunca tatil bizler için baya maliyetsiz oluyor. her tatil dönüşümde "istanbul'da kalsam kesin daha çok harcardım" diyorum hatta.

onun dışında, bir arkadaşım bayram tatilinde erkek arkadaşıyla motorsikletle avrupa turuna çıkacak. her ikisi de çalışıyor ama 15 gün izin ayarladılar. bütün sene başka bir yere gidemeyecekler muhtemelen ama o 15 günde keyiflerince gezecekler. bu da bir seçenek. ama hostelde kalmaca, orada-burada uyumaca gibi ekstraları var elbette.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(30.05.17)
karakter olarak mükemmelliyetçisin sanırım ondan öyle oluyor her şey tıkır tıkır ayarlı belli olsun istiyorsun eşimde öyle. iş çıkacak mı, su basacak mı öyle çok düşününce gidilmiyor bir yere.

19 mayıs haftası 3 gün önceden izin aldım ben iş yerinden tatil 4 güne çıkmış oldu ben izin aldım sende al (onun izinleri bana göre daha kolay oluyor) Antalya ya gidicez dedim. eşimde hemen bir panik, hava nasıl olacak vs. kısa sürede yanına alacağı parfüme kadar check list hazırlaması lazım ya rahatsız oldu :) halbuki evimiz var orda ha. evet ilk gün yağmur yağdı ama ikinci gün denize bile girdik, 4 gün değişiklik oldu iyi ki gelmişiz dedik.

yani çok düşünmeyin alışırsınız zamanla oteller için booking, yemekler için foursquare vs artık her şeyin bir appi var alın gidin. sonuçta tecrübeyle artacak kafanızdaki tatili geçirme olasılığınız. en fazla iptal edersiniz o da ayrı bir tecrübe. önemli olan hastalık vs olmasın.
0
yue
(30.05.17)
Bisiklete atlıyorum, çadırı port bagaja atıyorum, pedal basmaya başlıyorum, gerisi geliyor.
0
kargn
(30.05.17)
iş-güç-okul-önceden bilinen önemli bir etkinliğin olmadığı ya da olma ihtimali bulunmadığı tarihlerde geziyorum. böylece ekstra bişey çıkıp da patlama ihtimali, çok uç bir durum olmadıkça olmuyor.. bu şekilde son 5 yılda patladığım tek şey, darbe nedeniyle yıllık izinlerin iptali oldu, onda da biletlerin çoğunu kurtardım.

yurtdışı planlarımı en az 3 ay önceden belirlemem gerekiyor, çünkü yıllık izin onayımın ankara'ya gidip gelmesi+vizeye başvurmak için bu süre gerekli. bu da süreci kendiliğinden belirliyor çoğunlukla.

benim yurtdışı gezilerim genelde etkinlik odaklı oluyor ve tek gezmeyi tercih ediyorum. diyelim ki sevdiğim grubun önemli bir turnesi var; listedeki ülkelerden görmek istediğim birinden en az iki şehirde konser izlemeyi hedefliyorum. ilk olarak etkinlik biletlerini alıyorum, yaklaşık bir yıl kadar önceden. aksi bir durum olursa vakit varken bunu elden çıkarıp rotayı başka yere çevirmek kolay oluyor. sonra ilk olarak gidiş uçak biletini alıyorum, 7-8 ay önceden. bu şekilde avrupa biletlerini 100 liradan başlayan fiyatlarla bulmak mümkün oluyor. devamında vaktim oldukça internetten bakarak gezmek istediğim diğer şehirleri ve rotayı belirleyip, genelde 2-3 ay kala dönüş biletimi alıyorum. bu arada yıllık izin başvurusu yapıyorum, gideceğim ülkelerin ismini bildiriyorum. dönüş bileti genelde pahalı oluyor ama bu tarihlerde son seferler de açılmış ve en optimal fiyatlar ortaya serilmiş oluyor. gidiş tarihine 1.5 ay kala vize evraklarını toplamaya başlıyorum ve bu arada booking'den kalacak yerleri rezerve ediyorum. 1 ay kala da vizeye başvuruyorum, çoğunlukla bir haftada elimde oluyor.

hangi ülke ve şehirlere gideceğim belli oluyor, yukarıda açıkladığım üzere ama şehir içi gezileri önceden ayarlamıyorum genelde, zira çoğunlukla bakmaya vakit olmuyor. bunun için dost yayınlarının görsel rehberlerini alıyorum, ülkeye, varsa şehre özel. türkçe olanları sayıca az, gideceğim ülke için türkçe yoksa amazon'dan ingilizcesini sipariş ediyorum 2 ay kadar önceden.

genelde bir şehirde akşam 17'ye kadar falan dolaşıp, diğer şehre akşama doğru yolculuk ediyorum. saat 21 gibi yeni şehirdeki otele varmaya çalışıyorum en geç. bavulumu bırakıp geçe 2-3'e kadar sokaklarda geziyorum. ilgim genelde mimari ve müzeler üzerine olduğundan, yapıların dışını görüp fotoğraflıyorum, gündüz gözüyle ve içini görmek istediklerimi de tespit ediyorum. sabah kahvaltı sırasında rehbere bir göz atıp, rotamı belirliyor ve gün boyu geziyorum. şehir yürünecek gibiyse toplu taşıma kullanmam. uzak mesafelere birden çok gitmem geretiği durumlarda akbil tarzı kartlardan alıyorum. taksiye çok zorda kalmadıkça binmem, bilmediğim ülkede gereksiz stres yaşamama sebep oluyor.

euro ya da dolar kullanan ülkeler için o parayı cebimde götürüyorum. kendi para birimi olan ülkelerde, türkiye'deki tl hesabımın kartı ile ortak atmlerden onların parasından çekiyorum. bu işlemi, parayı toptan kaybetmemek fakat fazla masraf da ödememek için ortalama 2 seferde yapıyorum. yanımda götürdüğüm paranın çoğunu üzerimde, az bi kısmını otelde saklıyorum.

otelde ortalama bi konfor arıyorum, tarihi kent merkezinde olmasına da özen gösteriyorum. bu nedenle genelde en önemli harcama kalemim bu oluyor. kredi kartı ile ödeyip, taksitlendiriyorum. diğer tüm harcalamaları nakit yaparım. yöresel yemeklere fazla meraklı değilim, bu nedenle yemek masrafım fazla olmuyor. girmek istediğim müze falan varsa fiyatına takılmadan girerim. gezerken gözüme çarpan hediyelik varsa alırım, yoksa son gün genelde havaalanından hallederim. kendime en az bi magnet almaya çalışıyorum.

güzel gezdiğimden çok emin değilim. genelde 10 günün sonunda adım atacak halim kalmayana kadar yürür, japonlardan çok fotoğraf çekerim. görmek istediğim hiç bi yer kalmaz geride ama öyle olunca da bi kafede 5 dk dinlenmeyi bile çok bulabiliyorum. bunun beni fazla tatmin etmediğini hissediyorum şimdilerde, bu yıl yeni bişeyler denemem lazım sanırım :)
0
manuel mandalina
(30.05.17)
tüm arkadaşlar kendilerini 2-3 günlük tatile teslim ediyor yani senin anlayacağın. pisa kulesinin resmi instagrama girsin diye bu teraneler,tatilden zevk falan aldıkları yok ..sürekli telefon elde;tüm cafe restoran dan wifi şifresi istemek tatil olmaz ..
orası yurt dışı diye (neresi olduğunun önemi yok) 6 ay önce bilet alıp o biletin tutsağı oluyorlar . onlar buna tatil diyorlar ama bu aslen bir görev ..
0
taylor durden
(30.05.17)
@taylor durden sen böyle deyince merak ettim senin tatil anlayışın nasıl, anlatsana biraz. bak hepimiz anlattık. üstelik duyuruda sorulan soruya cevap vermiş de olursun.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(30.05.17)
En az 5 gün izinlerimizi ayarlıyoruz, hafta sonuyla 9 güne çıkıyor. Bazen bayramla birleştiriyoruz. Uçak biletini önceden alıyoruz, otelleri de ayarlıyoruz, ucuz fiyattan ayarladığımız için non-refundable oluyor oteller.
Bu kadar hazırlıktan sonra mecbur gidiyoruz:) Ölüm kalım vs durumu olmadığı sürece tatil iptal etmeyiz. Senede 2 kez yurt dışı tatili yapıyoruz.
0
peggy
(30.05.17)
(21)

Kızların kendilerinden büyük erkeklere ismiyle hitap etmesi

mete kudur
Özellikle eli yüzü düzgün hanımlarda çok daha sık görüyorum, iş hayatında tavan yapıyor. İnşaat ve hukukla alakalı çalıştım/şimdi yatıyorum da ben ve sürekli samimiyete en ufak bir yer verdiğinizde bey kendisini abi'ye bırakacağına yekten isme evrilip cilveleşmeler oluyor. Veya sizin arkadaşınız ol
Özellikle eli yüzü düzgün hanımlarda çok daha sık görüyorum, iş hayatında tavan yapıyor. İnşaat ve hukukla alakalı çalıştım/şimdi yatıyorum da ben ve sürekli samimiyete en ufak bir yer verdiğinizde bey kendisini abi'ye bırakacağına yekten isme evrilip cilveleşmeler oluyor. Veya sizin arkadaşınız olan bir hanımdan bahsederken ona da ismiyle hitap ediyor. hatta sizin bile abla dediğiniz birisinden de ismiyle hitap ediyor. arada nereden baksan 11 yaş var, az daha olsa seni doğurabilecek durumda zaten o kadın.

ben saygı adaplarına takılan birisi değilim, belki aranızda bunu az çok anlayanlar olmuştur ama bu durumu saygı/saygısızlık olarak değil de bir nevi bilinçli bir olay olarak görüyorum.

yani amirlerimle filan konuşurken ben bilinçli olarak asla ''siz'' kalıbını kullanmam, çünkü geçmişte yaşadığım bence acıklı bir olay var, o gün de geri adım atmamıştım şimdi de ''siz'' kelimesiyle göstermelik saygı tanımı vurgulamıyorum. Bu kadınlarda ki bununla da alakalı değil.
Kültürel olarak da mesela yurtdışında çok alışılageldik birşey isimle hitap edilmesi, ben zaten yabancı iş arkadaşlarıma bu yüzden hiç bir uyarıda bulunmadım çünkü onların ki kültürel miras ama bizde ki öyle de değil.


Bazen acaba bundan rahatsız olan tek ben miyim, yoksa bunu doğru anlayan tek ben miyim diye 2leme düşüyorum.
0
mete kudur
(29.05.17)
bunun nedeni tamamen, o bahsedilen kişiyi "asagi" görme cabasi bence.
ayni seyi, bir cok calisan, kendi üstleri için de yapıyorlar.
0
for the record
(29.05.17)
rahatsız olurum ve kesinlikle izin vermem.
0
elvedui
(29.05.17)
bence üzerinde düşünmeye bile değmez. bir kadın sizinle cilveleşecekse "mete kudur bey" diyerek de cilvenin allahını yapabilir, ya da "mete kudur'cum" diyerek de iş arkadaşlığı seviyesini koruyabilir.

bir kadın olarak hepsi yaşça benden büyük erkeklerin arasında çalışıyorum. müdürler dışında herkese adıyla sesleniyorum. kaldı ki ne diyeceğim zaten, aynı işi yaptığım aynı seviyede olduğum insanlara "bey" demem, "abi" desem o ne öyle mahalle bakkalı gibi.
müdürlere "bey" diyorum, o da tamamen saygıdan. yaşla alakası yok.

iş hayatı dışında da böyle bu. arkadaşım seviyesindeki herkese ismiyle hitap ediyorum ve bu güne kadar "şu adam da benden 15 yaş büyük ama çok yakışıklı ya. abi demiyim şimdi yarın öbür gün lazım olur" diye düşünmedim hiç.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(29.05.17)
seni bağlayan durumu göremedim. kadın kendinden büyüklere abi değil de ismiyle hitap ediyomuş. ee? yani?
ayrıca 11 yaş için az daha olsa seni doğurabilecek durumda demek saçma değil mi?

@subjektif soru sorup da beğenmediklerine tik atmamak ben duyuru kullanmayı bilmiyorum demekle eş değer.
0
elorelia
(29.05.17)
tıp fakültesinde, uzmanlığını almak üzere olan kadın bölümdeki yar. doç hatta prof. hocalara yasemin abla, neşe abla filan diyor
asıl bu acayip geliyor bana
abla/abi demeyelim, siz de demeyelim (öğrecisine "siz" diyen hocalarım da var bu arada ama az)
e ne diyelim?
Allah'tan akademide "hocam" var dışarıda o da yok, ne diyeceğiz?
hanım/bey diyorum ben sürekli.
ismiyle hitap ettiğim adam yok gerçi de olsa da cilveden değil.
0
niye ama
(29.05.17)
Bu abi abla olayı da bir tür köylülük, ailen ne güzel isim vermiş tabii ki o kullanılacak. Ha arada resmiyet vardır hanım-bey olur ama ben bu abi- abla bekleyen tayfaya sırf ibnelik olsun diye bile ismiyle hitap ederim, benden 10 yaş küçük herhangi bir insanın da bana abi demesini beklemem. Bir tek kardeşimin bana abi demesi benim için yeterli. Kimse kimseye abi-abla demek zorunda değil, bu hayali ve gereksiz bir hiyerarşinin oluşmasına neden oluyor sadece.
0
angelus
(29.05.17)
Ben birlikte çalışılan insanlara bey/hanım şeklinde hitap etmek icin onlarin benden ust mevkide olmasi gerektigini dusunmuyorum. Arada samimiyet yoksa ve yaş farkı cok fazlaysa bey/hanimdir benim icin. Abi abla samimiyetine gerek yok is ortaminda. Kendimden cok buyuk insanlara onlar açıkça öyle istemedikce ismiyle hitap etmem. Samimiyet olur o zaman ismiyle hitap edilir.
0
aquarium
(29.05.17)
abi-abla hoşuma gitmeyen hitap şekilleri. yerine göre bey-hanım da aşırı resmi kaçıyor. yeterince yakın olduğum abi ablalara ismiyle hitap ediyorum .
0
sedat peker in yegeni
(29.05.17)
2.5 yaşında kızım adımla hitap ediyor.
0
jamswety
(29.05.17)
Ben rahatsız olmam. Bence herkes istediği gibi hitap edebilir. ben bazen abi diyorum bazende yaptığım iş gereğince "coach" diye hitap ediyorum. (spor sektörü) muhasebe kısmında çalışan kadına da yönetici olduğu için hanım diyorum. Baya bi karışık yani :) içimden nasıl geliyorsa öyle davranıyorum. Bazen sizli bizli konuşuyorum bazen direk senli benli..
0
powerpufgirl
(29.05.17)
Hanım / bey varken abla abi demek gereksiz samimiyet.
0
cabiday
(29.05.17)
abi, abla kesinlikle kullanmıyorum. iyi tanımadığım herkese yaşından bağımsız olarak hanım/bey diyorum.
benden büyük olan ama aynı konumda ya da nispeten yakın çalıştığım kişilere de (aynı ofis vs) ismi ve siz diye hitap ediyorum. "Siz de çay ister misiniz, Elif?" gibi saçma bir şey oluyor ama herkes benim böyle garip konusmama alıştı, yadırgamıyorlar.
0
sopiro
(29.05.17)
büyüklere ismiyle, küçüklere de "canım" diye hitap ediyorlar. nedendir bilmem.
0
eindaclub
(30.05.17)
gayet profesyonel bir davranış bence, erkekler yapamıyorlar.
0
ravenudon
(30.05.17)
abi derim faka bu benim o dediğim kişiden kafaca yüksek olduğum durumlarda olur,hanım bey derim bu da onlara iş yaptırırken .. yani kısacası ne söylediğinizin önemi yok nasıl ve ne için söylediğinizin önemi var ..
restoranda garsona 'patron' diye seslenirim, iş hayatında bazen müdüre 'üstad' derim.. neden çünkü ast ve üste iş yaptırmak zeka gerektirir
0
taylor durden
(30.05.17)
Abi / abla iş hayatına uygun hitaplar değil bence. Hanım / bey olur, onlar olmazsa zaten isim olur. Çok uzun yıllardır aynı iş yerinde çalışıyorum. Daha yeni direktör oldum. Beraber çalışırken ismiyle hitap ettiğim kişiye kendisi direktör olunca da ismiyle hitap ettim. Yeni tanıştığım junior arkadaşa da (eğer bir okul vs. bağımız yoksa ) bey / hanım diye hitap ederim. Ama şöyle bir gerçek var, düne kadar mesafeli olduğum için kendilerine Bey / Hanım dediğim direktörler şimdi bana "bey'i / hanım'ı kaldıralım" diyorlar. E aramızda böyle bir konuşma geçtikten sonra bey/hanım demem yakışık almaz.
0
SiyamkedisiZorro
(30.05.17)
anne babam yaşındaki uzmanlar dahil olmak üzere tüm uzmanlara, yard.doç/doç ise de genç görünmesine göre abla/abi. prof. ise hocam diyorum. ha bir de çok samimi olmadığım erkek asistan arkadaşıma da x hocam diyorum. kız ise zaten adı ile hitap ediyorum. Yürüme ihtimalim olan az samimi biri olsaydı işyerinde, muhtemelen ya hitap etmezdim, ya da x bey derdim. Olay yürümeyse böyle de olur +1
0
fallopian
(30.05.17)
bey/bayan + siz'li cümleleri önlerine yığmak gereksiz bir yakınlık, yılışıklık fikrine set oluyor. saygı'nın hangi kelimeyle göstermelik olduğunu ya da olmadığını belirlemek de bana kalırsa son derece kusurlu, birisi de çıkıp böyle düşünenler göstermelik saygı içindeler diyebilir, der de. Neyse, kimin nasıl düşündüğüne kafa yormak da gereksi diyorum, iyi çalışmalar diliyorum



edit: tik umrumda değil de başkalarına fikir sorup bunları da cevap kabul etmeyerek saygısızlığın da dik alasını yapmış oluyorsunuz. Bakın, sizin için güzel bir alternatif daha var, wordpad!
0
gkct
(30.05.17)
bizim kültürümüzden gelen bir davranış şekli, kadınlar her zaman kendinden yaşça büyükler ile onların potansiyel erkek arkadaş adayı olduklarını düşünerek, isimleriyle hitap kullanırken kendinden yaşça küçüklere kendilerince "arkadaşça" düşündükleri hitapları kullanabiliyorlar. bu her zaman böyle değil ama genel olarak böyle bir düşünce biçimleri var. ben biraz büyük gösteren biriyim ve yaşımı öğrendiklerinde değişen hitaplarla karşılaştığım çok oluyor :)

tabii bunlar çok önemli değil. kadınları doğaları için suçlamak iyi birşey olmaz beyler.
0
empty bottle
(30.05.17)
Ben takilmiyorum oyle seylere ya. Ben de kendimdem cok buyuk kizlara ismiyle hitap ediyorum cunku:)

Bir de nasil alisirsan oyle gidiyor, buyuklere ismiyle hitap edilmez diye ogrendigimiz icin abi/abla denmeyince rahatsiz oluyoruz. Herkesin ismi var aslinda, isim neden konuluyor? Ismiyle cagirmak icin:) Bence cok kasmaya gerek yok:)
0
stavro
(30.05.17)
Evet bir saygısızlık saygısızlaşma var. Amerikan filmleriyle asimüle olmuş bir coğrafyada yaşıyoruz. Toplum kullandığı dildeki 3. tekil şahsı nereye koyacağını şaşırmış durumda.


Bunun dışında feministler medyayı ele geçirirken erkekleri reklamları, dizileri, filmleri kullanarak ciddi şekilde aşağıladılar. Bunun sonucu olarak da erkeklere karşı elle tutulur bir saygısızlık oluştu. Arşivimdeki örneklerin bazılarını buraya yazamam bile. Sonradan kadınlara neler yaptıklarının öğretilmesi gerekti. Medyada neler döndüğünden haberiniz yok tabi.


Aşağılamanın etkilerini gidermek için müdahele ettiğim başlıkların sayısı 20 olmuştur. İki tanesi aşağıda.
www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com


Babayı nasıl itibarsızlaştırmışlardı? Reklam sloganlarından sadece birkaçı aşağıda.

● Bu iyiliği babanız olsa yapmaz. - Banka reklamı.

● Denizden babam çıksa yerim.

● Babana bile güvenme. - Baba yemeği döker anne gelmeden hemen önce bebek dökmüş süsü verir.

● Babana benzeme kendin ol. - Kızlar sokakta yürüyen bir erkeği arabalarına gezmeye davet eder. Adam emniyet kemeri olmamasını neden göstererek reddeder. Baba figürü içi geçmiş antika olarak gösterilir vs.

● DSLR kullanan yaşlı erkek fotoğrafçının (baba figürü) yakalayamadığı kareyi cep telefonuyla yakalayan ergen.

Hepsini sayamam. Aralıksız arka arkaya yapılmış tek hedefe odaklı reklamlar. Nedensellik ilişkileriyle birlikte tez yazmamı beklemeyin.



Bir zahmet bakın: Üniversitelerdeki FETÖ Tipi feminist Yapılanma



AKP'nin bilgisi dahilinde oluyor bunlar. Recep bahsetmişti! Bir başka AKP'li de CHP'lilere ithafen son referandumda AKP'nin bayan oylarının %60'ını almasını nereye koyacaklarını düşünsünler onlar dedi. Satın bakalım...
0
neotunc
(30.05.17)
(2)

Otomobil Bayilerine İs Teklif Etmek Ama Ne İs?

evrenos gazi
Birkac markanin İstanbul'daki birkac bayiisinin patron ve yoneticileriyle aram cok iyi. Bu gibi bayiler sifir ve 2. el araclarda cam filmi, detayli temizlik, boya koruma, arac kaplama gibi isleri disaridan destekle yaptiriyorlar. Yani servistw yaptirdiginiz bir cam filmini sanayiden biri gelip yapip
Birkac markanin İstanbul'daki birkac bayiisinin patron ve yoneticileriyle aram cok iyi. Bu gibi bayiler sifir ve 2. el araclarda cam filmi, detayli temizlik, boya koruma, arac kaplama gibi isleri disaridan destekle yaptiriyorlar. Yani servistw yaptirdiginiz bir cam filmini sanayiden biri gelip yapip cikiyor aslinda :)

Meslegim cok farkli olmasina ragmen otomlbil dunyasi benim icin bir tutku. Ozellikle detailing (yani detayli temizlik ve boya koruma). Yukarida saydigim herseyi bizzat yapabilen birisiyim.

Fakat bu bayilerin calistigi kimselee var. Durduk yere islerini bana vermeyecekler dogal olarak. Sizce bu gibi baska nasil bir fikirle gidip isbirligi teklif etmeliyim? Soyle yapilmayan, mantikli bir sey olursa teklifim geri cevirilmez. Benim aklima bir sey gelmiyor malesef.
0
evrenos gazi
(29.05.17)
ticaret. bu bahsettiğiniz işleri yapanlardan daha düşük teklif verirseniz bu hizmetleri sizden alırlar. adam karına bakar gün sonunda.
0
oscar
(29.05.17)
trafik ve kasko sigortası satabilirsin müşterilerine
0
taylor durden
(30.05.17)
(32)

Otuzlu yaşlarında olanlar için özel soru

fraise
Otuzlu yaşlarında ya da yirmilerin sonlarında olanlar özellikle size soruyorum; turkiye'de kurulu bir düzeniniz, iyi ve gelecegi olan bir işiniz, aileniz varken yurtdışına (Avrupa ulkelerinden birine) taşınır misiniz? Bunun için yeniden yüksek lisans yapmaniz, ingilizce dışında bir dil daha öğrenmen
Otuzlu yaşlarında ya da yirmilerin sonlarında olanlar özellikle size soruyorum; turkiye'de kurulu bir düzeniniz, iyi ve gelecegi olan bir işiniz, aileniz varken yurtdışına (Avrupa ulkelerinden birine) taşınır misiniz? Bunun için yeniden yüksek lisans yapmaniz, ingilizce dışında bir dil daha öğrenmeniz, 3-4 yıl sürünmeyeceginiz ama rahat da olmayacağınız bir hayat yaşamanız gerekse göze alır mısınız? Yoksa bu kadar çabaya değmez mi diye düşünürsünüz? Sevgilinizin (ki yakın zamanda eşiniz olacak biri diyelim) bunu sizden talep etmesi bencillik mi olur? Yoksa ikinizin hayatını bir tık daha ust seviyeye taşımaya calisiyor diye mi düşünürsünüz?


Evet, herkesin düşüncesini çok merak ediyorum.

Not: burdaki özne ben değilim.
0
fraise
(12.05.17)
Evet hatta yapmak için çabalıyorum.
0
fasulyek
(12.05.17)
yapardım.
hele yanımda sevdiğim olsa, düşünmem bile.
0
filteria
(12.05.17)
yaş önemli değil, ecnebilerin dediği gibi: "run for your life !"
0
supermatik
(12.05.17)
35 yasindayim suan imkan olsa yaparim, zaten buradada super imkanlarla yasamiyorum, eger senin imkanlarin harikaysa 8-10 bin ve uzeri bir gelirin varsa dur yine bir dusun, burada oyle bir durumun yoksa gidecegin ulkede standartlarinin cok dusecegini sanmiyorum. ayrica sevgiln varmis, hadi yalniz olsan gerek yok diycem ama yaninda birisi olacak. hayata bir kere geliyorsun, yeni seylere sans ver.
0
bluewhale
(12.05.17)
Arkama bile bakmadan giderim. Ailem burada evet ama onlara ne kadar faydam dokunuyor tartışılır. Yurtdışında hem kendime hem gelecekteki çocuğuma iyi bir yaşam sunabilirim Avrupada. Zaten tek korku yalnızlık olur onda da evleneceğim adam destek olur zaten. Arkama bile bakmam Avrupa'da oturup dil oğrenecegim üstüne bir de yuksek lisans yapacagım ha. Vay arkadaş. (İmrendi)
0
Sulfoxaflor
(12.05.17)
yaptim, mutluyum
hayatim bir degil, 3 tik ust seviyede
0
ekyil
(12.05.17)
edit: buradaki özne ben değilim diye sonradan eklemişsin, ben yazarken allahıma yoktu o. ben sensindir diye düşünüp ona göre şeyaptımdı.

"otuzlu yaşlarında ya da yirmilerin sonlarında olmayan şerefsizler yazmasın" demediğin için çok yakında 23'ü dolduracak bir zırtapoz olarak yazıyorum,

ülkenin şu anki durumunu, bildiğim kadarıyla senin durumunla da birleştirecek olursam, ben bu riski alıp ülkeden kaçardım. seni daima çalışkan biri olarak gördüm, yanılmıyorsam halihazırda evropa vatandaşlığın da var zaten. hatta bir dakika ya, sen niye hala burada saygın iş kurulu düzen falan deyip duruyorsun ki, niye gitmiyorsun? orada da düzen kurulur, orada da yaşanır. düzen kurana, dil öğrenene kadar geçen süreçte yatağına bağlı vaziyette kalmayacaksın ki. öyle veya böyle hayat yine akacak, buradaki gibi olmasa bile yine yaşayacaksın.

ben yurtdışında yaşamayı kısa süreli olsa da tecrübe ettim. ne kadar ağır gelebileceğini, tatile gitmekten ne kadar farklı olduğunu gördüm. yine de bir avrupa ülkesinde yaşama şansım olsa bugün arkama bile bakmadan giderim.

bu ülke, hele ki genç bir kadın için, hiç güzel değil. ben senin avrupa görmüş bir insan olarak buraya nasıl bu kadar bağlandığını da hiç anlamıyom zaten. ben olsam giderim. hani klasik "o dönemin şartlarında değerlendirmek lazım" geyiği var ya... sen de gittiğin ülkenin şartlarına göre değerlendir kendini.

türkiye'de asgari ücretle çalışacak olsam, annesiyle yaşamak zorunda olan top sakallı teknosa çalışanı olurdum. ne geleceğim, ne gerçekleştirebileceğim hayallerim, ne de düzgün bir yaşantım olurdu. kendi adıma konuşuyorum, başkası pekala yardırıp gidebilir.

öte yandan almanya'da asgari ücretle çalışacak olsam muhtemelen yurtdışı tatilleri yapabilecek, işe bisikletle falan gidebilecek, netto kasiyeri olduğum için toplumda boş beleş adam muamelesi görmeden sakin sakin yaşayabilecektim. ben bu yüzden evropa'da yaşam için (almanya-fransa gibi ülkeler için söylüyorum) birkaç adım geri gelmeye razı gelirdim. evet biliyorum insan her yerde aynı, almanya da öyle cennet değil ve asgari ücretle çalışan bir yabancı olarak insanların bana bayılmayacağını biliyorum ama sonuç olarak kötü değil işte ya. değil yani bence.

ben rus dili edebiyatı okuyorum çünkü çok istediğim halde avrupa'ya gidemiyorum. bu yüzden rus hükümetine çalışıp avrupa'nın birlik ve beraberliğini bozmak, hansgillere falan nükleer bomba atmak istiyorum. tamam rusya'yı ve rusları gönülden severim ama motivasyonlarımın başında avrupa'yı bozmak geliyor. evet. ya benimsin ya kara toprağın çünkü.

git fraise, git. iki yıl oldu galiba, soruyorsun. git. valla git ya.

çok üzüldüm biraz sevineyim,

www.youtube.com
0
der meister
(12.05.17)
Kesin evleneceksem dil de öğrenirim, dünyanın bir ucuna da giderim.
0
kayranin kedisi
(12.05.17)
Senin durumunda olsam ben de aynısını yapardım sevgilimden bunu istemek bencillik değil bence ikinizin de iyiliği için istiyorsun.30lu yaşlarımda değilim belki o zaman değişikliğe daha karşı olurdum tam kestiremiyorum ama şu anki düşüncem bu şekilde.
0
pastörizesüt
(12.05.17)
Gitmezdim. Bence sen de gitmek istemiyorsun. İstesen bugüne kadar çoktan gitmiştin.
0
dissendium
(12.05.17)
şimdi bekara karı boşamak kolay. adamın kurulu düzeni var, iyi ve geleceği olan bir işi var. ailesi var. bunları bırakıp sevgilisiyle bir maceraya atılmak istemeyebilir, bu en doğal hakkıdır. fazla zorlarsan ayrılık kapıda. na işte buraya yazdım.

bu bir bakış açısıydı. kısıtlı bilgilerle bunu söyleyebiliriz.

sevgilinin kapasitesi de önemli. belli bir yaştan sonra sıfırdan başlamayı göze alamayabilir. burada mutludur belki de, belki de senin buraya ayak uydurmanı bekliyordur. aynı sorunun sana sorulduğunu düşünürsen daha iyi anlarsın. neden bu soruyu sen ona soruyorsun da o sana soramıyor? avrupa'da senin rahat edeceğin bir hayat yerine türkiye'de onun rahat edeceği, senin bir dönem gelişmeni gerektirecek bir hayat önerisini neden o sana soramıyor?

Bana sorulsa giderim ama çalışmak, dil öğrenmek bana kolay geldiği için. yapmakta zorlanacağım bir şey olsa, türkiye'de bırakmayı istemeyeceğim insanlar olsa, rahatımdan vazgeçemeyebilirdim.
0
stewie
(12.05.17)
düzeni bozma
0
jamswety
(12.05.17)
gideceğim yerin yaşam standartları önemli. temelli mi kalıcam orda bu süreçten sonra o da önemli. bunlar okeyse 3-4 yıl bişey değil. ben giderdim.
0
dedim ben sana
(12.05.17)
Gereksiz bir macera olur. Bunu yapmam için iki şey olmalı: Ya Türkiye savaş haline girer, ben de kaçmak için giderdim; ya da tüm bu işlerin sonunda astronot olma şansım olurdu, onun için giderim. Yoksa kurulu düzenim, geleceği ve kazancı olan iyi bir işim varken yurtdışında 3-4 yıl sığıntı bir hayat yaşamayı göze almazdım. Kaldı ki bizim planladığımız süreler hiçbir zaman nokta atışı olmaz, yani 3-4 yıl diyorsak o iş en az 6-7 yıl olur, hayatımın 6-7 yılı çöpe atamam bu şekilde. Ha ama dediğim gibi, işin sonunda astronot olacaksam şansımı denerdim.
0
angelus
(12.05.17)
taşınırım.

temmuz'da evleneceğiz. yabancı dilimiz çok iyi değil biraz dilimizi geliştirip bi şekilde gitmek istiyoruz.
0
contavolta
(12.05.17)
Burada ne kadar maaş aldığım hangi şehirde yaşadığım önemli faktörler olurdu. Gideceğim Avrupa ülkesi de önemli bence
Sektorel olarak çalıştığım ve esimin çalıştığı alanın o ülkedeki durumuna bakar tr'den daha iyi şartlarda yasayabilecegime ve er ya da geç buradaki standartimi yakalayabilecegimizi düşünüyorsak sevgilimi ya da esimi de ikna ederdim ve gitmek için tüm şartları sağlamaya çalışırdım
0
şapşiko
(12.05.17)
su anda 30lu yasların basında yeni yeni , düzen kurmus rahat etmiş birisiyim

hiç bir sey beni tekrar dil ögrenmeye , tekrar yuksek yapmaya itemez . birazda kafam rahat olsun artık yaş olmus 30bilmem kaç

valla içim bir kötü oldu
yurt dışında hazır iş var , ortam var , calısma kosulları mukemmel , mmaş on numara , 2-3 ayda bir 2-3 haftalıgına seni turkiyeye yolluyoruz filan derlerse düşünebilirim :D
0
bnmzz
(12.05.17)
sonunda hep mutsuzluk vardır bu işlerin .. hep ama
0
taylor durden
(12.05.17)
Yaptığımı biliyorsun. Aile, kurulu düzen, kadrolu iş, para, vb. ne varsa hepsini dağıtıp geldim. Düzenimi yeni kurmuştum ve uzun zamandan sonra her şey düzene girmişti. Türkiye'deki imkanlarım düzgündü, yoluna giriyordu. Borcum harcım yoktu, beyaz yakalı ayarında maaşım vardı; fıstık gibi yaşıyordum. Biraz yoruluyordum gerçi, 4 saatlik trafik dışında derdim yoktu.

Şimdi, daha da çok çalıştığım, asgari ücretin az üstünde kazandığım, yaşamakta zorlandığım, düzenin ötesinde bir durumdayım. Hayatım yetişkin hayatından, öğrenci hayatına başladım; bildiğimiz sıfırdan ama bu bir 3 seneden sonra normale girecek.

Türkiye'de 3 sene sonra yine aynı yerde olacaktım, iş yerinde mobbing'e uğruyorduk ve o daha da yoğunlaşarak devam edecekti. Arkadaşlarım KHK'larla atıldı, belki ben de atılanlardan biri olacaktım. Geldikten sonra 'Tam zamanında gitmişsin, çekilmez oldu burası' diyen mesajlar aldım bol bol. Pişman değilim geldiğime ama güzellik bedavaya gelmiyor tabii ki.

Üstelik bunu birkaç sene sonra tekrar yapmak durumunda da kalabilirim. Bu ülkede olacağımın bir garantisi yok. Dil öğrenip başka bir ülkeye geçmeyi de deneyebilirim. Ama şunu biliyorum ki birkaç sene çok stabil bir düzenim yok.
0
aychovsky
(12.05.17)
temelli orada kalabileceksem evet. yoksa dil okulu için gitmeyi mantıksız buluyorum. yüksek için de gidilebilir.
0
nax
(12.05.17)
Hayat cok kisa, fazla garantici olmamak lazim diye dusunuyorum. Ben olsam kesin giderdim, hatta su an bavulumu toplamaya baslardim. Ha bu arada ben yillardir burada dikis tutturamamis biriyim, onun da etkisi var, belirtmis olayim. Gidince de hersey cok guzel olacak diye birsey yok, ama yine de denerdim.

Not: 30 kusur yasindayim.
0
loveisallaround
(12.05.17)
Kriterlere uyan birisi olarak, duruma bağlı diyorum.

Burada ticaret vs. yapıyorsam, işimi oturtmuş ve rahata alışmışsam bir daha düşünürüm. Ama normal bir çalışan vs. isem, şartlara bakarım. Eğer çok yoksulluk çekmeyeceksem ve köle gibi çalışmak durumunda kalmayacaksam giderim, kim ne demiş şeyimde bile olmaz. Kaldı ki sevgilim çağırıyor diyorsun ve muhtemelen evlenirim diyorsun. İlk zamanlarında sana yardım eder illa ki, o yüzden gidilebilir diye düşünüyorum.

Özet, para sıkıntım olmasa ben çoktan gitmiştim zaten. Maddi olarak burada halihazırda çok iyi durumda bulunuyorsam da yine ciddi bir düşünürdüm ve hatta gitme düşüncesi yine ağır basardı bence.
0
skooma
(12.05.17)
yaptim, devam ediyorum ama surunmem sanarken surunur hale geldim. pisman miyim degil miyim bilmiyorum, bazen pisman oluyorum bazen olmuyorum. fakat bu olay sevgiliyle beraber yapilacak is degil arkadas, sonu mutlaka kotu biter, kimse sizin icin hayatini degistirmez. degistirse de mutlaka basiniza karar, ya da icten ice nefret beslemeye baslar. siz hangi taraftasiniz bilmiyorum ama iki taraf icin de risk. iki kisinin de ayni seyi ayni derece tutkuyla istiyor olmasi gerekiyor bunu beraber yapmak icin. dedigim gibi, hayat gulluk gulistanlik gecmiyor, bazen maddi bazen manevi cok sayida problem yasaniyor yurt disinda, egitim falan orta yasta, cok zor.
0
kurbanlik koyun
(12.05.17)
kesinlikle giderdim, türkiye'de şu an iyi gözüken işin olsa ne yazar, yarın ne olacağını biliyor musun, işsiz mi kalacaksın, en doğal haklarından mahrum mu olacaksın, ülke nereye gidiyor belli değil.
hele bu ülke isviçreyse kesin giderim. 30 yaş zaten çok genç bir yaş, aile sıkıntı olabilir sadece onun için de iletişim kanalları çok gelişti zaten.
bence hayati önemi var bu konunun. kesinlikle giderdim
0
limoncello
(12.05.17)
bunun yaşla ilgisi olmadığını düşünüyorum.
30'lu yaşlardayım ve taşınamam.
20'li yaşlarda olsaydım da taşınamazdım, gidip farklı bir ülkede yaşayamazdım.

sevdiğim insanlar benden böyle bir şey istese çok üzülürdüm.

tabii bu benim düşüncem.

ben buraya ait hissediyorum. anadilimi konuşmak istiyorum. buranın yemeklerini yemek ve rakı içmek istiyorum.

bu ülkeyi düzeltebilmek istiyorum.

teşekkürler,
0
kosun lan mevzu var
(12.05.17)
daha kotu kosullarda yaptim bu eylemi, evet su an surunuyoruz ve biraz daha surunecegiz ama mutluyuz.

30larin sonu, evli ve cocuklu.
0
enaz3kedi
(12.05.17)
Ben de bunun yaşla alakası olmadığını düşünüyorum. Kişilik, beklenti ve hayaller ile ilgili bu durum. İsteğinizi belirtmenizin bencillik olduğunu düşünmüyorum, ancak sevgiliniz açık ve net bir şekilde istemediğini söylediyse ısrar etmeniz çok yıpratıcı ve üzücü olur. Farklı zamanlarda ve biçimlerde benzer bir ısrarı babam ve sevgilim üzerimde uyguladılar, üzüntüm ağlamaya kadar gitti fakat hiçbir yere gitmedim. Bu yüzden ısrar etmeyin.
0
gmzo
(12.05.17)
Yaşla alakası yok diyenlere katılmıyorum. İnsan öğrenciyken, gençken garsonluk, kasiyerlik, amelelik yapar fazla koymaz. Ama üniversiteyi bitirmiş eğitimli, iyi de bir işe sahip kişi bir anda hayat standardının bu derece düşmesini kolay sindiremez. Cem Yılmaz gosterisinde diyor ya hani, skmişim İngiltereyi, ne kasıyorsun pasaport görevlisi Pakistanlı diye. Bir zahmet en kalifiyemiz başvursun bakalım, İngiltere'de pasaport görevlisi olabiliyor mu olamıyor mu? Herşeyden once bir göçmensiniz, Hele bir de dile hakim değilsen, bir beyaz türkün burun kıvırdığı sekreterlik, resepsiyonistlik, garsonluk bile yapamazsın. Ha dile gerek duyulmayan bir mesleğin vardır, yazılım, it alanında ya da mutfakta şef sindir. Kendi mesleğini icra edersin, fazla standartların değişmez ya da daha da yükselir o ayrı. Ama her zaman bir yabancısındır, Londra ya da New York gibi bir kozmopolit yerde yaşamıyorsan bunu her zaman hissedersin.
0
neck_and_neck
(13.05.17)
yaparım ve yapıcam da zaten. planlarım o yönde. hatta, gücüm yeterse annemi de yanıma almayı planlıyorum ilerleyen senelerde.
0
i drive the hearse
(13.05.17)
25 yaşındayım. askerliğimi yaptım ve türkiye'de halen yüksek yapmaktayım. yazma sebebim başlığım aklımda kalması ve gaza gelmek. sevgilim yok, sapım, sadece annem ve babam var. başka kimseye eyvallahım yok.

"Yoksa bu kadar çabaya değmez mi diye düşünürsünüz? "

ama buna bazen evet diyorum.
0
rain when i die
(13.05.17)
yurtdisinda zorluk cekebilirsin, baslarda her sey farkli gelir. insanlari anlamayabilirsin, kazik da yiyebilirsin. ama bir sure sonra yurtdisina tasinmanin ne kadar dogru bir karar oldugunun farkina varacaksiniz. bu arada yurtdisindan turkiye'ye donus yapanlarin cogu, tutunamamis insanlardir..mesala odtu'de bu sekilde donmus cok hoca vardi.
0
ubi dubium ibi libertas
(13.05.17)
buradaki mutluluğunun ölçüsünü bilmeden kimse bişey diyemez aslında. yada der de bi sonuca ulaştırmaz seni ama benim kendim için fikrim şudur,yurtdışı askerlik gibidir kardeşim .. hele burada bir evi ailesi evi arabası gelrii olan biri için çok zor bir yerdir. bu durumda değilsen burada alta tabaka olacağına orada alt tabaka olmanı önerebilirim .
burada durum ortalama ve üstüyse kal ,değilse git
0
taylor durden
(15.11.17)
(8)

Başka Şehirden Pasaport Almak

Mehmet Ersoz
Merhabaİstanbul için pasaport sırası 15 mayıstan önce yok.Acaba bir başka şehirin emniyet müdürlüğüne başvurabilmek mümkün mü?Saygılar
Merhaba

İstanbul için pasaport sırası 15 mayıstan önce yok.

Acaba bir başka şehirin emniyet müdürlüğüne başvurabilmek mümkün mü?

Saygılar
0
Mehmet Ersoz
(24.04.17)
4-5 sene önce ben farklı şehirden almıştım. mümkün olmalı.
0
awlmi
(24.04.17)
mümkün
0
elorelia
(24.04.17)
Elbette mümkün, acil pasaport için Yenikapı'dan Yalova'ya gidip gelen biri vardı geçenlerde buralarda. Yakınsa Kocaeli veya Tekirdağ seçeneklerini de değerlendirebilirsin.
0
chicha
(24.04.17)
teşekkürler.

peki epasaport sitesinde randevusuz da alınabiliyor diyor bir kaç kişi.

acaba gidip şansıımı denemeli miyim?

bir de bu banka ödemesi randevu alınmadan ödenebiliyor mu?
0
🌸Mehmet Ersoz
(24.04.17)
mümkün. ben edirne'den geçen sene aldım. 30 geliş 30 dönüş 60 liraya edirne'ye gelip alıp dönersiniz. gelmişken de ciğer yiyin :d
not: randevusuz tanıdık falan olursa belki ama gerek yok öyle bir riske. edirne'de hiç sıra olmuyor.
0
golgi aygıtı
(24.04.17)
ataşehir ilçe emniyete git .. randevu alamadım ama acil bir düğün için 20 gün sonraya almanya ya gitmem lazım de .
alırlar rendevusuz başvuruyu .. bugün aldım ben 3-5 kişi randevusuzdu
0
taylor durden
(24.04.17)
başka şehirden de mümkün randevusuz da mümkün ama randevusuzun garantisi yok. polislerin keyfine kalıyor biraz. yoğunlarsa falan yüzüne bile bakmayabilirler.

ödemenin randevu ile ilgisi yok. devlet para verenden her türlü alır parayı.
0
nrmnm
(24.04.17)
randevusuz biraz şans işi sanırım. ben de bugün başvurdum randevum daha geç saatte olmasına rağmen sırada kimse yok diye beni aldılar randevun var mı diye soran da olmadı
0
Tam1Hi0n3
(24.04.17)
(3)

Otomobil alırken yedek anahtar?

trklmsr
Otomobil alırken yedek anahtarın olup olmaması ne gibi sonuçları doğurur.İlanlara bakıyorum mesaj atıyorum kiminde var kiminde yok.Adam elindeki yedek anahtarla gelse arabayı açıp gitse ne olacak.Kafamda deli sorular.
Otomobil alırken yedek anahtarın olup olmaması ne gibi sonuçları doğurur.
İlanlara bakıyorum mesaj atıyorum kiminde var kiminde yok.
Adam elindeki yedek anahtarla gelse arabayı açıp gitse ne olacak.

Kafamda deli sorular.
0
trklmsr
(19.04.17)
Yedek anahtarı olmayan bir araba alırsanız arabanın çalınması durumunda kaskonuz size ödeme yapmaz. Çünkü çalınma durumunda iki anahtarı da ister sizden kasko şirketi. Anahtar ile çalınma durumunda ödeme yapılabilmesi için de çeşitli koşullar var, valeye, otoparklara, yıkamacıya vb. belge karşılığında teslim etmek gibi. Bu gibi durumların dışında aracınız çalındığında iki anahtarı da sunamıyorsanız geçmiş olsun, bir bardak su için.

Dolayısıyla yedek anahtar=araba diyebiliriz.

Ancak bunlar yedek anahtarı kaybolmuş bir araba almamak için bir sebep değil. Aracı alıp yeni bir anahtar çıkartıp immobilizer kodlamasını yeniden yaptırabilirsiniz. Böylece eski anahtar arabayı çalıştırmak için işlevsiz kalır. Kapıyı açar ama motoru çalıştırmaz.

Ya da arabayı alıp, kasko yaptırırken yedek anahtarının bulunmadığını beyan ederseniz kaskodan yukarıdaki işlemleri ücretsiz yaptırır, sonraki sene yapılacak poliçenizde bu işlemin yansımasını fiyat artışı olarak görebilirsiniz.

Yeni anahtar ve kodlama işlemi genelde 300₺ civarı oluyor. Eğer yedek anahtar kumandalı ise bu fiyat 500-600lere çıkıyor. Kapı kilit ve kontak mekanizmasını da değiştirmek isterseniz hem fiyat çok artıyor hem de zahmetli bir iş.

Tüm bunları düşününce ben yerinizde olsam yedek anahtarı olmayan bir araba almazdım. Çaresi var, ama gereksiz uğraş. Bir insan yedek anahtarını kaybetmişse ve tekrar çıkartma ihtiyacı duymamışsa, yeni kodlama yaptırmamışsa ya salaktır ya da anahtarı vermek istemiyordur diye düşünürüm ben. Bu sebeple de o insandan araba almam zaten.
0
md11
(20.04.17)
poliçe başlangıcında bu durum beyan edilirse ve poliçeye not düşülürse bir sorun olmaz .
beyan önemli ..
sigortacıyım
0
taylor durden
(20.04.17)
Yedek anahtar hayat kurtarıyor, yedek anahtarsız araba almayın kesinlikle. eğer kaybederseniz ya da unutursanız yeni nesil bir araba için 2000 lira ödemeniz işten bile değil.

o yüzden yedek anahtarsız arabalara çok yönelmeyin derim.
0
unutulamayanlar
(22.04.17)
(24)

Evet mi Hayır mı ?

sorunvar
Neden evet neden hayır ? Alayım düsüncenizi ?
Neden evet neden hayır ? Alayım düsüncenizi ?
0
sorunvar
(06.04.17)
hayır. parti genel başkanı hsk ya üye atadığı için
0
oscar
(06.04.17)
Hayır, çünkü ülkenin demokratik hale geleceği koca bir yalan: www.evrensel.net

Bu kadar fazla yetki, bu kadar fazla güç kimseye iyi gelmez. O yüzden "beyefendisinin" sağlığını düşünen AKPli dahi hayır oyu kullanmak durumunda. Diğer türlü bu gemi batar. Yandaşı dahil olmak üzere hepimiz su altında kalırız.
0
sevgikusunkanadinda
(06.04.17)
hayır:

hukukun geri gittiği hiçbir devlet iflah olmamış tarih boyunca.
0
pirlonun sakali
(06.04.17)
hayır : çünkü akp ve mhp evet diyor.
0
hayati cozemeyen adam
(06.04.17)
Hayır. Bu kadar çok yalan söyleyen, insan/kul hakkı yiyen, adaletsizlik yapan ve hiç de aydın olmayan bir yönetime bir müslüman olarak da Türk olarak da kadın olarak da İNSAN olarak da evet diyecek değilim. Evet diyecek olanların insanlık derecelerinin yerlerde süründüğüne inancım tam.
0
yaren
(06.04.17)
evet diyen yok mu ? :)
0
🌸sorunvar
(06.04.17)
haiyr, padisahlik secimle gelmez, gelecekse kanla gelir.
padisahligi oyluyoruz aq saka gibi ya. adamlar 15 yilda cumhuriyeti kaldirdilar ya. aqdugumun liberal yavsaklari, yok vesayetmis, yok ordu cok mudahale ediyormus da, gorduk hangi ordunun mudahale ettigini gecen sene. tayyipin atadigi ordu darbe yapti.
ahmet altan, mehmet altan, hasan cemal, ahmet insel, fuat keyman, deniz ulke aribogan, murat belge, can dundar ve daha nice benzerlerinin hepsinin gotune koyim.
0
baldur2
(06.04.17)
Hayir cunku Cumhuriyet kolay kurulmadi. Evet cikarsa sonraki adim eyalet sistemi olacaktir. Yavastan dillendiriyorlar zaten. Vatanin bolunmezligi ve birligi icin HAYIR.
0
duyurumvar
(06.04.17)
@devcileyin
bir de senin gibiler var, tek bildikleri baskalarinin dediklerini elestirmek olan. sana burada dusuncen sorulmus, baskalarinin dusuncelerini elestir denmemis. sen nesin peki? birbirinizden farkiniz yok, onlar da ayni, siz de yobazsiniz demekten baska ne biliyorsunuz sizin gruptakiler? siz konformistsiniz cunku, ne etliye ne sutluye karisan ne sis yansin ne kebap yansinci aslinda iki taraf da aynisiniz tek mantikli, humanist, ozgurlukcu benim kafasindaki marjinalimsi ne idugu belirsiz guruhsunuz en fazla.
0
baldur2
(06.04.17)
EVET Çünkü Kahve verdiler.
0
partizan
(06.04.17)
kısa olacak bu saatte 10 saat yazmaya enerjim yok.

yasama yürütme ve yargı tek kişinin elinde toplanıyor (açıkla demeyin aksini iddia eden de kördür bence zaten). bunların toplanacağı kişiyi de sevmiyorum. seveceğim biri gelse de bu durumu bozar zaten. o yüzden hayır.
0
tuzumkuru
(06.04.17)
Soma için hayır.

Hatırlatma: 301 madencinin ihmaller sonucu öldüğü şehir.
0
Apocalypse
(06.04.17)
ülkeyi 15 senede bu hale getirenlerin daha da boka batması için, evet. ülke öyle skilmez böyle .kilir.
0
stewie
(06.04.17)
evet çünkü düble yollar yapıldı rabbıya şükür asdfasasdf
0
cekilmis gayfe
(06.04.17)
evet, çünkü birkaç musibet milyonlarca nasihatten etkilidir.
0
g7mor
(06.04.17)
tarafsız olacağına dair onuru ve şerefi üzerine yemin etmiş birinin yeminini her muhtemel anda bozduğunu görüyorum.
özet: hayır.
0
gkct
(06.04.17)
yeni başkan öldüğünde yerine vekalet edecek kişinin kim olduğunu ben seçemiyorum.. halen gizli saklı olan paralel yapılanma içindeki kişilerin olduğunu kendileri söylüyorlar.. vekalet edecek kişinin de gizli saklı kişilerden biri olmadığını nerden bileceğiz..

bu ve buna benzer birçok nedenden dolayı hayır...
0
jesues
(06.04.17)
Başkanlık sistemi ile yönetilen, afganistan, iran, mısır, filistin vb ülkeler gibi olmamak için hayır.
0
peggy
(06.04.17)
Cok kisa soyleyeyim, "kuvvetler ayriligi". Hayir deme sebebim bu. Salak olmadigim icin birkac maddeye bakarak kuvvetler ayriligi diye bir sey kalmayacagini farkedebiliyorum, bu yuzden hayir. Bu sadece bir sebep, bur suru sebep var hayir demek icin, usendim simdi yazmaya.
0
stavro
(06.04.17)
Yukarda yazılan hukuksal ve temel haklara dair sorunların da öncesinde. Sadece Erdoğan denilince akla geleneler:

-Tutuklu gazetici sayısı : 158

-Berkin Elvan, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Ethem Sarı Sülük, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni Yıldırım, Hasan Ferit Gedik, Mustafa Sarı

-Soma, Roboski ve niceleri

-Son bir buçuk yılda: 33 bombalı saldırı şehitler..

hayır. yeter.
0
qazaqwsx
(06.04.17)
@devcileyin

Evet kendi zihniyetim başta olmadığı için kızıyorum. Hiç merak ettin mi benim zihniyetim nasıl, Türklük müslümanlık kadınlık insanlık benim anlam dünyamda nerelerde?

Akpliden farkı olmayan sensin.
0
yaren
(06.04.17)
evet 10 oyum olsa 10 da evet . dibi görmeden sıçrama olmayacağına inanıyorum
0
taylor durden
(07.04.17)
@taylor
vereceginiz oydan bagimsiz olarak, devletler bir gecede dip gorup bir gecede sicrama yasamiyorlar yalniz. o 'dibi gorme' on yillar surup, 'sicrama'da yine on yillar hatta yuz yillar surebiliyor. dolayisiyla, evet ya da hayir hangisinin daha iyi olduguna inaniyorsaniz ona verin ancak sadece kendiniz degil onumuzdeki iki uc kusak icin de karar verdiginizi unutmayiniz.
0
kassiopeia
(07.04.17)
çocuklarıma hür yarınlar bırakabilmek için HAYIR.
başa babamın geçeceğini bilsem yine HAYIR.
Anayasaya ihtiyacımız varken bunu bırakıp rejim değişikliği derdine düşüldüğü için HAYIR. Dinimin daha fazla sömürülmemesi için HAYIR.
Bir gün esad gibi bir belayı başımıza sarıp yarın çocuklarımızın sarin gazıyla öldürülmemesi için HAYIR.
0
vassal
(07.04.17)
(23)

Evli çiftler duyguları taze tutmak için

yue
Ne yapıyorsunuz? Cinsel anlamda sormuyorum o konuda sıkıntı olmuyor nedense. Ama normal günlük hayatta birlikte kaliteli vakit geçirmek adına neler yapabiliriz? Bu hafta sonumuz şöyle geçti mesela; cumartesi ben komple temizlik yaptım o bilgisayarda çalıştı. Akşam o tvde maç izledi ben pcden dizi iz
Ne yapıyorsunuz? Cinsel anlamda sormuyorum o konuda sıkıntı olmuyor nedense. Ama normal günlük hayatta birlikte kaliteli vakit geçirmek adına neler yapabiliriz?

Bu hafta sonumuz şöyle geçti mesela; cumartesi ben komple temizlik yaptım o bilgisayarda çalıştı. Akşam o tvde maç izledi ben pcden dizi izledim. Pazar günü hafta içinin yemeğini yapıp genelde kitap okudum o da tv izledi. Normalde gezmeye gidecektik Pazar ama biraz tasarruf yapalım dedik. Ya gezmeden falan geçtim de doğru düzgün konuşmuyoruz bile zaten birlikteyken. Mesela yatakta yatıyoruz ya sohbet etmek yerine ikimizde telefonlarımıza gömülüyoruz. Zaten benim yakın kız arkadaşlarım da yok kendimi çok yalnız hissediyorum bazen.

Duygusal olarak bir şeyler paylaşmak, birlikte vakit geçirip eğlenmek için ne yapmak lazım oyun konsolu falan mı alsam ne yapsam :/
0
yue
(14.11.16)
Biraz islerde yardim etmesini isteyebilirsiniz? Yardim ederken sohbet de etmis olursunuz.
0
kuehles blondes
(14.11.16)
kuehles o pek mümkün değil ya kavga ediyoruz sonra daha kötü oluyor. zaten her hafta böyle temizlik yapmıyorum. arada bir bayan alıyorum.
0
🌸yue
(14.11.16)
Sürekli beraber durmayın. Farklı mekanlarda olup bir birinizi özleyin biraz. Ev arkadaşı gibi olmuşsunuz.
0
arnold schwarzeneger
(14.11.16)
Birlikte yapılacak aktiveler üretin. Dart alın eve mesela, puzzle alıp beraber yapın, filmi diziyi beraber izleyin ortak şeyler bulun. Misafirliğe gidin kafa dengi arkadaş yok mu? Tiyatro falan olabilir yine hem ucuz hem vakit geçer. Pilates Yoga falan yapabilirsiniz yine.
0
gozu acik sevisen yahudi
(14.11.16)
film izlemekten sıkıldık zaten film izlerken karşılıklı etkileşim olmuyor. kafa dengi arkadaşlar da var ayda bir görüşüyoruz mutlaka. benim isteğim ikimizin özel bir şeyler paylaşması.
0
🌸yue
(14.11.16)
arnold haklısın. sevişmeyi saymazsak ev arkadaşı gibi olduk gerçekten.
0
🌸yue
(14.11.16)
Çalışan insanların ortak sıkıntısı bu sanırım. Haftanın yorgunluğunu herkes dilediği gibi atmak istiyor ve çoğunlukla o iki gün de temizlik ve evde pinekleme ile geçiyor dışarı çıkmaya üşenildiğinden ya da yorgunluktan.
Belki şöyle bir şey yapılabilir. İkiniz oturup konuşup hafta sonlarınızı biraz daha canlı geçirmek için kendinizi zorlayabilirsiniz. Örneğin ortak ilgi alanınız olan ufak atölyelere katılmak, yakın yerlere yapılabilecek günü birlik ya da iki günlük tatiller, doğa gezileri, barınak ziyaretleri ya da farklı gönüllü işler (misal ihtiyaç sahipleri için çorba yapan çerçöp çorbacıları diye bir topluluk var ankara'da, bunun farklı illerdeki versiyonlarına katılmak gibi) hem faydalı hem eğlenceli olabilir.

Not: Evli değilim.
0
buff
(14.11.16)
evlenneden once ne yapiyordunuz?
0
sparkle kiddle
(14.11.16)
Ne kadar oldu evleneli? Evlenmeden önce de böyle miydiniz?

Bu telefona gömülme olayı toplumun %90ı için geçerli zaten.
Bir de birlikte bir şeyler yapalım diye zorladıkça ters teper diye düşünüyorum, akışına bırakın. Eşiniz zaten şikayetçi değil sanırım bu durumdan. Geçici bir dönemdir, biraz bekleyin. Düzelmezse oturup konuşursunuz açık açık.
0
peggy
(14.11.16)
sparkle birbirimizin içine düşüyorduk genelde

peggy 6 sene oldu evlenmeden önce böyle değildik pek daha çok sohbet ederdik en azından öyle hatırlıyorum. bi de o zaman hayatlarımızda monoton değildi galiba şimdi ev-iş arasında geçip gidiyor.
0
🌸yue
(14.11.16)
buff güzel öneriler vermişsin ama küçük bir ilçedeyiz seçenekler çok sınırlı. Özellikle mekandan bağımsız ne yapılabilinir biraz onun derdindeyim.
0
🌸yue
(14.11.16)
@yue şu duyuruda yazdıklarınız o kadar sevimli ve güzel geliyor ki..
0
güneyli çocuk
(14.11.16)
6 sene az değilmiş, bunu duyduktan sonra bana şu an çok normal geldi açıkçası:D Arkadaşlarım evleneli 1 sene dolmadığı halde bu şekildeler, terapiste gitmeyi düşünüyorlar.

Çoğu karı-koca çocuk yapıyor bu yüzden, oyalanacak bir şey çıksın:p

Şaka bir yana, terapiste gidebilirsiniz siz de. Biraz negatif bakılıyor bu terapi olaylarına ama ikinizi de tanıyıp, objektif bir şekilde yorum yapabilecek bir kişiye danışmak iyi olur.
Ya da ne bileyim, eşinizle, haftada bir akşam, tv, bilg, cep telefonu yok, sadece oturup sohbet edelim gibi anlaşmalar yapabilirsiniz. Ama zorlamamak lazım dediğim gibi.
0
peggy
(14.11.16)
Paylasiminizin az olmasi bence evlilik adina cok üzücü. Interaktif aktiviteler iyi olabilir. onun disinda aksamlari elektronik kullanimini yasaklayabilirsiniz evde. Mesela bizim televizyonumuz yok ve cep telefonuyla vakit gecirdigimiz zaman saati bile bulmuyor aksamlari. Sohbet ediyoruz, neler oldugunu anlatiyoruz gün icinde ya da daha cok hissettiklerimizle ilgili. Böyle seyler deneyebilirsiniz.
Bu iletisimi kurmak/duygularini ifade etmek bazi insanlar icin zor olabilir. Bu durumda birbirinize bazi günlük sorular sorabilirsiniz. Mesela biz yatmadan önce gün icinde sevdigimiz ve sinir oldugumuz birer sey söylüyorduk /anlatiyorduk.
Bunun yaninda haftanin 1-2 günü kendi arkadas cevrenizle bulusabilirsiniz ikinizde, yoksa sikici olur.
0
kimse
(14.11.16)
Tek başınıza yapamayacağınız şeyler yapın. Çok parça bavulla bir yerlere gitmek bile sayılır.

İki kişilik oyunlar veya kurslar da sayılır ama bunlar herkesin aklına kolayca gelen şeyler. Çok parça bavul taşımanın bile iki kişiyi birbirine yaklaştırdığını kimse düşünmez, ama bunun gibi şeylerle birbirinize tekrar yaklaşmaya başlarsınız.

Temizliği tek başına yapabiliyorsan, iki kişi yaparak büyük bir kazanç elde etmiyorsun. Hatta "sen iyi yapamadın bırak ben yapayım"lar başlıyor. Sen, senin hayatına göre bul iki kişilik bişeyler.
0
harzem
(14.11.16)
geyik yapın, bi şakayı birlikte geliştirin ilmik ilmik
0
sameidiot
(14.11.16)
beraber yürüyüş yapın ama böyle 10 km falan. iyice yorulana kadar yürüyün. yürüyüş yaparken sussanız da olur.
0
iwillsee
(14.11.16)
Evli degilim ama 2 yildir devam eden bi iliskim var..sadece beraber dizi ya da film izlemekle olmuyor.birlikte vakit gecirip sohbet ederek yapabileceginiz hobilere yönelin.biz puzzle yapmayi seviyoruz.bu yaz beraber masa yaptik mesela..tahtalarin kesilmesi, olculerin ayarlanmasi, zimparasi boyamasi cilasi derken zaten 2 haftamizi almisti.eglenerek de yapmistik..ama maalesef bi yerden sonra tikaniyor heralde.biz de son bikac haftadir senin anlattigin sekildeyiz :/
0
astrid
(14.11.16)
Bir evlilikte en çok bu durumdan korkuyorum sanırım. O da sizin başınıza gelmiş. Madem dizi, film izliyorsunuz, izledikten sonra onları değerlendirmeyi deneyin. Evde oturunca pek bir şey yapılmıyor. Dışarı çıkmayı deneyin. İlle para harcamak zorunda değilsiniz. Alın bir tane fotoğraf makinesi, gezip durun.
0
dissendium
(14.11.16)
çocuk yok galiba ,çocuk yapın
0
taylor durden
(14.11.16)
Ben anlamadım. Geçinip gidin işte niye zorluyorsunuz ki?
0
benaslindayohum
(14.11.16)
Evli değilim, dolayısıyla kulak asmasanız olur.

Standart evlilik olmuş açıkçası, garip gelmedi bana. 9 yıllık evli bir arkadaşım şöyle dedi geçenlerde , "Evlenmeden önce en çok bundan korkuyordum ama o kadar yavaş ve dikişsiz bir geçiş oluyor ki, üzülmüyorsun ve hatta o şekilde rahatlayabiliyorsun bile". Belli bir yıl sonra, eğer evli çiftler bungee jumping yapıp heyecan körüklemiyorsa, en normal evlilik şekli bu.

peggy'ye katılıyorum; aktivite için zorladıkça "Hanım abidik gubidik işler çıkarıyor. Bir haftasonum var, onda da yan gelip yatamıyorum" deme olasılığı var. Tabii, bunlardan zevk alan birisi ise ve sizden bir adım bekliyorsa demez ama ilk olasılığa dönelim. O yüzden, bir aktivite yapılacaksa "Aşkım, hafta sonları dağa tırmanalım" gibi değil de, ikinizi de heyecanlandıran bir şey olması önemli. Yani, daha çok 'Aşkım, hadi halı sahaya git, ben de seni izleyeyim' gibi bir şeyler olmalı ama halı sahada onu izlemek de özel zevkleriniz içinde yoksa, o da yemez. Beraber spor iyi bir fikir olabilir. Ya da evde yapılacak bir şey olması daha da önemli. Puzzle yapmayı seviyorsanız, oturup puzzle yapabilirsiniz. Oyun konsolu hiç fena bir fikir değil ama siz FIFA tarzı oyunlar oynamayı seviyor musunuz, o var. Ortak çok sevilen oyun bulun ki, 'Bütün gün konsolun başında, beni hiç görmüyor, kafasını kaldırmıyor' olmasın.

Bu noktada arkadaşlar çok önemli hale geliyor doğrusu. Aynı kişinin hem eş, hem en iyi arkadaş, hem tek fikir danışılacak kişi, hem de kalan birçok şey olması, iş terimleri üzerinden konuşursak, riski bölmemek oluyor. Burada demek istediğim ana fikir aynı kişinin hem eş, hem arkadaş, vb. olması değil; tek olması. Sizin ve onun arkadaşlar bulması ve onlarla konuşa konuşa kendi muhabbetinize taze kan getirmeniz bir çözüm ve hatta güzel bir çözüm. Hatta, onların dedikodusu bile bazen "Yaşasın, bir şeyler paylaştık ve eğlendik" hissi verebilir.

Bir de evlilik, sevgililik gibi şeylerde bir tarafın aktif ve sosyal olması önem taşıyor. Sizin paylaşabileceğiniz şey azaldıkça, tampon olarak evin içini şen tutabilmek için eve arkadaş davet etmek gerçekten kurtarıcı. Kafa dengi çiftlerle arkadaş olup bir şeyler yapmayı deneyin. Kısa vadeli bir çözüm değil, uzun vadede etkili. Şöyle söyleyeyim, neredeyse 50 yıllık evli annem babam aynı durumdaydı son 40 küsur yıldır. Haliyle 'E her şeyi birbirimize anlattık. Anlatacak bir şey kalmadı ki, ne konuşacağız çocuklardan başka" benzeri bir durum oldu. Birkaç kafa dengi çift buldular ve birlikte okey oynamaya başladıktan sonra birbirleriyle yeniden laflamaya başladılar. Şimdi o arkadaşlar olmadığında onlardan öğrendikleri konuların, onların başlattığı muhabbetin devamını getirebiliyorlar. Evi şenlendirmek için kafa dengi bir kalabalık önemli. Sizin de varmış zaten bu arkadaşlarınız, onlarla görüşmeyi sıklaştırabilirsiniz.

Ek olarak arnold + 1, birbirinizi özleyin. Birbirinize 'Nasıl geçti' diye sorabileceğiniz şeyler olsun. Bu yüzden, sizin arkadaş edinmeniz de gerekiyor. Sürekli beraber olmak, bir odayı hiç havalandırmadan o odadan çıkmamak gibi bir şey. Siz birtakım kurslara başlayabilirsiniz ve böylece orada edindiklerinizle onunla konuşacak bir şeyleriniz olabilir. Tabii ki eşle birlikteyken yalnız hissedeceksiniz, çünkü cicim ayı değilse tek bir kişi için kaldırılamayacak bir sorumluluk bu.

Bu aşk tazeleme için de ayda bir haftasonu otelli, açık havalı motelli bir yerlere gidilebilir ama eş de istiyorsa ama zorlamadan. Tasarruf olsun diye uğraşıyormuşsunuz, o yüzden çok uygun gelmedi ama bir seçenektir yine de.
0
aychovsky
(14.11.16)
maç izleyin. valla diyorum bak. en azından bir kere deneyin. adam oturmuş maç izliyorsa, iki bira kapıp yan koltuğa geçin heyecana ortak olun. 1,5 saat zaten nedir ki? ciddi değişiklik olur ikiniz için de. eğer biraz kafası çalışıyorsa, kendisi de bir benzerini yapacaktır.

"cinsel anlamda sıkıntı olmuyor" demişsiniz ya bu da sıkıntı. arada bu konuda çiftlerden birinin arıza çıkarması şart. örneğin her istediğinde, her ortamda, her şekilde erişmek değersizleştirebilir. arzın çok olması değerini düşürür biliyorsunuz. abartmadan dengelemek lazım.

adam tatlı bir rüyada gibi. hafif bir silkelemek lazım.

seks OK, tek başına tv izleme OK, maç izleme OK, dırdırdan uzak sakin oturmak OK, yemek ve temizliğin halledilmesi OK, gezmek yerine tasarruf yapmak OK, kızlarla gezmeye çıkmayan kadın OK...

eh bir yerde arıza çıkarıp adamı rüyasından uyandırmanız şart. ama tatlı tatlı öperek uyandırmak gerek. sahip olduğu hayatın değerini fark ettirmek lazım ki elinden kayıp gitmemesi için kıçını kaldırıp biraz çaba göstersin.
0
elestirman
(14.11.16)
(14)

boşanmaya çalışan evli çift

zenc
yakın bi çift arkadaşımız var. hatun kısmı sevgisinin bittiğini, artık eskisi gibi olmadıkları için boşanmak istediğini söyledi. erkek kısmı ilk kabul etti. sonrasında baktı iş ciddi yokuşa sürmeye başladı. kızın ailesi araya girdi boşanmalarını istemediklerini söyledi. evlilik terapisine gittiler.
yakın bi çift arkadaşımız var. hatun kısmı sevgisinin bittiğini, artık eskisi gibi olmadıkları için boşanmak istediğini söyledi. erkek kısmı ilk kabul etti. sonrasında baktı iş ciddi yokuşa sürmeye başladı. kızın ailesi araya girdi boşanmalarını istemediklerini söyledi. evlilik terapisine gittiler. doktor tatile gidin vakit geçirin dedi hepsini yaptılar ama başarılı olamadılar. ama kız eşi durumu kabullenip hazır olana kadar boşanmamaya karar verdi. ama kendisini eve kapattı hiç birimizi görmez konuşmaz oldu. ölü gibi. erkek sosyal hayatına devam ediyor. çok seviyor da ama kız tamamen bitirmiş.. ailesi kızın son halini görünce onlar da kabullendi.. çocuk kızın psikolojik sorunlu olduğunu sağlıklı karar almadığını doktora gitmesi gerektiğini kıza söyleyip duruyormuş.. ben de çocuğa kıza bu konuda baskı yapmaması gerektiğini. kızın boşanmak isteyip hala boşanamadığı için böyle kotu durumda olduğunu söyledim..

neyse kız bayramda ailesi ile memlekete gidiyor.. biz de arkadaş grubu tatile. kız bugün aradı o da sizinle gelsin yalnız bırakmayın. gecen evde 15 sayfalık mektup buldum bana, ailesine teşekkür ettiği.. masada da boş ilaç kutusu varmış..

biz tatile çağırırız sıkıntı yok da. bence asıl çocuğun psikolojik desteğe ihtiyacı var ve kız bu mektubu gördüğünü çocuğa söylemeli.. ciddi veya değil kız berbat durumda vicdan yapmış. o hazır olana kadar bekleyeceğim ama ölü gibi olacağım diyor.

arkadaşları olarak biz ne yapalım bunlara yahu?
0
zenc
(22.06.16)
kızın sevgisi niye bitmiş ? hayatında bir başkası olması yüksek ihtimal bence sizin de bilmediğiniz . sevgi öyle durduk yere biter mi ? Kaç senelik evliler ?

bence çocuğu tatile alın kız da kafasını dinlesin. hayatında başkası yoksa düzelebilir gibi geldi bana.
0
Esinsin
(22.06.16)
ayrıca kız apaçık sağlıksız bir ruh halinde o hazır olana kadar bekleyeceğim ama ölü gibi olacağım demek çok sağlıksızca bu kimseye bir şey kazandırmaz.
0
Esinsin
(22.06.16)
niyesi bizi ilgilendirmez. sevgi bitebilir evet ve ben nedenini araştırmaktan yana değilim.

böylesi iki taraf için de sıkıntılıysa zorla devam etmeye ne gerek var?
0
safepassage
(22.06.16)
yok biz de ilk oyle dusunduk ama 3. bir kişi yok.. hızlı bir kararla genç yaşta verilmiş bir evlilik kararı. karakter ve yasam tarzı olarak cok farklılar. bunları fark ettıkce sevgı azalıyor. sonrasında erkeğin ısrarla cocuk yapmak istemesi kızın istememesi erkeğin ısrarı baskısı derken.. o farklı oldukları davranışlar, alışkanlıklar gözüne batmaya başlıyor..
0
🌸zenc
(22.06.16)
kıza sinirlendim valla iyice ölçüp, tartıp, biçip sonra evlilik kararı vermek gerekiyor bunu yapmadan evlenip sonra sevgim bitti deyip boşanmak çok kötü bir şey karşı taraf için.
çocuk baskısı yapması da kötü bir şey karşı tarafın tabi en basiti bunu evlenmeden konuşmak gerekir mesela onu bile konuşmadan evlenmişler.
bence çocuk kaçsın kendini kurtarsın bu kızdan.
tatile götürün, olmayacağını anlatın, onun yanında olduğunuzu hissettirin bence.en azından daha az üzülerek atlatsın.
0
Esinsin
(22.06.16)
yaşlar kaç
0
Alt4y
(22.06.16)
kız 30 erkek 27
0
🌸zenc
(22.06.16)
Yazacak çok şey var da yazamıyorum. Söz, nişan vs. bunun için var. Karşındaki insan sana uygun değilse baştan olmaz dersin. Kızın yaptığı büyük ayıp.

Ancak 2 kişi arasındaki her şeyi tam bilmek mümkün değil. Önce kadın tarafıyla konuşup, sorunları çözmeyi deneyin. Sevgi bitti vs. boş laflar. Ne oldu da bitti. Erkek kötü mü davrandı, ağzı mı kokuyor, para mı vermiyor? Durduk yere sevgi bitmez...

Eğer ki hala boşanmak istiyorsa kocasıyla konuşup ikna edin. Bu şekilde devam etmesi ikisini de yıpratır.
0
kartallar yuksek ucar
(22.06.16)
@Kartallar yüksek uçar
Kızın yaptığı niye ayıp olsun ki? Sevgi biter,insanlar değişir, hayattan beklentileri istekleri farklılaşır,insan insandan sıkılabilir zamanla.

Vicdan yapmanın anlamı yok.bekleyeceğim ama ölü gibi davranacagim ne demek allah aşkına,uzamasi hem kadın hem erkek için sıkıntılı.
Hayatta neler yaşıyor insanlar,ne acılar çekiyor, kimse aşktan ölmez. Önüne bakmalı ikisi de.milletce arabesklikten catlayacagiz.
0
demoniclewinsky
(22.06.16)
@demoniclewinsky, çok detaya girmek istemiyorum ama dediğim gibi insan zaten flört, nişan aşamasında karşısındaki tanıyıp, beraber bir ömür geçirip geçiremeyeceğini, sevip sevmediğini anlar. Olumsuzsa da bitirir.

Ancak birlikte yaşamak bambaşka bir olay. Bir takım sorunlar olmuş olmalı ki bu sevgi bitsin. Bence durduk yere, arada sorunlar olmadan bitmez sevgi.
0
kartallar yuksek ucar
(22.06.16)
"hızlı bir kararla genç yaşta verilmiş bir evlilik kararı. "
"karakter ve yasam tarzı olarak cok farklılar. "

Bu şartlarda sonuç normal.
0
harvey
(22.06.16)
psikoterapi.
ama ayrı ayrı. çift terapisi değil. ikisi de kendi bulunca boşanmak için engel kalmayacak.
0
seksen9
(22.06.16)
kız boşanmak istiyorsa boşanırsınız yahu, gurursuz musunuz ? aynı şey erkek istediği zaman da geçerli .. boşanın abicim nedir.. ister psikolojik olsun ister olmasın!
boşanın
0
taylor durden
(24.10.22)
başlık açılalı 6 yıldan fazla zaman geçmiş. adamlar ikinciye üçüncüye evlendi belki. googledan falan mı bulup hortlatıyorsunuz bu duyuruları?
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(24.10.22)
(16)

en uzun acı

soybean
en uzun üzüntünüz ne kadar sürdü?üstünden 7 ay geçti ben hala ilk günki kadar acı çekiyorum. bi nebze bile azalmadı acım. sizin acılarınız ne kadar sürüyor? benimki neden bitmedi hala?konu fark etmez.
en uzun üzüntünüz ne kadar sürdü?

üstünden 7 ay geçti ben hala ilk günki kadar acı çekiyorum. bi nebze bile azalmadı acım. sizin acılarınız ne kadar sürüyor? benimki neden bitmedi hala?

konu fark etmez.
0
soybean
(25.01.16)
yaklasik 2 sene gecti, azalmadi. cunku etkisi devam ediyo hemen her gun aklima geliyo.
0
icim urperiyor
(25.01.16)
ilk günkü kadar acı çekmiyorsundur, ilk günkü kadar çeksen duramazsın 7 ay boyunca.
0
floydian
(25.01.16)
duramıyorum ki zaten :/ hep ağlamalı, nefes sıkışmalı falan geçiyor günlerim. acaba doktora gitsem bişe yapabilir mi? :(
0
🌸soybean
(25.01.16)
yeni bir hatun veya adam bul iyi kötü.
0
floydian
(25.01.16)
bi kere dostum(kız) s*kt*r etmişti, 2 ay kendime gelememiştim. bi kere boynuzlandım, 3-4 ay sürdü etkisi. her ayrılık 1-2 ay etki bırakıyor. geçiyor ama. unutuyor mu alışıyor mu bilemem, ama geçiyor.
acı çekiyorsun biliyorum. bugün debeye girmiş bi enty de çok güzel yazmış eleman. hiç gelmeyecek birisini beklemek diye. neyi beklediğin önemli evet ama beklerken ne yaptığın dah aönemli. hayatının merkesi zensin, senin etrafında dönüyor herşey. öyle yada böyle bişeyler dönüp gelecek veya karşına çıkacak. arada boş durma. acı eşiğini yükseltip duracağına azcık mutlu olmayı dene. severek başla, sevilerek karşılığını bulursun. unutmak yerine kabullen işte. devam et.
0
hasmetizm 2046
(25.01.16)
boş durmanın ötesinde bundan sonrası boşuna yaşamak gibi geliyor. evlenelim diye iş bulmak için uğraştık ayrıldık iş buldum, ölesiye anlamsız geliyor şu anda çalışmak. ne anlamı var ki o kazandığım paranın onla harcayamadıktan sonra? gidip bankaya bakmıyorum bile kaç param var diye. her sabah inşallah bugün ölürüm diye uyanıyorum. çok acı çekiyorum. böyle bi hayvan falan olsam da öldürseler beni keşke. ya da başka bi ülkeye gitsem de orda öldürseler. niye hiç azalmıyo ki bu şey?
0
🌸soybean
(25.01.16)
Ilk ayriligimin acisi 4 yil surmustu. Ilk yil ot gibi yasayip tavanla dost olmustum. 3 yil de hergun onu dusundum ara ara acidi. Simdi hala ruyamda gorur ozlerim. Uzulurum. Ama gecti bence. Sonra baskasiyla ciktim acisi 1 ay bile surmedi. Kimden ayrildiginiz cok belirleyici.
0
nekolaytezla
(25.01.16)
başkasıyla çıkarken korkmadınız mı? ya onun kadar sevemezseniz, ya o kadar mutlu olamazsanız diye?
0
🌸soybean
(25.01.16)
Onun kadar sevemeyip o kadar mutlu olamazsanız bu kadar canınız da yanmaz. İyi yönünden bak:)
0
mezzosprite
(25.01.16)
sağolun, gülümsettiniz :)
0
🌸soybean
(26.01.16)
hocam senin cinsiyetin nedir? erkeksen, şöyle bir iki tokat atayım sana kendine gel.

"boş durmanın ötesinde bundan sonrası boşuna yaşamak gibi geliyor. evlenelim diye iş bulmak için uğraştık ayrıldık iş buldum, ölesiye anlamsız geliyor şu anda çalışmak. ne anlamı var ki o kazandığım paranın onla harcayamadıktan sonra? gidip bankaya bakmıyorum bile kaç param var diye. her sabah inşallah bugün ölürüm diye uyanıyorum. çok acı çekiyorum. böyle bi hayvan falan olsam da öldürseler beni keşke. ya da başka bi ülkeye gitsem de orda öldürseler. niye hiç azalmıyo ki bu şey?"

şu yazdıklarını bir defa oku, on defa oku. senin varlığın o kişinin varlığına mı bağlı, ayrı bir birey değil misin sen? sensiz mutlu olan kişiyi böylesine önemsemek acınacak bir durum.

sert çıktım biraz, aslında bu sana değil kendime kızgınlığım. ben de birkaç yıl önce bir başkası için senin yazdıklarına benzer şeyler yazmıştım. o kızgınlığım hiç geçmedi kendime.

şimdi, kendine işine ver, işinle ilgili hedefler koy. hadi bakalım.
0
dead and broken
(26.01.16)
sanırım bi doktora gitme zamanım geldi.
0
🌸soybean
(26.01.16)
kendinize dışarıdan bakmayı becerebilirseniz herşey unutulur .
aynı duygularla 8 ay kasılmıştım .fakat o ilişki başlamadan önceki beni hatırlamayı başardım . yakışıklı karizma popüler bir adamdım ki zaten .. sonrasında bir daha aşık oldum ,evlendim yakışıklı bir oğlum var ..
o kasıldığım 8 ayı bilerek hatırlayıp sadece gülüyorum .. ve bu gibi kasılma dövünme dönemlerinin sakız alınmayan çocuğun ağlamasına benzetiyorum . o çocuğun ağlaması ne kadar anlamsız ise eski sevgiliye ağlamak o kadar anlamsız ..
hayat sizin ne dünya malı için ne de elin kızı/erkek i için yanmak ağlamak anlamsız arkadaşlar .. gereçekten ..
0
taylor durden
(26.01.16)
keşke dışardan bakabilsem ve şu saçma durumu kabullenebilsem. kesin seneye bu zaman şu hissetiklerim için çok utanıcam.
0
🌸soybean
(26.01.16)
7 ay çokmuş, bunu genelde tavsiye etmiyorum, reçete gibi oldu, ama gerçekten başka bi ilişki lazım.
onu da seversin niye sevmeyesin? hem sevgi sana bağlı bir şey, sanma ki karşı taraf çok iyiydi, mükemmeldi de o yüzden aşık oldun, sen aşık olabilen birisin ve bi başkasını da sevebilirsin. belki çok daha mutlu olursun, artık biraz etrafına falan bak, kendine uygun birini bul.
0
pamuk helvalar cebe
(26.01.16)
bazen diyorum bi maymnunla aynı odada kalsam ve ben üzgünken gelip bana şefkat gösterse falan kesin ona da aşık olurum diye. çok haklısınız aslında. benim biraz bilinç altıma geçmişime yönelmem lazım, öyle hissediyorum.
0
🌸soybean
(26.01.16)
(10)

dev bir kavga çıkarmamak için kendimi zor tutuyorum

kakamelsokoban
önceki hafta sultanahmetteki patlama çok yakınımda oldu, fazlasıyla etkisinde kaldım. o günden beri sürekli kabuslar görüp sıçrayarak uyanıyorum. geçen cuma da işyerinde aslında benim olmayan bi iş çoğu kişi izinli olduğu için üstüme kaldı ve ben dosyayı bir yerden bir yere götürmem gerekti. yolda a
önceki hafta sultanahmetteki patlama çok yakınımda oldu, fazlasıyla etkisinde kaldım. o günden beri sürekli kabuslar görüp sıçrayarak uyanıyorum. geçen cuma da işyerinde aslında benim olmayan bi iş çoğu kişi izinli olduğu için üstüme kaldı ve ben dosyayı bir yerden bir yere götürmem gerekti. yolda arkadan gelen bir tır bizim aracı görmediği için bagaj kısmını altına alarak uzunca bir süre yolda sürükledi. ben arkada oturuyordum ve tır elimi uzatsam çok rahat dokunabileceğim kadar yakındı. az daha bariyerlere çarpacakken diğer araçların kornalarla el hareketleriyle adamı ikaz etmesi sonucu kurtulduk. resmen mucize eseri sağ kaldık. zaten sultanahmet patlamasının etkileri silinmemişken bu yaşadığım ikinci talihsiz tecrübe oldu. psikolojim bombok durumda.

kazadan kurtulur kurtulmaz eşimi arayıp haber verdim böyle böyle oldu ama iyiyim diye. akşam eve geldi bir sürü söylendi, kızdı, bağırdı vs oradan bir soğukluk oldu aramızda. ben de psikolojimin çok kötü olduğunu kafamı dağıtmak için bir şeyler yapmamızı istedim. bunun üzerine anneme gidelim dedi, arkadaşlarla görüşelim dedi. istediğimin birine gitmek veya biriyle görüşmek olmadığını, zaten çok uzun zamandır baş başa market dışında bir yere gitmediğimizi, kendi başımıza plan yapıp romantik bir gün geçirmek istediğimi söyledim.

nedense bundan fazlasıyla rahatsız oldu, onu suçlar gibi konuştuğumu söyledi. ben çok güzel planlar yapıyorum (annesi? arkadaşları?) sen hiçbir şeyi beğenmiyorsun, memnun olmayı bilmiyorsun dedi. suçlamadığımı, zaten olan bir durumu sesli dile getirdiğimi söyledim, aksini söyleyebilir misin dedim, durdu düşündü bir şey bulamadı çünkü ağustos ayında birlikte tatile gittiğimizden beri tüm planlarımızı birileriyle yaptık. öyle olunca durumu çarpıtmaya başladı, sanki ben sürekli dırdır yapıyormuşum, onu darlıyormuşum gibi söylendi. uzatma artık, sürekli aynı konuları açıp durma, memnun değilsen sen bir plan yap onu yapalım insanları suçlamak çok kolay dedi ki hayatta dırdır yapan bir insan değilimdir. bu durumu da ilk defa dile getirdim, onda da suçlar tonda değil gayet sohbet tonunda çok uzun zamandır birlikte plan yapmıyoruz ben baş başa kalmak istiyorum dedim. baktım onun derdi beni anlayıp çözüm üretmek değil kendini aklamak, boşa konuşmak istemedim ben yatıyorum iyi geceler deyip yattım.

o tartışmadan beri yüzüğünü çıkarmış konsola bırakmış takmıyor. gece de yanımda yatmıyor salonda kanepede uyuyor.

bu kadar salak bir sebepten işleri bu noktaya getirmek çok saçma değil mi? amacı ne gerçekten anlamıyorum. arayıp yanlış yapıyorsun demek istiyorum ama bir yandan da ilk adımı atan ben olmak istemiyorum. hep ilk yaklaşan ben olduğum için bu güveni aldı benden. kakamel nasılsa dayanamayıp barışacak diye emin olduğu için ufak şeyleri böyle büyütebiliyor. çünkü ben kavgadan küslükten nefret ederim. o tartışmadan beri uyku uyuyamıyorum konuşmadığımız için.

ne yapmam gerektiğini gerçekten bilmiyorum ama kalbim çok kırıldı. gayet normal bir isteğimin ipleri kopma noktasına getirebilmesine gerçekten şaşkınım.

bu noktadan sonra nasıl bir davranış sergilemeliyim?

yazanlara, yol gösterenlere şimdiden teşekkürler
0
kakamelsokoban
(25.01.16)
Sanki biriktirmis icinde bu da alakasiz zamanda patlamasina yol acan son damla olmus gibi. Bence konus ona anlattir derdi neymis, eğer orta yolu bulabilecek gibiyse sakin sakin sen de kendi açından anlat. Yok hala mantiksiz konusuyorsa tamam de kusluge devam.
0
instant crush
(25.01.16)
Yanlış
"zaten çok uzun zamandır baş başa market dışında bir yere gitmediğimizi"
Doğru
"bugünlük baş başa vakit geçirmek istiyorum, gel birlikte şuraya gidip şunu yiyelim"

evet bu bir suçlama
"onu suçlar gibi konuştuğumu söyledi. ben çok güzel planlar yapıyorum (annesi? arkadaşları?)"

suçlama devam
"zaten olan bir durumu sesli dile getirdiğimi söyledim, aksini söyleyebilir misin"

daha da çok suçlama... kendini aklamak daha da çok suçlamak.
"onun derdi beni anlayıp çözüm üretmek değil kendini aklamak, boşa konuşmak istemedim

haksız duruma düşünce kaçmak
ben yatıyorum iyi geceler deyip yattım."

gerisi zaten saçma erkek davranışları.

sorun psikolojinizin bir iki olayla bozulması değil, genel olarak bir beklentide oluşunuz (birlikte vakit geçirmek) bunun olmasını sağlamak yerine suçlamaya gitmiş ve suçlamanızı destekler deliller toplamışsınız.

birlikte vakit geçirecek olayları siz oluşturun beklentiye girmeden. özeleştiri ile birlikte eşinizden beklentilerinizi bildirin.
0
s man chen
(25.01.16)
senin tarzında hata var, kusura bakma.
canının sıkkın olması karşındakine saldırma hakkını vermez. eşinin üstüne gitmişsin, suçlamışsın, doğru söylemiş. ne istediğin değil ne şekilde istediğin önemli. eşin senin moralini düzeltme yada isteklerini yerine getirme mecburiyeti olan biri değil.
eşini seviyorsan git öp, sarıl, gönlünü al. zaten uyuyamıyorum diyorsun, belli ki sen de suçluluk duyuyorsun.
0
vecihi ile fikret
(25.01.16)
Her şeyi anlardım belki de, kaza atlatmış eşine akşama gelip bağırmak bence makul değil. Bu nasıl bir değer vermemedir yahu? Kusura bakmayın ama empatiden yoksun geldi bana eşiniz.

Başka bir zamanda çıkan bir tartışma olsa s man chen+1 derdim. Ama sizin bu psikolojinizin üzerine eşinizin kendini haklı çıkarma gayesi olmamalı. Başbaşa bir plan yapmak konusunda ikna edemiyorsanız kendiniz gidin istediğiniz bir şeyler yapın. Kimseyi sizi anlaması için zorla ikna edemezsiniz.

Şu an yanınızda olmuyorsa, olması için zorlayıp iyice koparmayın ipleri. Biraz sakinleştiğiniz ve kendinizi iyi hissettiğinizde bu konuyu konuşur tatlıya bağlarsınız.
0
lcha
(25.01.16)
İlişkilerin yanlışı doğrusu olmaz. Taraflardan biri gerçekten kötü bir duruma düşebilir; sözlerini dikkatli seçemez ya da kırıcı davranışlarda bulunabilir. Her şeyden önce kötü bir halde de olabilir. Bu gibi durumlarda eşe düşen asıl görev bu durumunda onu toparlayabilmektir. Yoksa yukarıdaki gibi ergen irisi bir davranış ile "bu yanlış bu doğru" diye değerlendirilen bir ilişkinin içine düştüyseniz vay halinize...
0
Frederick Co
(25.01.16)
iki taraf da biriktirmiş ve patlamış. bu arkadaşlarla buluşma meselesini daha önceden belirtmeniz ve alternatif programlar sunmanız gerekiyordu. o duyuruyu da hatırlıyorum bu arada. şimdi annesini ve arkadaşları aynı anda reddedince o da duygusallık yapmış. tamam yüzüğü çıkarmak abartı bi tepki. olay bu kadar yükselmişken alttan alın. haksız olduğunuz için demiyorum, ilişkinizin devamı için diyorum.

ha benim başıma gelse o yüzük bi kere çıksa bi daha giremez parmağına der ultimatom verirdim. ama bu da işleri daha da gererdi. ondan benim yapacağımı yapmayın. makul insanınız, karşılıklı medeni insanlar olarak konuşun
0
la noix
(25.01.16)
adam dolmuş sana bir şeylerden. başbaşa kalmayı çok istiyorsan yap bir plan ve öner ona. ne diye onun yapmasını bekliyorsun?

yaşadıkların karşısındaki duyarsızlığı ise ayrı bir konu. ne olursa olsun insan sevdiğinin sağlığıyla ilgili bir konuda vurdumduymaz olmamalı.
0
sen git ben geliyorum
(25.01.16)
Öncelikle büyük geçmiş olsun, patlamadan vesaireden değil de, zaten kavga edecek duruma gelmişsiniz. bu onun tuzu biberi olmuş.

Şimdi söyleyeceklerim seni kırmak için değildir, aksine eksiklerini görmüş olursun. Bu böyledir kesin böylesin diyemem, sadece belki kafanda bir ampul yanar, ya da onu düzeltecek birşey bulursun belki.

Bence, senle tek vakit geçirmekten sıkılmış, eğlenceli olmadığını düşünüyor ki paso arkadaşlarla vakit geçiriyor. Bunları bir gözden geçir, ona göre neden eğlencesiz kaldığını düşün. Onu eğlendirmek için birşeyler yapabilirsin, nelere düşkün olduğunu görüp onlara yönlenebilirsin. Arkadaşlarıyla bir plan yapıp onun da çok eğleneceği bir etkinlik düzenleyebilirsin, böylelikle ön plana çıkarsın. Neticede evlilik sadece kağıda atılan bir imzadan ibaret olabilir, fakat hayatın sonuna kadar burun burunasınız bunu unutma. İnsan tabii ki sıkılacaktır.

Senin durumuna gelince de alttan almak yerine böyle yaşadığın bir olayı hiç ciddiye alıp sana destek olmamış gibi bir durum söz konusu sanırım, ben böyle algıladım. Bu konuda hatalı duruyor. Umarım hatasını anlar, birşey diyemiyorum.

Fakat şunu dikkat ettim, yatakları ayırmak kadar kötü birşey yok. Bunu kesinlikle yapmamalı. Açık konuşuyorum bunun sonu iyi değil. İnsan her zaman karşındaki kişiyle anlaşamayabilir o gece dargın yatabilir fakat ne olursa olsun hiçbir zaman yatak ayrılmamalı. Yüzüğü çıkarıp takmamak ve yatağı ayırmak resmen s*ktir git demek gibi bişeydir benim gözümde.
0
ardolf rendall
(25.01.16)
herşey bir yana öncelikle geçmiş olsun.

fakat duruma gelirsek: bence üslubunuzda muhtemelen bir sorun var. karşı cinsi savunmak için demiyorum ama biz kadınlar bazen hassasken ifade etmek istediklerimizi suçlar ifadeyle ve biraz yanlış şekilde anlatıyoruz. sadece markete gidiyoruz beraber gibi bir cümle yerine "hayatım ben seni çok özledim, uzun zamandır senle kalamıyoruz baş başa sana da çok ihtiyacım var zor zamanlar geçirdim. anne arkadaş istemiyorum sadece seni istiyorum" gibi şeyler desen ben en ayı adamın bile sevgiyle yaklaşacağına inanıyorum. ki bende de bu üslup sorunu vardı. artık direkt neden neye ihtiyacım varsa söylüyorum. daha iyi anlaşıyoruz.

yüzük çıktıysa ya bir birikim vardır, ya da anlattığın gibi basit bir diyalog değildir.
0
kirazıseviyorum
(25.01.16)
seni seviyorum demekle seni seviyorum lan demek aynıdır fakat biri romantik değil di mi? amaç sevdiğini söylemek olsa da kabaca ..
dil önemlidir ..dikkat !
0
taylor durden
(26.01.16)
(5)

evliliklte meslek uyumu ne kadar önemlidir ?

cenkist
Mesela siz doktorsunuz ama eşiniz hemşire ve ya atiyorum 2 yıllık bitirmiş sıradan bir grafiker ..Tam tersi de olabilir kadın erkekden üst olabilir ? Bu tür şeyler evlilikte problem olur mu ?
Mesela siz doktorsunuz ama eşiniz hemşire ve ya atiyorum 2 yıllık bitirmiş sıradan bir grafiker ..Tam tersi de olabilir kadın erkekden üst olabilir ? Bu tür şeyler evlilikte problem olur mu ?
0
cenkist
(24.01.16)
issizlik cok kotu birsey...
0
e haliyle
(24.01.16)
evlenecek kadar anlaşabiliyorsanız olmamalı.
0
her gece aç
(24.01.16)
evlilikte eşler birbirleriyle "senin paran, benim param" muhabbeti yapmaya başlarlarsa isterlerse holding sahibi olsunlar arada zamanla sorun çıkar. bunun meslekle ilgisi yok. kadın-erkek farketmez sen eşinin yüzüne kendinle kıyaslayacak şekilde kazancının azlığını yüzüne vurursan o insan kendini her konuda yetersiz hissetmeye başlar. ataerkil bir toplum oldugumuz icin bunun etkisi erkekte daha fazla olur.

nöbetli mesleklerde asıl sorun eşle yeteri kadar vakit gecirememek. erkek tarafı doktor diyelim. adam nobetcidir, eve yorgun gelir, uyur. zaten kadın kocasını en son 40 saat önce gormustur. eger kadın o yorgunluk halinden anlamayıp da erkegi kendisine ilgi göstermeye zorlarsa erkek uzaklasir. ciftin aralari sogur. adam eşinden fazla hastanedeki hemsireleri goruyor zaten. zamanla aslında var olmayan nobetler, kongreler başlar. bir sure sonra kadin durumu anlar ve mahkeme sureci baslar. iki taraf da nobetli bir meslegin icindeyseler birbirlerini en azindan daha iyi anlarlar.
0
montauq
(24.01.16)
ayni isyerinde calismayin. isteki sorunlar eve, evdeki sorunlar ise tasiniyor.
0
fleshbloodmore
(25.01.16)
olmamalı ama . doktor hemşire ilişkisi maalesef olmaz .. birisi doktor olabilmiş ise uzak ara hemşireden daha egolu hissedecektir .. hemşirede hep ezik ..
amiral ile teğmen ilişkisi de olmaz ..
davullar dengi dengine arkadaşlar ..
ünlü ve daha ünlü ilişkisi de olmaz ayrıca .. biri hep verici olmak durumunda kalır ki bu da ilişki olmaktan çıkar birinin birine ilişmesi olur. tutkulu seks olduğu sürece tüm ilişkiler devam eder bir süre fakat sonu dediğim dengeye gelir dayanır ..
0
taylor durden
(26.01.16)
(3)

yeni sevgili görüşememe

sinerji
hafta içi cok yogun çalışıyor. İstanbul'un bi ucundan bi ucuna işe gidiyor ve havalar da çok soğuk kar yağmur vs. evler de yakın degil, ortak bi yerde buluşalım desek ortak yer bile çok uzak ikimize :( Ama ben kendi adıma havayı, karı, soğuğu göze alıp bulusmak isterdim onunla. O ise on beş gün ol
hafta içi cok yogun çalışıyor. İstanbul'un bi ucundan bi ucuna işe gidiyor ve havalar da çok soğuk kar yağmur vs. evler de yakın degil, ortak bi yerde buluşalım desek ortak yer bile çok uzak ikimize :(

Ama ben kendi adıma havayı, karı, soğuğu göze alıp bulusmak isterdim onunla. O ise on beş gün olmasına rağmen benimle dışarda gorusmedi. Bunun altında bi neden aramalımıyım yoksa gerçekten havadan sudan diye hak mı vermeliyim.

insan ne olursa olsun özlemiş olsa görüşmez mi

Ikimizde c.tesi pazar izinli oluyoruz. O görüşmek için plan yapmıyor, ben yapsam ve hadi gel bu hafta sonu da şunu yapalım desem nasıl olur ?
0
sinerji
(23.01.16)
Senden yorgun oluyordur o kadar yol tepiyorsa. Ortaya gitmeyin sen ona git. Memnun değilsen de sen plan yap.


Edit: Tamam sorumsuz itin tekiymis ayrıl peşinde koşacak birisini bul. Şimdi oldu mu?
0
gunde 3 litre kola icen adam
(23.01.16)
yok, yeni ilişkide haftasonu plan yapmaması normal değil. bu kadar da çok empati kurup anlayış gösterme. ben benimk ex'in buluşma konusundaki isteksizliğine "ama çok yorgun, çok yoruluyor anlayış göstereyim" diye diye aylarca alttan aldım, anlayış gösterdim. en sonunda aldatıldım. anladım mi seven insan iki eli kanda olsa vakit bulur, haftaiçi neyse de haftasonu bile kıçını kaldırıp yeni sevgilisiyle buluşmayan adamdan hayır gelmez . o kadar yorgunsa hiç senle sevgili olmasın, vaktini almasın. şu saatten sonra "çok yoğunum cnm snra buluşalım" diyen adama zerre anlayış göstermem yürüsün gitsin. evet bu konuda çok doluyum.
0
littlejack
(23.01.16)
ayrılık yakın .. aslında hiç sevgili olunamamış da denilebilir .
0
taylor durden
(26.01.16)
(5)

fast food çalışanına asılmak

didier therockbah
fast food çalışanına asılmakBeyler bayanlar bir süredir ünlü bir fast food markası çalışanından hoşlanıyorum. Mc donalds burger king gibilerden bir tanesini düşünün. Direk tanışıp bişeyler içme teklif etme tadında ilerlemek istiyorum. Acaba kurumsal kimlik adı altında ağzıma sıçılır mı yoksa en kötü
fast food çalışanına asılmak
Beyler bayanlar bir süredir ünlü bir fast food markası çalışanından hoşlanıyorum. Mc donalds burger king gibilerden bir tanesini düşünün. Direk tanışıp bişeyler içme teklif etme tadında ilerlemek istiyorum. Acaba kurumsal kimlik adı altında ağzıma sıçılır mı yoksa en kötü normal bi red mi yerim bilgisi olan var mı acaba? Burası iş yeri beyefendi moduna girerler mi götümde patlar mı olay herkes napıyor bu mal moduna girer mi tecrtübesi ya da bilgisi fikri olanlar yardımcı olurlarsa sevinirim.
Not:Çalışanlar part time çalışıyormuş öğrenci falan filan işte.
0
didier therockbah
(20.01.16)
Olayi bu kadar abarttigin icin ne sekilde asilmayi planladigini asiri merak ettim. Icine don giymeden gidip "ta taa!" diyerek montunun onunu mu acacaksin napacaksin?
0
letheavendangered
(20.01.16)
Telefon numarası buluşma falan isticem de malum memlekette o bile o ta taaaa olarak algılanıyor ya hani
0
🌸didier therockbah
(20.01.16)
çok fazla büyütmüşsün eğer onunla bir göz aşinalığın varsa ilk önce bir bahaneyle sohbet açıp daha sonra hiç bir şekilde senden hoşlandım vs. konularına girmeden iş dışında ne yaptığını sor sonra da işten sonra takılıp bir yerlerde bir şeyler içelim mi vs. gir konuya ama direkt böyle zart diye girme ilk önce yolunu yap. haydi gazan mübarek olsun.
0
kahtali duce
(20.01.16)
Daha once kurulmus goz temasi, gonderilmis gulucukler falan yoksa, sifirdan baslanacaksa biraz kilo almayi goze alman lazim, malum devamli musteri olup merabaa yine ben ayaklari en iyi adim olur. Hicbir temas yokken numara istenmez, super yakisikli falansan orasi ayri. En azindan kiz seni gordugunde tanisin, o asamadan sonra muhabbet kurmaya basla.
0
letheavendangered
(20.01.16)
bana çok yağ kokacak bir ilişki gibi geldi ,bir daha düşün derim .. neyse şaka bir yana , orda yerleri pas pası yapan çocuktan yada kızın yaka kartından ismini öğren .. face ten yakalarsın gibi .. ordan at bir arkadaşlık ..
önce ay ın elemanı panosuna da bakabilrsin ,dediğin gibi güzelse bir kaç ay birinci olmuştur ..
0
taylor durden
(26.01.16)
(17)

bir erkegi evlilige iten sebepler

regina phalange
Bayadir devam eden bi iliskim var. Ikimiz de evlilik dusunmuyoruz. Cevreme bakiyorum herkes patir patir evleniyor. Hadi kizlarinkini anlarim nşa hepimizin kafasinda evlilik gelinlik dugun vs var default olarak sonradan degisiyor ama ben de oldugu gibi. Her neyse oeki erkekleri evlilige ok dedirten o
Bayadir devam eden bi iliskim var. Ikimiz de evlilik dusunmuyoruz. Cevreme bakiyorum herkes patir patir evleniyor. Hadi kizlarinkini anlarim nşa hepimizin kafasinda evlilik gelinlik dugun vs var default olarak sonradan degisiyor ama ben de oldugu gibi. Her neyse oeki erkekleri evlilige ok dedirten olaylar ne? Duzenli seks hayati mi bana en yakini o geliyor. Yani adam 30 yasinda eli yuzu duzgun istese her gece farkli kadinlarla birlikte olabilirken bakiyorum elinde yuzuk kolunda karisul nasi oluyor ki bu?
0
regina phalange
(16.01.16)
Hizmet görme ihtiyacı. Yemeği pişsin, evi temizlensin, çamaşırı yıkansın, ütüsü yapılsın. Bi de yatak mevzusu. Erkek olsam ben de evlenirdim.
0
mandalina kokusu
(16.01.16)
Her gece farklı kadınla birlikte olmanın neden default olarak daha iyi olduğunu düşünüyorsun?
0
buff
(16.01.16)
soru ne kadar saçma sjkahfsdjkf, böyle bir soruyla gelse bir kadın, direkt o ortamdan sessizce uzaklaşırım.
0
devorgilla the gunslinger
(17.01.16)
Yani adam 30 yasinda eli yuzu duzgun istese her gece farkli kadinlarla birlikte olabilirken ???

neredeymiş bu yer? türkiye'den mi bahsediyoruz?
0
dead and broken
(17.01.16)
birisini gerçekten sevince, aşık olunca neden olduğunu anlarsın
0
sta
(17.01.16)
Erkek de evlenince sosyal ortamda ve is ortaminda daha cok kabul goruyor.
0
f_d
(17.01.16)
türkiyede 30 yaşında hangi adam her gece biriyle birlikteymiş yahu, neredeymiş o bolluk?
vardır ama az bir kısımdır, öyle adamlar da tanıyorum (her gece olmasa da baya haraketli cinsel hayatları var) biri 4 senedir nişanlı, nişanlısının yüzüne bakmıyor, aileler birbirine girmiş durumda, bir gün kıyamet kopacak ama du bakalım, öbürü .sen evlenmez zaten ama 35 yaşında, ömründe hiç kasmadı, geliri filan da öyle iyi değil ama babadan daireleri satıp satıp yiyor, yumurta kıramaz, evlenmesin iyi güzel de acaba yaşlanınca, para bitince, onu kim çekecek merak ediyorum. şimdi annesigili yazlığa yollayıp eve hatun atıp yemek yaptırıyor, 50sinden sonra ona kim yemek yapsın :P
bizim nesil için: çok çok varlıklı değilsen hem 65 yaşına kadar çalışacaksın, hem de 65 yaşında şimdinin bin lirası filan gibi bir emekli maaşı alacaksın, şu anda istanbulda kiralar zaten bin liralardan başlıyor...insanlar sadece cinsellik için evlenmiyor çocuk yapıp aile ortamında büyütmek, maddi olarak daha iyi bir güvenceye sahip olmak (daha neti = birinin maaaşıyla geçinip öbürünün maaaşıyla kredi ödemek!), 40lardan hele hele 50lerden sonra yalnız kalmamak için de evleniyor. öğretmen-öğretmen evliliklerine öğretmenler kendi aralarında "şirket" diyor :)
aşık olur evlenir, onu bilemem.
0
niye ama
(17.01.16)
Mutlu ve sefkatli bir aileden gelen erkekler, aile kavramina daha cok deger veriyor. Aile olmanin kutsalligina inananlar da var.
0
neferkitty
(17.01.16)
f_d +1

evliliği geçtim sevgilisi olan bile arkadaş çevresinde daha olumlu intiba bırakıyor. düzenli ve tertipli bir hayat da cabası.
0
kakao
(17.01.16)
kiz arkadas baskisi direkt. cogunlugu bi yastan sonra kafayi evlilikle bozup hayati dar ediyorlar erkek arkadaslarina. erkek de daha iyisini mi bulacagim bari elimdekinden olmayayim diye istemeye istemeye basiyor nikahi.
0
lead zeppelin
(17.01.16)
Ailesinin beklentileri de etkili.
0
arnold schwarzeneger
(17.01.16)
Öyle bir yazmışsınız ki sanki erkekler sadece ruhsuz, duygusuz pezevenkler afedersin. Robot muamelesi yapmanın anlamı yok.
Evliliğin altında sadece cinsellik, hizmet, statü veya baskı mı aramalı? Çok acayip.

Sta +1
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(17.01.16)
Bir kadinin evlenmesi icin asik olmasina gerek yoktur. Sevgi de kadini evlilige itebilir. Kadinin icgudulerinde anne olmak, yuva kurmak, ev sorumluluklarini ustlenmek gibi duygular barinabilir. Mesela kocasi cok zengindir kadinda bir sinif atlamak icin onunla evlilige ikna olabilir. Ama bence erkeklerde bu boyle degil. Biz asik olmadigimizla evliligi dusunemiyoruz. Asik oldugumuz zaman da hemen evlenmek istiyoruz. Erkek asiksa mutlaka yolu evlilige cevirir diye dusunuyorum ben...
0
bahtiyar
(17.01.16)
Sevgilinle open relationshipiniz yoksa seninle neden devam ediyorsa o sebepten evleniliyor

Yoksa senin sevgilin her gece baska hatunu mu kaldiriyor ords burda?
0
la noix
(18.01.16)
mandalina kokusu'na katılıyorum. artı bir de çocuk mefhumunu ekliyorum oraya.

kısa bir süre içinde evleneceğimi düşünüyorum. bu konuları da konuştuk sevgilimle. ikimizin de olur verdiği bir şey bu. birbirimizi seviyoruz. ayrıca hizmet gibi konular, ikimizin de rızası olduğu şeyler.

neden evlenmeyeyim böyle olunca?
0
mermize
(18.01.16)
genelde gerçekten iyi ilişkisi olan (evli olup) erkeklerden duyduğum şu "geleceğimde o insanı görebiliyordum" genelde de bu bir kişi oluyor. her durumda tahammül edebilyorlar vs.

ve sürekli başka kadınla yatmaktan daha değerli şeyler olmalı sanırım yaş ilerledikçe kadın da erkek de hayatında yanında bir yol arkadaşı arıyor.
0
kirazıseviyorum
(18.01.16)
cinsiyeti ne olursa olsun her insan birine ait ve birine sahip olmak istiyor . aslında kollektif yaşam dürtüsü galiba
0
taylor durden
(26.01.16)
(10)

Yönetici aidat öder mi?

menny
Yönetici`nin kanunen aidat ödemekten muaf oldugunu duydum. Bu dogru mu acaba ?
Yönetici`nin kanunen aidat ödemekten muaf oldugunu duydum. Bu dogru mu acaba ?
0
menny
(24.07.15)
apartman yöneticileri için böyle bişeyi bende duydum.
0
al basmadan donu var
(24.07.15)
doğrudur. hatta bizim yönetimi merkezi ısınma zamanında kömür parası da vermezdi.
0
bokmuhendisi
(24.07.15)
evet muaf
0
delidir yakalayin
(24.07.15)
aidat ödemediği gibi maaş alanları dahi mevcut.
0
optum kib bye
(24.07.15)
söz meclisten dışarı hepsi şerefsizdir ,onu bilirim ..
0
taylor durden
(24.07.15)
kesin bilgi mi?
0
🌸menny
(24.07.15)
öyle bir muafiyet yok.
ancak yöneticilik görevleri gereği yönetim planınca takdir edilen bir ücret var. bu ücret de çoğunlukla aidata sayılıyor.
0
bordeaux
(24.07.15)
bizimki ödemiyor, hatta asansör tamiratı için 400 lira para toplanacaktı ondan da muaf tutmuşlar.
0
inheritance
(24.07.15)
ekstradan toplanan paralari kast etmiyorum. onlar zaten ödeniyor. benim sordugum standart aidat. anlasilan konu ikilemde, bazi durumlarda ödeniyor, kimilrinde ise muaf... :(
0
🌸menny
(24.07.15)
menny, KMK 20. madde çok açık. muafiyet sonucunu nereden çıkarıyorsun? yönetim planıyla kararlaştırabiliyor sadece. muaftır şeklinde bir düzenleme mevcut değil.
0
bordeaux
(24.07.15)
(6)

fikir vericek olan var mi bana patronum sarkiyor ne yapmalıyım

deryack
adam surekli sakayla karışık takiliyodu ben de anlamazliga vuruyodum. israrla abi diyodum. abi deme diyo. ne diyim bey mi diyim diyip yine sakaya vuruyodum falan. evli çocuklu 13 yas da büyük ustelik. bugun baya ciddi ciddi laf etmeye başladı soyle de boyle de. herşeyi soyluyorum adam anlamiyo. lutf
adam surekli sakayla karışık takiliyodu ben de anlamazliga vuruyodum. israrla abi diyodum. abi deme diyo. ne diyim bey mi diyim diyip yine sakaya vuruyodum falan. evli çocuklu 13 yas da büyük ustelik. bugun baya ciddi ciddi laf etmeye başladı soyle de boyle de. herşeyi soyluyorum adam anlamiyo. lutfen artik bana bey diyon dedi gitti herif. artik bana hayati cekilmez kilicak. parami alamiycam dogru dürüst. bin tane zorluk. ya ne diyim ben bu adama. sunu da anlamıyorum karsindaki insanin senden hoslanmama özgürlüğü yok mu. kimden neyin öcünü aliyosun.
0
deryack
(24.07.15)
tek calisan misin?
Bu yaptiklarini kanitlama ihtimalin var mi diye sordum.
0
godless frog
(24.07.15)
Bi arkadaşınla anlaş. Sevfilin gibi seni almaya gelsin iş çıkışı. Tanıştırırsın patronunla da. En kısa sürede de ayrıl oradan. Psikolojin bozulur.
Mot: bu verdiğim tavsiyeden de, insanların böyle olmasından da utanıyorum.
0
phoenixboy
(24.07.15)
Benim eski patron da böyleydi. Dükkandaki personele sarkardı durmadan.
Yalnız ondan tek kurtulma yolu işten çıkmaktı. O dükkanın içinde olduğu sürece rahat vermezdi kesinlikle.
Bence sende çok bulunmaz bir iş değilse ayrıl hemen.
0
büyük engizisyoncu
(24.07.15)
cevaplar insanı kaygılandırıyor ve çok şaşırtıcı, bu mobbinge girer ve suçtur ayrıca tüm yasal haklarını sonuna kadar alırsın dava açma ve tazminat hakkında saklı kalır, sakın çıkma, adam hoşlanmaktan eziyet etmeye geçerse hemen çıkartmasını talep et, kabul etmezse tek taraflı fesih hakkını kullan, zor kullanırsa diretirse tacize varırsa çık direk noterden ihtarname çek 3 gün içinde, sonra davanı açabilirsin, bir sorun olursa çekinme yaz
0
su birikintisi
(24.07.15)
Su birikintisi +1
0
sen git ben geliyorum
(24.07.15)
taciz için taviz gerekir . vermek istemiyorsan hemen ayrıl ..
orada olman bile artık onun için tavizdir .
0
taylor durden
(24.07.15)
(5)

0 (sıfır) parayla psikiyatriste gidilebilir mi?

inancsiz deve
devlet hastanelerinde var mı psikiyatristler? ne diye gidiyoruz, nasıl oluyor süreç?işim gücüm yok, param yok. zorunlu sgk zımbırtısı var işte, devlet kendi ödüyordur herhalde.
devlet hastanelerinde var mı psikiyatristler?

ne diye gidiyoruz, nasıl oluyor süreç?

işim gücüm yok, param yok. zorunlu sgk zımbırtısı var işte, devlet kendi ödüyordur herhalde.
0
inancsiz deve
(24.07.15)
var buradan randevu alıp gidiyorsun hastanerandevu.gov.tr
0
hellojack
(24.07.15)
biraz araştırın tabii doktoru gitmeden.
0
sibertenik
(24.07.15)
Devlet hastanesindeki psikyatriste gitmedim ama tahminime göre ayrıca bir de bunun için tedavi görmen gerekebilir. Alay etmiyorum yanlış anlamayın. Gidip de memnun olan görmedim ve ayrıca devlet hastanesinde tedavi tam bir eziyet..
@siberteknik'in dediği gibi mutlaka bir tavsiye ile yahut dr u araştırarak gidin..
Geçmiş olsun...
0
hattorihanzoo
(24.07.15)
randevu sırasında psikolojik sorunun artabilir . doktorun yaklaşımlarını söylemiyorum bile .. tipik bir dahile uzmanına gitmişsen yaşayacaklarını tahmin edebilirsin aslında ..
bu gibi şeyler bizim ülkemizde fazla romantik
not: gittiğimden söylemedim ama türk insanıyız neticede bir kaç kereolay yerine polis çağırmışlığımız var ,kan kusturur bunlar adama kan ..

geçmiş olsun
0
taylor durden
(24.07.15)
randevu alıp gidiyorsun, genelde antideprasanları dayıyorlar, gerek görürse psikoloğa yönlendiriyor. psikolog seansı da öyle bir saat falan değil en fazla 15 - 20 dakika kadar.
0
inheritance
(24.07.15)
(19)

Neden boşanmalar bu kadar arttı?

napoli
Son zamanlarda görmüşsünüzdür etrafta boşanmalar çok arttı genç yaşlı farketmeden, ortada küçük çocuk olsun olmasın.Ne yapalım hep topun ağzında mıyız?(Aldatma ve şiddet haricindeki nedenler)Bazen de taraflardan biri bunalıma girip kendini çeker, eşini iter vb. Bu durum ayrılık nedeni midir?
Son zamanlarda görmüşsünüzdür etrafta boşanmalar çok arttı genç yaşlı farketmeden, ortada küçük çocuk olsun olmasın.

Ne yapalım hep topun ağzında mıyız?


(Aldatma ve şiddet haricindeki nedenler)

Bazen de taraflardan biri bunalıma girip kendini çeker, eşini iter vb. Bu durum ayrılık nedeni midir?
0
napoli
(13.01.15)
insanlar artık özgürlüklerine daha düşkün diye düşünüyorum, kimse kimsenin kahrını çekmek zorunda değilim diyor bana kalırsa.
0
prezarlatif
(13.01.15)
Tv yi açıp tartışma programlarını gereksiz yarışmaları,kostüm kıyafet yarismalarindaki diyalogları izlemissindir evlerin içi de öyle aile içi iletişim çekişme ve rekabete dayalı tartışmaya dönüşmüş durumda toplumda bu tür iletişim normal görülmeye başladı buda kanayan bir yara artık durum malesef bu boşanan kesimlerin hepsi ilestisim cikmazi yüzünden değil tabiki ekonomik sıkıntının verdiği huzursuzlukda ailelere yansiyor
0
steward
(13.01.15)
E normal. Devir değişti. İnsanlar özgürlüğüne daha düşkün. Eğitim seviyesi arttı. Kadınlar eskiye göre daha güçlü. Yani beyimdir dövse de sövse de o olmazsa ne yaparım modunda değil. Dolayısıyla kötü bir durum olduğunda çekmek istemiyorlar.
0
secilmis uye
(13.01.15)
evlenmeler de arttı, onu da göz ardı etmemek lazım. bazen evlenmiş olmak için evleniliyor ve sonradan hata yapıldığı anlaşılabiliyor. ya da birbirini iyi tanımadan evlenmek de buna etkendir, aynı evde bir yaşanmalı bence evlenmeden önce, kim nedir, huyu nedir öğrenilsin. insanların psikolojik durumları da çok değişti eskiye göre, şimdi artık depresyona ve bilimum psikolojik rahatsızlıklara çok açık bünyeler bence, bu da geçimzisliği beraberinde getirebilir.

bir sürü etmen var, nüfus da arttı geçmişe göre, sadece bunu bile doğru orantıya vursan belki sayı normal gelecek.
0
loveinaflipbook
(13.01.15)
Eskiden geniş aile baskısı kahir çekmeye zorluyordu. Sehirlesme ile aile kavramının kapsamı daralinca baskı kurabilecek gücünü yitirdi. Artık yemiyor yani.
0
nereye bu gidis
(13.01.15)
eskiden boşanma hor görülürdü. Çok kötü birşeymiş gibi. gene sorunları vardı insanların ama dul kalmamak için boşanmazlardı. etraf ne der vs..
Artık devir değişti. İnsanlar anlaşamadıkları zaman boşanmaktan korkmuyorlar.

Tabi bir yuvanın dağılması güzel değil ama bir ömür boyu mutsuz olmaktansa boşanmak kötü bir şey değil.
0
innerbliss
(13.01.15)
kadınlar güçlendi. sebep bu.
ayrıca bireycilik arttı, biz yerine ben deniyor.
0
dafuq
(13.01.15)
eskinin o on yıllarca devam eden evliliklerinin de büyük çoğunluğu yine mutlu değildi
belki evlilik devam ediyordu ama sağlıklı bir aile yoktu ortada
kadının ekonomik özgürlüğü de büyük etken, hem kendisi hem karşı taraf için
eskiden kadın istese boşanamıyordu, erkek istese kadın ortada kalacak diye boşanamıyordu
şimdi erkekler de daha rahat, nasılsa bakar başının çaresine diyor

insanımız aynı. genel toplumun kafa yapısı değişmedikçe, o eskiden türk aile yapısı diye övündüğümüz içi boş kavram, aslında gerçek olmadığını daha da ele verecek.
0
emirkulu2
(13.01.15)
çünkü insanlar artık daha zengin ve bencil. daha bireysel bir topluma dogru gidiyoruz. hepsi daha önce söylediğim gibi muazzam zenginleşmeyle alakalı.
0
fransizkalanadam
(13.01.15)
loveinaflipbook -1
evlenmeler arttı nedir ya. 20-30 yıl önce 30 yaş üstü bu kadar bekar insan mı vardı? tabiki artmadı. hem evlenmeler azaldı hem boşanmalar arttı
0
dafuq
(13.01.15)
Kadınlar artık kocamdır iatediğini yapar modunda değil. Eski evlilikleri sürdüren kadınların bu boyun eğmişliği idi. Kadınlar artık kendi ayaklarının üzerinde durabilen, maddi özgürlüğü olan insanlar olduğu için tahammül etmek zorunda değiller. Etmiyorlar da zaten :)
0
bir nick var benden iceri
(13.01.15)
hoşgörü azaldı.
0
yapma volkan
(13.01.15)
kendi ailem için konuşuyorum
o dayağı yiyen- dayak yüzünden çocuk düşüren -eski hatunlar boşanabiliyor olsaydı, şu anda evli çok az büyüğüm olurdu.
şimdikiler dayak yerse zaten boşanıyor -e boşansın bi zahmet- ama daha basit şeylerde de boşanıyor benim kuzenlerimden, evi zaten ben geçindiriyorum ne diye bi de koca kahrı çekecem diye ve bu gibi sebeplerle boşananlar-daha doğrusu kocasını boşayanlar :) oldu. e benim teyzelerim senelerdir aynı durumda ama boşanmıyorlar.
kadının eli güçlendi, geçimmiş, el alem ne dermiş kaygıları azaldı. erkek için çok fazla birşey değişmedi aslında. değişen kadın oldu o yüzden boşanmalar arttı bence.
ailemde çok çok farklı olan arkadaş çevremde ise kavgasız gürültüsüz; aşkın bitmesi, beklentilerin, gelecek planlarının farklı olması gibi konular yüzünden boşanılıyor.
evlenmek için evleniliyor, evlenme arttı konusuna katılamayacam. benim etrafımda bir tek çerkezlerde eskiden beri istemeyenin evlenmemesi- ve genelde de ailesine bakması- durumu vardı, adamlarda bu kabul ve saygı gören bir durum. Onun dışında eskiden 20sine gelene baskı yapılırmış şimdi o 30 oldu, evlenmeyen de evlenmiyor. Eskiden çok mu isteyerek evleniliyormuş? o zaman o zamanın koşullarına göre evlenmek gerekiyormuş, şimdi de şimdinin koşullarına göre, ama direnmek uymuyorsa evlenmemek şimdi daha mümkün.
0
niye ama
(13.01.15)
her geçen gün birey kavramı daha ön plana çıkıyor. biz diyen, çocuklarım, yuvam diyen eşler yerine ben diyenler çoğaldı. tahammül de oldukça azaldı. eskiden şiddet dahi görseler kocamdır sever de döver de diyen bir anlayış vardı. (şiddeti savunduğumdan değil anlayışa parmak basıyorum) günümüzde beni mutlu edemiyor, bana iyi bakamıyor gibi sebeplerle yuvayı bozanlar çoğaldı. eskiden koca ne kadar kötü olursa olsun çocuklarım için diye katlanan anneler vardı. günümüzde bu da önemsizleşti.

ben de buna dahilim yani. evlenirsem ve mutsuz olursam en başında kestirip atarım. ömür boyu ifrit olmağa yeğdir.
0
kallesnikof
(13.01.15)
@dafuq, o bekar diye saydığın insanlar önceden evlenip boşanmış da olabilir pekala.

ayrıca nüfusa göre yorumladın mı bunu? 20-30 yıl önceki nüfus ile şu anki bir mi? 1990'da 56 milyon olan nüfus 2013'de 76 milyou bulmuş, o zamana kadar %35 artmış yani... boşanmalar ne kadar arttı bunun da araştırması yapılmıştır illa. diğer sebepleri geçecek olursak, sadece nüfus artışı bile kendi başına bir etmen oluşturuyordur bence evlenmelerin de boşanmaların da artmasına, herşeyi etkilediği gibi, % olarak küçük ya da büyük.
0
loveinaflipbook
(13.01.15)
kallesnikof'a ek olarak;
ailem yuvam çocuklarım diye kendini yırtanların elinde hiç bir şey kalmadığına şahit olan nesil şimdiki. ben kavramına dönmeleri kadar doğal bir şey yok bu süreçte. çünkü hep ailesini düşünen insan, bir bakıyor kendisinden başka aileyi düşünen yok o ailede. kendini yıprattığıyla kalıyor.

toplum tümden bencillikten kurtarmak lazım. sırf ailem değil herkesi düşünebilmeliyim, ancak o zaman sevgiyi de saygıyı hakedecek konuma gelip birlikte yaşayabiliriz.
0
emirkulu2
(13.01.15)
hoşgörü azaldı. hem eşler birbiri arasında hem de aileler arasında. her şeyi iki kişilik yaşamayı istemek bireyselcilik bencillik çok fazla. büyük geniş aileler azaldı. tahammül edilmiyor hiçbir şeye. en ufak şey büyütülüyor. ve bence en büyük etken de "anlaşamazsam ayrılırım" rahatlığı. evlenmeden yapılan evlilik sözleşmeleri. bütün bunlar baştan evliliğin ömrünü belirleyen şeyler bence.
0
kakao
(13.01.15)
eğitim seviyesi arttıkça toplumlarda boşanma oranları hep artar.. hurafelere inananlar azalır.. elalem menfumu artık siklenmez ..
bireysel mutluluklar,hedefler daha çok öncelenir..
kadınları okutmamaları hep bu yüzdendi, eğitilen kadın düşünür,dünyası vizyonu genişler,sorgular . haklarını öğrenir.. mahalleyi akrabayı siklemez artık ..
erkekler için de geçerli bunlar..
0
taylor durden
(24.10.22)
abi yedi yıl geçmiş duyuruyu nereden bulup da zıplattın ya :)
0
mark greg sputnik
(24.10.22)
(2)

Fethiye - Ölüdeniz - Bodrum tekne turu

bi bok anlamadim
4 yabancı arkadaşımla güneye tatile gidiyoruz eylül başında. iki günümüzü tekne turuna ayıralım dedik ama kararsızlık yakamı bırakmıyor. aklımda 3 yer var; fethiye 12 adalar, ölüdeniz, bodrum.bunlardan ikisini seçeceğim. turumuz için önce bodruma gideceğiz 3-4 gün kalıp önce akyaka sonra da fethiye'
4 yabancı arkadaşımla güneye tatile gidiyoruz eylül başında. iki günümüzü tekne turuna ayıralım dedik ama kararsızlık yakamı bırakmıyor.

aklımda 3 yer var; fethiye 12 adalar, ölüdeniz, bodrum.

bunlardan ikisini seçeceğim. turumuz için önce bodruma gideceğiz 3-4 gün kalıp önce akyaka sonra da fethiye'ye geçeceğiz. Bu üç bölgeden ikisini seçmek istiyorum ama kararsızım. önceden gezip görüp beğenen arkadaşlara sorum hangi tekne turu ikilisi dersiniz?

bodrum - fethiye?
bodrum - ölüdeniz?
fethiye - ölüdeniz?

ya da bodrumda tekne turunu falan sallayın başka bişey yapın diyen olur mu acaba?
0
bi bok anlamadim
(20.08.14)
ölüdeniz ve fethiye çok yakın zaten ayırmana gerek yok ama ölüdenize gidip pişman olacaksın, girişte 2009 yılında yanılmıyorsam kişi başı giriş-şezlong 25 tl gibi bir rakam ödemiştik. yarım saat sonra çıktık plajdan.

fethiyede tekne turu yaptık bütün koylar eşsiz tavsiye ederim.
bodrum da sadece akyarlar ve karaincirde denize girdik.

ama bence onu bunu boşverin kaşa gidin.
0
siedorf
(20.08.14)
6 eylülde oradayım .kesinlikle bodrum -Gökova yapmalısın .. yada o güzergah arası yerler ..hepsi test edilmiştir ..
0
taylor durden
(20.08.14)
(11)

kayınvalideye anne deme eşiği

exist is pretty
mesela sevgiliniz var, tanıştınız ailesiyle. sonra nişan düğün vs. düğünden sonra mı nişandan sonra mı anne deniliyor. direkt sevgiliyken tanısınca denmez mi? bu eşik ne zamandır ?
mesela sevgiliniz var, tanıştınız ailesiyle. sonra nişan düğün vs. düğünden sonra mı nişandan sonra mı anne deniliyor. direkt sevgiliyken tanısınca denmez mi? bu eşik ne zamandır ?
0
exist is pretty
(18.08.14)
Aranızdaki iletişime bağlı. Bazı anneler var şeker gibi, kendisi uygun yolla sana anne dedirtiyor, senin çekincenin farkına varıp. Bazıları var evlendikten sonra bile surat 9'u 5 geçiyor, onlara ömür boyu anne denmez vallahi. Akışına bırak.
0
osurdum
(18.08.14)
Sevgiliyken anne denmez, yakışık almaz. En ideali nişanlıyken anne demeye başlamaktır. Şahsi tecrübemden konuşuyorum, yoksa bir araştırma vb yapmış değilim.
0
gonion
(18.08.14)
1 yıldır evliyiz. 2 yıl nişanlı kaldık.
Anne - baba lafı bir kere geçmedi..
0
quaker
(18.08.14)
sevgiliyken demeyin itici duruyor. sevgiliyken evli triplerine girip karıcım kocacım diyen sevgililer olur ya yer yer. aynı onun gibi bir şey bana kalırsa. nişandan sonra olabilir, evlendikten sonra en iyisidir.
0
syozkn
(18.08.14)
hiçbir zaman anne demeyin bu çok saçma ve samimiyetsiz bir gelenek.
0
dahili meddah
(18.08.14)
Her türlü riyakarlıktır. bir ilişkinin ne kadar samimiyetsiz olduğunun ispatıdır gözümde . iğrençsin tük halkı ,iğrenç ..
0
taylor durden
(18.08.14)
2 sene olacak evleneli.
anne diyemiyorum.
0
teknikekip
(18.08.14)
annesiz büyüdüğüm için o kelimeyi çok fazla kullanamadım ve ilerde umarım beraber olduğum kişinin annesi bu samimiyeti anlar diye düşünüyorum ama kadın ne annesi lan da diyebilir yani haklı olarak. yine de bu eşik anladığım kadarıyla spontane gelişiyor.
0
🌸exist is pretty
(18.08.14)
23 yıllık evliyim,nişanlıyken kayınvalideme anne demeye başladım,kadının ilk damadıyım.eşim de aynı şekilde hitap ediyor benim aileme ve benim annem gelinini iki kızından daha önde tutar,şu an yoğun bakımda yatıyor iki gün önce yanına gittiğimde gelinini çok özlediğini söyleyip ağladı.Siz ne kadar samimi ve içten yaklaşırsanız eşiniz de aynı şekilde davranacaktır.davranmıyorsa bir seyler ters gidiyordur.
0
gun olur asra bedel
(18.08.14)
Gereksiz ve saçma bence, hele sevgiliyken, çok komik...
0
mutlusismankedi2015
(18.08.14)
anne demekle samimi olunmaz hissetmekle olur
0
taylor durden
(27.01.16)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.